Gelişmiş Ekonomilerde Kamu Borcu 228,2 Trilyon — Yeni Borç Krizi Riski
AHATTİN GÖNÜLTAŞ - Gelişmiş ülkelerde hızla büyüyen kamu borçları, zayıf ekonomik büyüme ve reformlardaki yavaşlıkla birleşerek yatırımcı kaygılarını artırıyor. Bu dengeler, ekonomistlerin yakın zamanda bir borç krizi olabileceği öngörüsüyle tahvil piyasasında oynaklıklara yol açıyor.
Küresel Görünüm ve Temel Veriler
Mali baskılar; artan faiz giderleri, demografik değişimin getirdiği sağlık harcamaları, savunma bütçelerindeki yükseliş ve iklim kaynaklı ekonomik kayıpların artmasıyla daha da derinleşiyor. Tüm bu faktörler, gelişmiş piyasalarda uzun vadeli borçlanma maliyetlerinin yükselmesine katkıda bulunuyor.
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 17 Eylül tarihli analizine göre, küresel kamu borcunun GSYH oranının bu yıl yüzde 95,1 seviyesine çıkarak 2,8 puan arttığı öngörülüyor. IMF'in olumsuz senaryosunda bu oranın 2027’ye kadar yaklaşık yüzde 117'ye yükselmesi ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en yüksek seviyeye ulaşması bekleniyor.
Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) 25 Eylül'de yayımladığı "Küresel Borç Monitörü" raporu, yılın ikinci çeyreği sonunda küresel borcun 337,7 trilyon dolar olduğunu; gelişmiş ekonomilerin toplam borcunun ise 228,2 trilyon dolar düzeyinde bulunduğunu bildirdi. Gelişmekte olan ülkelerde toplam borç 109,5 trilyon dolar olarak hesaplandı.
OECD verilerine göre devlet tahvil ihracları 2023'te 14 trilyon dolar iken 2024'te 16 trilyon dolar'a yükseldi ve bu yıl 17 trilyon dolar seviyesine çıkarak rekor kırması bekleniyor.
Nedenler ve Politika Zorlukları
Gelişmiş ülkelerde artan popülizm, sık kabine değişiklikleri ve hükümet değişimleri, politika yapıcıların kamu borcunun sürdürülebilirliğini sağlamak için gerekli radikal kararları almasını zorlaştırıyor. 2008 finansal krizi, avro krizi, Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi dönemlerde sıkça tercih edilen çözüm yeni borçlanma oldu.
IIF, Almanya, Fransa ve Japonya gibi ülkelerde artan mali yükler konusunda uyarırken, finanslarını sürdürülemez bulan yatırımcılara karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Enstitü uzmanları ABD'deki kısa vadeli borçlanmanın toplam ulusal borcun yaklaşık yüzde 20'sini oluşturduğuna dikkat çekerek, bunun merkez bankaları üzerinde faizleri düşük tutma yönünde siyasi baskıyı artırabileceğini belirtti.
Ülke Bazlı Riskler
Fransa
Paris'te süregelen siyasi belirsizlik, GSYH'nin %110'un üzerindeki borç yükünü ve AB'nin kabul ettiği sınırların neredeyse iki katı olan bütçe açığını kontrol altında tutmayı zorlaştırıyor. Fransa’nın kamu borcu GSYH’nin yüzde 113,9’una denk gelirken, IMF bu oranın 2030’a kadar yüzde 128'in üzerine çıkacağını öngörüyor. Ülkenin borcu 3 trilyon 345 milyar avro seviyesinde.
Fitch’in bu ay Fransa’nın kredi notunu "AA-"den "A+"ya düşürmesi, borçlanma maliyetlerini artırarak bütçe süreçlerine ek baskı getirdi. Fransız devlet tahvillerinin risk primleri son dönemde yüksek seviyelerde seyrediyor.
İtalya
İtalya, Avro Bölgesi'nin en yüksek kamu borçlarından birine sahip. Ülkenin borcu 3,2 trilyon avro olup, GSYH'nin yaklaşık yüzde 140'ına denk geliyor. Yıllarca süren bütçe açıkları, yavaş büyüme ve yapısal zayıflıklar borç sürdürülebilirliğini zorlaştırıyor.
İngiltere
İngiltere'nin kamu borcu GSYH'nın neredeyse yüzde 100'üne ulaşırken, borcun faiz yükünün bu yıl kamu harcamalarının yüzde 8,3'ünü oluşturması bekleniyor. Uzun vadeli borçlanma maliyetleri Eylül'de yüksek faizlerin etkisiyle 1998'den bu yana en yüksek seviyelere çıktı.
ABD
ABD'nin borç yükü yaklaşık 37 trilyon dolar'ı aşıyor ve faiz ödemeleri yıllık bazda 1 trilyon dolar'ın üzerinde. ABD, dünya nüfusunun yüzde 5'ini oluştururken küresel ekonominin yüzde 25'ini ve yeni oluşan borcun yüzde 45'ini tek başına oluşturuyor. Kenneth Rogoff gelecekte beş yıl içinde bir borç krizi öngörürken, Ray Dalio "finansal kalp krizi" uyarısı yaptı.
Japonya
Japonya, kamu borcunun GSYH'ye oranında yüzde 235 ile dünyanın en yüksek düzeylerinden birine sahip. Enflasyon ve faiz beklentileri ile Japonya Merkez Bankası'nın tahvil alımlarını azaltma ihtimali, ülkenin borçlanma maliyetlerini ve piyasaların dikkatini artırıyor.
Almanya
Almanya'nın kamu borcu GSYH'ye oranı 2024'te yüzde 62,5 olarak gerçekleşti. Ülke, gelişmiş ekonomiler arasında görece düşük borç/GSYH oranına sahip olsa da büyük altyapı programları ve savunma harcamaları bütçe açıklarını yükseltiyor. 30 yıllık tahvil faizleri 2011'den bu yana en yüksek seviyede bulunuyor.
AB ve Birliksel Yükümlülükler
AB'de kamu borcunun GSYH'ye oranı 2025'in ilk çeyreğinde yüzde 81,8'e yükseldi. Brüksel, Kovid-19 döneminde “AB kurtarma fonu” için piyasalardan yaklaşık 800 milyar avro borçlandı; şimdi bu borcun geri ödenmesi ve yeni AB tahvilleriyle yeniden finansman tartışmaları sürüyor. Almanya bu yaklaşıma karşı çıkıyor.
Genel olarak, IIF ve IMF verileri, gelişmiş ekonomilerde borçlanma ihtiyaçlarının salgın öncesi seviyelerin üstünde kaldığını ve kısa vadede anlamlı bir tersine dönüş işareti görünmediğini gösteriyor. Bu tablo, politika yapıcılar için zor kararlar alınması gerektiğine işaret ediyor.