Komarov: Akkuyu NGS'de Lojistik ve Finansal Engeller Aşıldı
FİRDEVS YÜKSEL - Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom Kalkınma ve Uluslararası İş Geliştirmeden Sorumlu Birinci Genel Müdür Yardımcısı Kirill Komarov, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesindeki lojistik ve finansal zorlukların aşıldığını, 2028 sonuna kadar 4 güç ünitesinin tamamlanması için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Komarov, başkent Moskova'da düzenlenen "Dünya Nükleer Haftası" kapsamında Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını yanıtlarken projeye ilişkin ayrıntılar paylaştı.
Akkuyu'nun Türkiye ve bölge için önemi
Komarov, Akkuyu NGS'nin Türkiye için taşıdığı önemi vurgulayarak, "Türkiye'nin ilk büyük nükleer güç santrali olacak. Akkuyu, günümüzde aynı sahada bir anda inşa edilen, toplam kapasitesi neredeyse 5 bin megavat olan 4 güç ünitesinin inşa edildiği dünyanın en büyük nükleer inşaat sahası." ifadelerini kullandı.
Komarov, santral tamamlandığında Türkiye'nin elektriğinin yaklaşık %10unun buradan sağlanacağını, bunun çevre dostu ve temiz enerjiye katkı sağlayacağını belirtti. Ayrıca düşük karbon ayak izi sayesinde Türk ürünlerinin rekabet gücünün artacağı ve ihracata katkı sunacağına dikkat çekti.
Lojistik ve tedarik sorunları nasıl çözüldü?
Komarov, projenin yürütülmesi sırasında lojistik ve ekipman tedarikinde yaşanan zorluklara değinerek, "Ne Türkiye'deki Akkuyu projesine ne de Rosatom'a karşı herhangi bir Batı yaptırımı uygulanmıştır" dedi. Dünyadaki genel atmosferin projeyi etkilediğini ancak sorunların çözüldüğünü vurguladı.
Komarov, örnek olarak Siemens'in güç çıkış sistemini teslim etmekten kaçınmasını gösterdi ve bu sorunun Rusya ve Çin'den tedarikçilerle çözüldüğünü kaydetti. "Bugün itibarıyla sistem neredeyse çalışmaya hazır, yıl sonuna kadar yeni ekipmanın montajı tamamlanmış olacak" diye konuştu.
Finansman durumu
Finansmana ilişkin değerlendirmesinde Komarov, ABD'de projenin hayata geçirilmesi için ayrılan 2 milyar doların bloke edilmesiyle ilgili bir sorun yaşandığını, ancak bunun da başta Rusya Federasyonu hükümetinin desteğiyle çözüldüğünü söyledi. Komarov, "Bugün itibarıyla proje tamamen fonlanmış durumda, sahadaki çalışan sayısını tekrar artırıyoruz, 2028 yılı sonuna kadar 4 güç ünitesinin inşasını tamamlamak için çalışmaya devam ediyoruz" dedi.
Yerlileşme: Türk şirketlerinin rolü
Rosatom'un yurt dışı projelerinde maksimum yerlileştirme ilkesini benimsediğini belirten Komarov, nükleer santrallerin uzun vadeli işletiminde yerel yeteneklerin önemine işaret etti. "Bu, 10 yıllık yoğun bir çalışma. Ancak santral 60-80, belki de 100 yıl boyunca işletilecek" şeklinde konuştu.
Komarov, Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile ortak çalışmanın sonucunda beklentilerin aşıldığını, ilk etapta yaklaşık 400 Türk şirketinin projeye katılabileceği tahmin edilirken bugün proje kapsamında katılan Türk şirketi sayısının 2 bini aştığını açıkladı. Ayrıca, Türk şirketlerinin bu projede aldığı toplam sipariş hacminin bugün itibarıyla 11 milyar doları aştığını söyledi.
Komarov, "Önemli olan sadece para değil, aynı zamanda artan yetkinlikler. Türk inşaatçılar nükleer güç santrali inşaatına katılmayı öğreniyor, gerekli bilgileri ediniyor, gerekli teknolojilere erişim sağlıyor" dedi.
Deneyimin uluslararası yansımaları
Türk şirketlerinin Akkuyu'daki deneyimlerini Türkiye içinde ve farklı ülkelerde kullanabileceklerini belirten Komarov, "Bugün bile Macaristan'da çalışan Türk şirketleri var. Mısır'da El-Dabaa NGS sahasında çalışan Türk şirketleri var. Kazakistan ve Özbekistan'da inşaatlar var" diye konuştu ve bu deneyimlerin defalarca kullanılacağına inandığını ifade etti.
Rosatom'un küresel performansı ve nükleer teknolojilerin önemi
Rusya'nın Ukrayna krizinin ardından yaşanan zorluklara rağmen Rosatom'un yurt dışı gelirinin 2022-2024 döneminde 9 milyar dolardan 18 milyar dolara çıkarak iki kat arttığını belirten Komarov, sipariş portföyünün yaklaşık 200 milyar dolar seviyesinde sabit kaldığını söyledi. Bu verilerin hem mevcut kontratların yerine getirildiğini hem de yeni kontratların imzalandığını gösterdiğini vurguladı.
Komarov, Rosatom'un dünya genelinde ihracat için nükleer güç santrali inşa eden bir numaralı şirket olduğunu; bugün ihracat için inşa edilen 25 güç ünitesinin 22'sinin Rus teknolojileriyle yürütüldüğünü, uranyum zenginleştirmede pazar payının yaklaşık %40 olduğunu ve tıbbi izotop tedarikindeki payın da yaklaşık %30-40 seviyesinde olduğunu söyledi.
Barışçıl nükleer teknolojilerin her türlü siyasi türbülanstan uzak tutulması gerektiğini vurgulayan Komarov, "Bu yüzden her türlü siyasi türbülanstan mümkün olduğunca uzak tutulmalı" dedi. Ayrıca, Rosatom'un Batılı ülkelerle çalışmaya devam ettiğini ve yükümlülüklerini yerine getirmeyi temel ilke olarak benimsediğini belirtti.
Komarov, son yıllarda nükleer enerji talebinin özellikle Küresel Güney ülkelerinde arttığını, portföyünün yüzde 80'inden fazlasının kalkınma ihtiyacı olan ülkelerden oluştuğunu ifade etti.