Antalya'da paramedik Hamit Aras'ın öldürülmesi davası başladı
Antalya'da kendisinden sigara isteyen gençlerin darp edip çantasını gasp ettiği, üç gün süren yaşam mücadelesinin ardından vefat eden 30 yaşındaki paramedik Hamit Aras'ın ölümüne ilişkin dava, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Olayın detayları
Olay, 3 Mart 2025 gecesi Muratpaşa ilçesi Yüksekalan Mahallesi Ali Çetinkaya Caddesi'nde gerçekleşti. Muratpaşa 5 Nolu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu'nda görevli olan Aras, Ramazan'ın ilk günü sahurdan sonra eve dönerken, evine yaklaşık 150 metre kala ticari taksiden indi.
Bu sırada yaşları 17 ile 20 arasında değişen dört genç yaklaşarak sigara istedi. Aras sigara kullanmadığını söyleyince gençler peşinden giderek Aras'ı darp etti. Kafasına aldığı darbeyle yere yığılan Aras, kaldırıma çarpması sonucu ağır yaralandı; şüpheliler yerde hareketsiz yatan Aras'ın çantasını alıp kaçtı.
Olay yerine gelen 112 ekipleri Aras'ın meslektaşları olduğunu görünce müdahale etti; kalbi duran genç paramedik olay yerinde yeniden canlandırıldı, önce özel hastaneye sonra Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Aras, yoğun bakımda üç günlük mücadeleyi kaybetti.
Şüphelilerin yakalanması ve ifadeleri
Güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen polis ekipleri kısa sürede şüphelileri tespit etti. Yakalananlar; İsmail S. (16), Gökhan A. (17), Savaş İ. (20) ve Muhammet Emir K. (17) olarak kaydedildi. İfadeler ve emniyet işlemleri sonrası, Aras'a vurduğunu kabul eden Muhammet Emir K. ile Savaş İ. tutuklandı; İsmail S. ve Gökhan A. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Şüphelilerin ifadelerinde, Aras'ı darp edip çantasını aldıklarını, içindeki eşyaları aldıktan sonra birkaç sokak ileride çantayı yaktıklarını söyledikleri öğrenildi.
Sanığın savunması
Duruşmada ilk kez hâkim karşısına çıkan 18 yaş üstü sanık Savaş İnceoğulları suçlamaları reddederek şu savunmayı yaptı: "Kimseyi öldürmedim, hiçbir temasta bulunmadım. Vuran arkadaşım Muhammet Emir K.'dır. Olay günü uyuşturucu madde kullanmıştık. Muhammet, Hamit'in çantasını alıp kaçtı, ben de telefonu aldım. Gökhan'a verip telefonu geri gönderdim. Emir, çantanın içindekileri döktü, içinde kişisel bakım eşyaları vardı, ben de çantaya dokundum, parmak izim olduğu için çantayı yaktım. Maktülle 'Senin kafan da güzel, benim kafamda güzel' diye aramızda konuştuk."
Duruşmada anne, tanık ve avukat beyanları
Müşteki sıfatıyla duruşmaya katılan anne Şükriye Tavşan, oğlunun paramedik formasıyla çekilmiş fotoğrafını elinde tutarak gözyaşları içinde konuştu: "Benim çocuğumu nasıl yaşatmadılarsa onlar da yaşamasın. Bir evladım vardı, varım yoğum oydu. Ben oğlumu kara toprağa koydum, adalet istiyorum."
Maktulün avukatı Kerem Polat ise eylemin birlikte gerçekleştirildiğini vurgulayarak, "Kasten öldürme ve yağma suçu iştirak halinde işlenmiştir. Görüntüler maktulün saldırıya açık hâle getirildiğini, delil yok etmek için çantanın yakıldığını ve iştirak halinde işlendiğini açıkça ortaya koyuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Olay gecesi yerde yatan Aras'ı bulan tanık Hakan G. duruşmada, "Kaleiçi'nden çıkıyordum. İki genç, 'yaralı biri yatıyor, ambulansı arar mısın?' dedi. Hamit yerde uzanıyordu. Ambulansı aradım. Sağlık ekipleri gelince içlerinden biri bağırıp ağlamaya başladı, ablası sandım. Ambulans çok kısa sürede geldi ve müdahale etti." ifadelerini kullandı.
Mahkeme kararı ve duruşma tarihi
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Savaş İnceoğulları'nın tutukluluk hâlinin devamına karar verdi. Çocuk ağırlıklı soruşturma kapsamında yargılanan diğer üç sanığın dosyasının da birleştirilmesine hükmedildi. Duruşma 23 Ocak tarihine ertelendi.
Durum değerlendirmesinde bulunan avukat Kerem Polat, "Sanığın sorgusu yapıldı, deliller ortaya konuldu. Tutukluluk halinin devamına karar verilmesi bizim için önemli. Diğer sanıklarla birlikte bu sanığın da kasten öldürme ve yağma suçlarından en üst sınırdan ceza alacağı kanaatindeyiz." dedi.
Ailenin acısı
Anne Şükriye Tavşan, eşinin ölümünden iki ay sonra tek evladını da kaybettiğini belirterek duygularını şöyle dile getirdi: "Benim çocuğum tek çocuk. Babası ondan iki ay önce vefat etti, arkasından oğlum vefat etti. Bu pisliklerin kurbanı oldu. Oğlum çok terbiyeli, çok efendiydi... Masamın üstü, duvarlarım onun fotoğraflarıyla dolu. Gözyaşı döküyorum, her gün ağlıyorum. Benim çocuğumun davası sonuna kadar sürsün. Adalet istiyorum."
Dosya süreci ve bir sonraki duruşma 23 Ocak'ta görülecek.
ŞÜKRİYE TAVŞAN AÇIKLAMA YAPTI