Atakum'da Dikey Mimarinin Riskleri Artıyor

Atakum’da hızla yükselen çok katlı yapılaşma, zemin, altyapı ve deprem-yangın risklerini artırıyor; uzmanlar mikro bölgelendirme ve analizler öneriyor.

Yayın Tarihi: 07.12.2025 09:13
Güncelleme Tarihi: 07.12.2025 09:13

Atakum'da Dikey Mimarinin Riskleri Artıyor

Atakum'da dikey mimariye bağlı riskler gündemde

Samsun’un Atakum ilçesinde son yıllarda hızla artan dikey yapılaşma, güvenli kentleşme açısından yeni değerlendirmeleri zorunlu kılıyor. İlçede yüksek ve çok yüksek bina sayısının büyüme eğiliminin sürmesi, özellikle zemin şartları ve altyapı kapasitesi açısından çeşitli risklerin göz önünde bulundurulmasını gerektiriyor.

Hızlı yapılaşmanın arka planı

“Türkiye’nin Miamisi” olarak anılan Atakum’da, nüfus artışı ve arsa kıtlığı nedeniyle yatay yerine dikey mimariye yönelim hız kazandı. Bu eğilim, yapı stokunda yoğunlaşma ve altyapı üzerindeki yükün artmasına yol açıyor.

Uzman görüşü: Doç. Dr. Sertaç Tuhta uyarıyor

Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Mekanik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sertaç Tuhta, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği uyarınca 30.5 metre üzerinin yüksek, 60.5 metre üzerinin ise çok yüksek yapı sınıfına girdiğini hatırlatarak Atakum’da bu tür yapıların sayıca fazla olduğuna dikkat çekiyor. Tuhta, son 25 yılda ilçenin yerleşim alanının yaklaşık dört kat arttığını belirtiyor.

Tuhta, bu yapıların ekonomik ve bağımsız bölüm sayısı açısından avantajları olduğunu; ancak bilimsel çalışmaların gösterdiği üzere altyapı üzerindeki yük, mikro iklim oluşturma, deprem ve yangın riskleri gibi dezavantajların da bulunduğunu vurguluyor. Uzmanın sözleriyle: “Yüksek yapıların ekonomik yönden ve bağımsız bölüm sayısı açısından avantajları bulunmaktadır. Ancak bilimsel çalışmalarla da kanıtlandığı gibi altyapı ile ilgili ve kendi bölgesinde mikro iklim oluşturma bakımından dezavantajlarının olduğu bilinmektedir.

Deprem, zemin ve altyapı riskleri

Tuhta, Atakum kıyı bandında sıvılaşma ve zemin büyütme potansiyelinin önemli bir tehlike oluşturduğunu; çok yüksek yapıların genellikle ilçenin üst kotlarında konumlandığını belirtiyor. Ayrıca yüksek ve çok yüksek yapıların deprem performans analiz raporlarının olup olmadığının sorgulanması gerektiğini ifade ediyor:

Yüksek veya çok yüksek yapıların deprem performans analiz raporlarının olup olmadığı sorgulanmalı. Bu sınıfa giren eski yapılarda vatandaşlarımızın hasarlı veya hasarsız olarak nitelendirilen sistemlerle deprem performans analizlerini mutlaka araştırmaları gerekir. Bu performans seviyeleri, güncel Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’ne uygun ise tercih edilmelidir.

Çözüm: Mikro bölgelendirme ve zemin etütleri

Sağlıklı kentleşme için mikro bölgelendirme çalışmalarının şart olduğunu söyleyen Tuhta, parsel bazlı zemin etütlerinin geoteknik ve sismik açıdan yapılmasının önemine dikkat çekiyor. Bu verilerin, deprem tehlike haritaları ile birlikte değerlendirilip planlama çözümlerine yön vermesi gerektiğini ekliyor.

Atakum’daki dikey yapılaşma, ekonomik ve mekansal avantajlar sunarken; zemin, altyapı, deprem ve yangın risklerini de beraberinde getiriyor. Uzmanlar, bu risklerin azaltılması için güçlü teknik analizler, şeffaf performans raporları ve bölgeye özgü planlama yaklaşımlarının önemine işaret ediyor.

SAMSUN'UN ATAKUM İLÇESİNDE SON YILLARDA HIZLA ARTAN DİKEY YAPILAŞMA, GÜVENLİ KENTLEŞME AÇISINDAN...

SAMSUN'UN ATAKUM İLÇESİNDE SON YILLARDA HIZLA ARTAN DİKEY YAPILAŞMA, GÜVENLİ KENTLEŞME AÇISINDAN YENİ DEĞE

SAMSUN'UN ATAKUM İLÇESİNDE SON YILLARDA HIZLA ARTAN DİKEY YAPILAŞMA, GÜVENLİ KENTLEŞME AÇISINDAN...