Avrupa’nın Su Güvenliği Krizi
Avrupa Çevre Ajansı (ECA), kıtanın su güvenliği krizi ve su kıtlığı tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı. Ajans, "kıtanın su direncini artırmak için acil eylem gereklidir" şeklinde uyarıda bulundu.
Kirlilik ve Değişim Tehditleri
ECA'nın yayımladığı rapora göre, Avrupa, kirlilik, nehirlerdeki fiziksel değişiklikler, su kaynaklarından su çekimi ve iklim değişikliği gibi faktörler nedeniyle gelecekte sürekli olarak "yeterli ve kaliteli suya" sahip olamayabilir.
2015 yılından bu yana yüzey sularının iyileştirilmesi konusunda "çok az ilerleme" kaydedildiği belirtilirken, 2021 yılı itibarıyla yüzey sularının yalnızca %37'si "iyi" veya "yüksek" ekolojik statüye ulaşmış durumda.
Kimyasal Kirlilik ve Yer Altı Suları
Ayrıca, insan yapımı kimyasalların yol açtığı kirlilik nedeniyle, yüzey sularının sadece üçte biri iyi kimyasal statüde bulunmaktadır. İçme suyu açısından önemli olan yer altı suları yüzey sularına göre daha sağlıklı görünse de, pestisitler ve besin kirliliği bu bölgelerde de sorun teşkil ediyor.
İklim Değişikliği Etkisi
Su ekosistemlerindeki biyoçeşitlilik krizinin iklim değişikliği ve insan müdahaleleriyle daha da kötüleşmesi bekleniyor. Avrupa Birliği’nin, 2027 yılına kadar yüzey ve yer altı sularını iyi statüye ulaştırma hedefinin gerçekleştirilmesinin zor olduğu ifade ediliyor.
Su Stresi ve Kıtlık
Su stresi, yıllık kişi başına düşen su miktarının 1700 metreküpün altına düşmesiyle ortaya çıkarken, Avrupa topraklarının %20'sini ve nüfusunun %30'unu etkilemektedir. Bu durumun başlıca nedenleri arasında tarımsal faaliyetler, aşırı su kullanımı ve kirlilik yer alıyor.
Özellikle Akdeniz bölgesinde şiddetli kuraklıklar gözlemlenirken, Avrupa’nın diğer bölgelerinde ise su kıtlığı riski alarm vermektedir. AB nüfusunun %38'i ve topraklarının yaklaşık üçte biri su kıtlığı riskiyle karşı karşıya kalmaktadır.
