Gazze Soykırımı İkinci Yılında: Batı Şeria'da Derin İzler
KAYS EBU SEMRA - İsrail'in 8 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü Gazze saldırıları ikinci yılı geride bırakırken, işgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail ordusu ve yerleşimci grupların eylemleri kalıcı izler bıraktı.
İki yıllık bilanço: ölümler, yaralanmalar, gözaltılar
Gazze'de yaklaşık 70 bine yakın kişinin hayatını kaybettiği belirtilirken, Batı Şeria'da Filistin Hükümeti Medya Ofisi verilerine göre en az 1048 Filistinli öldü ve 10 bin 326 kişi yaralandı. İsrail ordusu halen 11 binden fazla kişiyi gözaltında tutuyor; toplam gözaltı sayısının 20 bini geçtiği aktarılıyor. Gözaltındakiler arasında 1600 çocuk, 595 kadın, 202 gazeteci ve 360 doktor bulunuyor. İsrail hapishanelerinde en az 77 Filistinlinin hayatını kaybettiği, onlarcasının ise ordunun 'infaz' ettiği iddia ediliyor.
Saldırıların yoğunluğu ve yerinden etmeler
Filistin yönetimine bağlı Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu, son iki yılda İsrail ordusu ve yerleşimcilerin toplam 38 bin 359 saldırı düzenlediğini açıkladı. Bu saldırılardan 7 bin 154'ü doğrudan Filistin topraklarını gasbeden yerleşimcilerce gerçekleştirildi ve bu olaylarda 33 Filistinli hayatını kaybetti. Saldırılar sonucunda Filistinliler zorla yerinden edilirken, yaşadıkları yerler sistematik olarak yıkıma uğradı.
Arazi gaspları, yeni yerleşimler ve bariyer inşası
Komisyon başkanı Müeyyed Şaban'ın verdiği bilgilere göre, Gazze saldırıları sonrası yaklaşık 55 bin dönüm Filistin toprağına el konuldu. Bu arazilerin 20 bin dönümü 'doğal koruma alanı sınır değişikliği'; 26 bin dönümü ise 'devlet arazisi ilan edilerek' gasp edildi. Batı Şeria'da İsrail ordusu, 108 askeri emirle 1756 dönüm araziyi ele geçirerek gözetleme kuleleri, yollar ve tampon bölgeler inşa etti.
Şaban ayrıca, yerleşimci grupların Filistin topraklarını gasbetmesiyle 114 yeni yerleşim birimi kurulduğunu ve kurulan kalıcı ile geçici bariyer sayısının 916'ya ulaştığını bildirdi. Fanatik grupların Batı Şeria'da 767 yangın çıkardığı, 455 ailenin (toplam 2 bin 853 kişi) yaşadığı 33 bedevi topluluğunun zorla sürüldüğü, saldırılarda tahminen 48 bin 728 ağacın zarar gördüğü aktarıldı. Bu süreçte toplam 3 bin 679 yapı (bunlar arasında 1288 meskun ev, 244 boş ev ve 962 tarım arazisi) İsrail tarafından yıkıldı.
'E1' planı: Kudüs ile Batı Şeria'nın ayrıştırılması
Uluslararası baskılar nedeniyle daha önce ertelenen ve Kudüs ile Batı Şeria'yı ayırmayı amaçlayan 'E1' planı, İsrail tarafından bu yılın ağustos ayında resmi olarak başlatıldı. Filistinliler, E1 planıyla birlikte Kudüs ve Batı Şeria'nın genişletilen yerleşim birimleriyle ayrılacağını ve Filistin devletinin kurulmasını ciddi biçimde tehlikeye sokacağını belirtiyor. Proje kapsamında Ma'ale Adumim yerleşimine giden yolları genişletmek için 140 dönüm araziye el konulması; ayrıca 3401 bin yeni konutun ve komşu bölgelerde 3515 konutun inşasına onay verildiği açıklandı. Projenin yürürlüğe girmesi ve bazı İsrailli siyasetçilerin 'Batı Şeria'yı ilhak etme' çağrıları, Filistinlilerin endişelerini derinleştiriyor.
Kuzey Batı Şeria ve Cenin: Baskınlar, yıkım ve kitlesel göç
İsrail ordusu, 21 Ocak'tan bu yana Batı Şeria'nın kuzeyindeki operasyonlarını yoğunlaştırdı. Önce Cenin şehri ve mülteci kampına yönelik saldırılar, daha sonra Tulkarm ve Nur Şems kamplarına sıçradı. Filistin hükümeti verilerine göre bu operasyonlar nedeniyle kuzey Batı Şeria'dan 50 binden fazla Filistinli zorla yerinden edildi.
Cenin Mülteci Kampı en ağır darbe alan bölge oldu: kamp altyapısı büyük ölçüde tahrip edildi, ordunun sokak genişletme iddiasıyla evlerin yıkılması sonucu geri dönüş engellendi. Cenin basın komitesi verilerine göre saldırılarda 58 Filistinli yaşamını yitirdi, 25 bin kişi zorla göç ettirildi, 250 kişi gözaltına alındı. Kampta 650'den fazla bina yıkıldı, yüzlerce konut tahrip edildi; kamp altyapısı neredeyse çöktü ve Cenin Mülteci Kampı'nın yaklaşık %70'i yok oldu.
Müeyyed Şaban 5 Ekim'de düzenlediği basın toplantısında, işgalci devletin Gazze'yi savaş koşullarını kullanarak Filistin coğrafyasını ayrımcı bir anlayışla yeniden yapılandırdığını, Bedevi topluluklarına baskı uygulandığını ve Filistin halkına karşı toplu cezalandırma yöntemleri kullanıldığını söyledi.