Küresel Sumud Filosu'ndaki Türk aktivistler savcılığa ifade verdi
İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulan ve Türkiye'ye döndürülen Küresel Sumud Filosu'ndaki Türk aktivistler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında bilgi sahibi olarak ifadeye çağrıldı.
Soruşturma ve işlemler
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, saldırı sonrası başlattığı soruşturmayı sürdürüyor. İsrail'den İstanbul'a getirilen aktivistler önce Adli Tıp Kurumunda sağlık kontrolünden geçirildi; ardından savcılığa bilgi sahibi olarak ifade verdiler. Soruşturma kapsamında 11 savcının ifadeleri aldığı bildirildi. Ayrıca, suçun uluslararası nitelikte olması nedeniyle Türk vatandaşı olmayan aktivistlerin de isteğe bağlı olarak ifade verebileceği
Haşmet Yazıcı'nın ifadesi
Haşmet Yazıcı, açık denizde gemilerine dronla bombalı saldırılar düzenlendiğini, bu saldırılarda fiziksel yaralanmalar olduğunu ve yelkenin yandığını anlattı. Yazıcı, hücum botlarının teknelerini taciz edip batırmaya çalıştığını, ardından İsrail komandolarının tam teçhizatla tekneye çıkıp kontrolü ele aldığını söyledi.
Yazıcı limanda üç saat boyunca elleri arkada, kafaları yere bastırılmış halde beton zeminde oturduklarını ve kendilerine kötü muamele yapıldığını belirtti. Askerlerin tehditvari sözlerini aktardı: "Gazze'ye gidiyormuşsunuz, gelin de İsrail hapislerinde tatilinize devam edin. Artık sizin için yeni bir süreç başlıyor."
Yazıcı ayrıca, alanda yaşlı ve zayıf kişilerin pozisyon değiştirdiklerinde tekmeyle kafalarını yere bastırarak ters kelepçe uygulandığını ve saatlerce bu pozisyonda bekletildiklerini söyledi. Türkçe ifade vermek istediklerinde bir kadın güvenlik görevlisinin "Pis Türkler, zaten pis kokuyorsunuz." dediğini ve ırkçılık yaptıklarında tehdit edildiklerini kaydetti.
Bekir Develi'nin ifadesi
Bekir Develi, uluslararası sularda müdahaleye uğradıklarını, İsrail askerlerinin psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını anlattı. Ellerinin arkadan sıkı kelepçelendiğini ve bu nedenle morardığını, alıkonulduktan iki gün sonra yemek verildiğini, dört gün boyunca su verilmediğini söyledi. Namaz kılmaya çalıştıklarında müdahale edildiğini, teknelerine dronla sayısız kere taciz yapıldığını ve hücum botlarıyla teknelerinin batırılmaya çalışıldığını belirtti. Develi, tüm kişisel eşyalarının ve parasının çalındığını da ifade etti.
Mesut Çakar'ın ifadesi
Mesut Çakar, limana vardıklarında ters kelepçe pozisyonunda sıcak asfalt üzerinde başları yerde yaklaşık bir saat bekletildiklerini ve bu sırada Mustafa Çakmakçı isimli arkadaşının kolunun kırıldığını söyledi. Daha sonra büyük bir salona götürülüp üst araması ve pasaport kontrolü yapıldığını, kendisinden üç kağıt imzalanmasının istendiğini ifade etti. Çakar, Avrupa vatandaşlarına bu muamelenin uygulanmadığını, sadece Türk vatandaşlarına karşı aşağılayıcı davranışlar sergilendiğini belirtti.
Çakar, bazı kişisel eşyalarının çalındığını, polis aracındaki kafes benzeri alana konularak yaklaşık iki saat yolculuk yaptıklarını ve İsrail hapishanesine götürüldüklerini anlattı. Hapishanede kafes içinde 2-3 saat bekletildiklerini, cezaevinde yaklaşık üç gün kaldıklarını ve bu süre zarfında tuvalet çeşmesinden su içtiklerini söyledi. Avustralya vatandaşı olan Ebubekir isimli arkadaşlarının tek başına sorguya alınıp darp edildiğini, astım hastalığı bulunan iki vatandaşın nefes almakta zorlandığını ve ilaç verilmediğini aktardı. Ayrıca, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in hapishaneye geldiğini, ardından gruplara ayrılarak hücre ve kafeslere konulduklarını, karşılarındakilerin gülerek sigara içip fotoğraf ve video çektiğini ifade etti.
Soruşturmanın hukuki boyutu
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili olarak "Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ndeki düzenlemeler", Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 15. maddesindeki yetki kuralları ve Türk Ceza Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerindeki görev kuralları çerçevesinde "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması", "nitelikli yağma", "mala zarar verme" ve "eziyet" suçlarından soruşturma başlattı.
Olayın geçmişi
İsrail ordusu, 1 Ekim tarihinde Gazze'ye insani yardım taşıyan Küresel Sumud Filosu'na saldırmış ve filodakileri yasa dışı şekilde alıkoymuştu.