Mehmet Uçum: "Terörsüz Türkiye" geçişinde yol haritası ve hukuki çerçeve
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Türkiye Basın Federasyonu'nda düzenlenen "Anadolu Sohbetleri" programında, Türkiye Basın Federasyonu Genel Başkanı Sinan Burhan ve basın mensuplarıyla bir araya gelerek "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Süreç değerlendirmesi: 13 ay ve kazanımlar
Uçum, geçen 13 aylık dönemde bölücü terör örgütü PKK'nın kendini feshetme ve silah bırakma kararı aldığını, TBMM'de "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" kurulduğunu, sistematik terör saldırılarının sona erdiğini ve bununla birlikte Türkiye'nin geleceğine yönelik umutların arttığını ifade etti.
Türkiye'nin terörü tasfiye ve "Terörsüz Türkiye"ye geçiş için ciddi birikim oluşturduğunu vurgulayan Uçum, sürecin başarıya ulaşacağına inandığını, ortaya çıkacak bazı komplikasyonlara rağmen bu birikimin ülke için kazanım olduğunu belirtti.
Ceza hukuku, entegrasyon ve af tartışması
"Ceza hukuku boyutunda bir af tartışması gündemde değil." diyen Uçum, aynı şekilde genel bir infaz hukuku düzenlemesinin de şu aşamada gündemde olmadığını söyledi. Sürecin hem ceza hukuku hem de entegrasyon boyutları olduğunu, hukuki düzenlemelerin bu iki ekseni gözeterek ele alınması gerektiğini belirtti.
Özel ve geçici bir kanun teklifi
Geçiş sürecine ilişkin hukuki yapının tek ve özel, geçici bir kanun ile düzenlenmesinin doğru olduğunu savunan Uçum, Anayasa'nın eşitlik ilkesine atıfta bulunarak farklı durumda olanlara farklı kurallar uygulanabileceğini söyledi. Buna göre; kendini feshetmiş ve silah bırakmış örgüt gibi farklı konumlar için özel, kademelendirilmiş ve ölçülendirilmiş düzenlemeler öngörülmeli, başvuru süresi belirlenmeli ve sürenin ardından normal hukuk süreçlerine dönülecektir.
Uçum, torba yasalarla yaklaşılmaması gerektiğini, münfesih terör örgütünün suça bulaşmamış mensupları ile suçlar arasındaki farklara göre hafif ve ağır suçların farklı muamele görmesinin öngörüldüğünü aktardı.
Anayasa'ya uyum vurgusu ve dezenformasyon uyarısı
"Geçiş süreci hukukunda Anayasa'nın hiçbir hükmüne aykırı en ufak bir unsur olamaz." ifadesini kullanan Uçum, söz konusu düzenlemelerin Anayasa'nın ilk dört maddesi, 42. ve 66. maddesi gibi hükümlere aykırı olamayacağını belirtti. Süreç hakkında artacak fikri sabotajlara karşı uyarıda bulunan Uçum, dezenformasyonun en büyük risklerden biri olduğunu söyledi.
Demokratik alanın genişlemesi
Terörün tasfiyesinin demokratik alanı genişleteceğini; terörle mücadele gereği alınmış bazı tedbirlere ihtiyaç kalmayacağını, örneğin kayyum uygulamalarına gerek kalmayabileceğini ifade ederek, geçiş süreci hukuku ile demokratikleşme arasında organik bir ilişki olduğunu vurguladı.
Komisyonun İmralı meselesini dinlemesi
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun Abdullah Öcalan ile görüşmesi tartışmalarına ilişkin Uçum, Meclis Başkanının da belirttiği gibi bunun komisyonun değerlendireceği bir karar olduğunu söyledi. Uçum, komisyonun dinleme faaliyetleri kapsamında İmralı'nın dinlenmesi kararının makul karşılanabileceğini ifade etti ve bu tür kararların komisyon inisiyatifinde olduğunu belirtti.
DEM süreçleri ve provokasyon riski
Uçum, DEM mecralarında bazı toplantılarda güvenlik güçlerinin "düşman kuvveti" olarak gösterilmesi ve milli değerlere yönelik hakaretler gibi fiili sabotaj örneklerinin olduğunu; bununla birlikte bu tür yaklaşımların DEM süreçlerinin egemen eğilimi olduğunu düşünmediğini söyledi. Dış istihbaratların fikri provokasyonlarına karşı uyarıda bulundu ve temel doğrultuda sapma yoksa bu tür sapmaların yönetilebilir olduğunu belirtti.
Hukukun işlemesi ve soruşturmalar
"Hukukun işlemesini demokrasi karşıtı bir yaklaşım olarak görmek, hukuk devletini tanımamaktır." Uçum, bazı CHP'li belediyelere yönelik soruşturmalarla ilgili eleştirilerin, hukukun işletilmesine karşı olmaması gerektiğini; hukuka ilişkin eksiklikler varsa bunların eleştirilebileceğini, ancak soruşturmaların, iddianamelerin ve davaların engellenmesinin demokrasiyle bağdaşmayacağını söyledi.
YSK ile İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki farklılık
CHP İstanbul İl Başkanlığı meselesine ilişkin değerlendirmede Uçum, YSK ile İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki farklı bakış açılarına dikkat çekti. Süreçler devam ederken kesin hüküm vermekten kaçınarak, "İşin esası açısından baktığınızda Gürsel Bey, usulü açısından baktığınızda Özgür Bey şeklinde bir durum ortaya çıkmış. Hukuk devam ederken yorum yapmak zor." dedi ve hukukun gereğinin yerine getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum (fotoğrafta), Türkiye Basın Federasyonu'nda, "Anadolu Sohbetleri" kapsamında, Türkiye Basın Federasyonunda, basın mensuplarıyla bir araya geldi, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.