Menajer Ayşe Barım Gezi davasında adli kontrolle tahliye edildi
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Gezi Parkı davasında tutuklu sanık Ayşe Barım, mahkemece "konutu terk etmeme" ve "yurt dışı çıkış yasağı" şeklindeki adli kontrol tedbirleri uygulanarak tahliye edildi. Duruşmada sanık ve avukatlarının yanı sıra çok sayıda ünlü isim izleyici olarak bulundu.
Tanık beyanları
Tanık olarak dinlenen oyuncu Bergüzar Korel, Barım'ın Gezi Parkı'na gitmesi için kendisini yönlendirmediğini, bireysel olarak eşi Halit Ergenç ile parka gittiklerini belirtti.
Oyuncu Ceyda Düvenci ise ifadesinde: "Gezi parkı olaylarına 3 gün katıldım. Katılmamda Ayşe Barım'ın teklifi olmadı. 23 yıldır ID İletişim'le çalışıyorum. Katıldığımda orada Ayşe Barım'ı görmedim. Gezi Parkı'na gitmem için arayıp davet eden isim Yavuz Bingöl'dü. Katılmamda iş akdimde zorlama olmadı. Bana senaryo geldiyse birkaç yapım şirketinden önce ben okurum, aslında bu ilişkide patron oyuncudur." dedi.
Diğer tanıklar Hümeyra Adak, Dolunay Soysert, Halit Ergenç, Mehmet Günsür, Nejat İşler, Nehir Erdoğan, Rıza Kocaoğlu, Selma Ergeç, Şükran Ovalı, Zafer Algöz ve Enver Aysever de Gezi Parkı olaylarına katılmalarında Barım'ın yönlendirmesi olmadığını beyan etti.
Sanığın savunması
Tanık beyanlarına karşı savunması sorulan Barım, vatandaş olarak hayatı boyunca sorumluluklarını eksiksiz yerine getirdiğini ve hiç suç işlemediğini ifade etti. Üzerine atılı suçla ilişkisi olmadığını söyleyen Barım, 248 gündür tutuklu bulunduğunu belirterek ağlayarak devam ettiği savunmasında: "Adaletin varlığına güvenmek istiyorum. Çaresizim, tek başına bir hücrede beyin ve kalp sorunlarıyla uğraşıyorum. Yorgunum, 30 kilodan fazla kilo verdim. Hasta olduğuma da ne yazık ki ikna edemedim. Aslında tedaviyi reddetmiyorum. Haziran ayından beri bayılmalarım başladı. Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde bilim kuruluna girdim. Adli Tıp Kurumunun neden beni tetkik için tekrar sevk etmesini anlayamıyorum. Ben tedavi olmak zorundayım." dedi.
Barım ayrıca, hastane raporlarında acilen ameliyat olması gerektiğinin belirtildiğini, hayati risk taşıyan ameliyatlarını kendi şartlarıyla ve doktorlarına yaptırmak istediğini anlatarak: "Bütün deliller toplandı. Değiştirebileceğim bir durum kalmadı. Tutuksuz yargılanmak istiyorum. Bir an önce sağlığıma kavuşmak için tahliyemi istiyorum." diye konuştu. Barım'ın avukatları da müvekkillerinin üzerine atılı suçu işlemediğini savunarak tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme kararının gerekçesi
Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, Barım'ın üzerine atılı suçun katalog suçlardan olduğunu belirterek tutukluluğun devamını talep etti. Ancak mahkeme heyeti, Barım'ın beyin ve kalp rahatsızlığına ilişkin dosyada yer alan raporlardaki anevrizma tespitleri, Adli Tıp Kurumu raporunun sonuç kısmındaki tespitler, önerilen tedavi ve işlemler ile tutuklulukta geçirdiği süreyi değerlendirerek, tutuklamadan beklenen güvence ve hukuki faydanın adli kontrolle sağlanabileceği
Bu gerekçeyle mahkeme, Barım'ın tahliyesine karar vererek dosyanın mütalaasını hazırlaması için duruşma savcısına gönderilmesine hükmetti ve duruşmayı 11 Şubat 2026 tarihine erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 171 sayfalık iddianamede, Gezi Parkı süreci ile eylemlerin planlanması ve organize edilmesinde sorumlu oldukları iddia edilen kişiler arasında Barım da anılıyor. İddianamede HTS kayıtlarına atıfla, Barım'ın Gezi Parkı ana davasının aktörlerinden Memet Ali Alabora, Çiğdem Mater ve Osman Kavala ile Gezi sürecinde irtibatlı olduğu belirtiliyor.
İddianamede, Barım ile Alabora arasındaki görüşmelerle ilgili olarak "HTS incelemelerinde sanık Ayşe Barım'ın Gezi davası sanıklarından Memet Ali Alabora ile Gezi Parkı eylemlerinin başlangıç tarihi olan 30 Mayıs 2013'te ilk irtibatı kurduğu, son irtibatının da 19 Haziran 2013 olduğu ve Gezi Parkı olayları süreci dışında Alabora ile irtibat kurmadığı" tespitlerine yer veriliyor.
İddianamede ayrıca, Barım'ın sahibi olduğu ID İletişim Danışmanlık Anonim Şirketine bağlı sanatçılarla birlikte sosyal medya hesapları üzerinden Gezi döneminde X platformunda "occupyturkey" ve "DirenGeziParkı" isimli etiketleri sistemli olarak paylaştıkları iddia ediliyor.
Metinde, Gezi eylemlerinin yayılmasında Barım'ın şirketine bağlı sanatçıların ve kurumsal hesabın sürece ilişkin slogan ve imgeleri ilk günden itibaren meydanlarda ve sosyal medyada paylaştığı, kitlesel yayılım sağlamak amacıyla organize şekilde hareket ettikleri savunuluyor. İddianamede Barım'ın Alabora ile 3, Kavala ile 39, Mater ile 14 kez görüştüğü ifade ediliyor.
Sanık Barım hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.