DOLAR
42,59 0%
EURO
49,53 -0,03%
ALTIN
5.762,4 0,03%
BITCOIN
3.937.226,45 0,63%

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda 'Terörsüz Türkiye' Tartışması

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un başkanlığında toplanan komisyon, sendika temsilcilerini dinleyerek 'Terörsüz Türkiye' hedefi, çalışma hayatı ve demokratik reformları ele aldı.

Yayın Tarihi: 11.09.2025 17:01
Güncelleme Tarihi: 11.09.2025 17:01

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda 'Terörsüz Türkiye' Tartışması

TBMM Komisyonu Sendika Temsilcilerini Dinledi

TBMM'de "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Komisyonun 8. toplantısının birinci oturumunda sendika temsilcileri görüş ve önerilerini paylaştı.

Memur-Sen: Terör "insanlığa karşı işlenmiş bir suç"

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, terörün sadece güvenlik sorunu olmadığını; sosyal barışı, kamu hizmetlerini ve çalışma hayatını hedef alan büyük bir tehdit olduğunu vurguladı. Yalçın, "Bu raporumuzla ortaya koyduğumuz şudur, terör yalnızca cana değil, aynı zamanda emeğe, kamu hizmetine ve toplumsal barışa doğrudan kasteden bir tehdittir." dedi.

Yalçın ayrıca, Memur-Sen tarafından hazırlanan "Çalışma Hayatı ve Terör" raporuna işaret ederek, raporda Türkiye'nin terörle mücadelesini çarpıtmak isteyen odaklara karşı gerçekleri verilerle ortaya koyduklarını anlattı.

Memur-Sen'in sürece ilişkin önceliklerini sıralayan Yalçın, şunları kaydetti: "Süreç, özgürlük, adalet, demokrasi ve milli birlik temelinde yürütülmelidir. Sivil toplum kuruluşları sadece dinlenen değil, gerçek anlamda sürecin paydaşı kılınmalı, yalnızca bir defaya mahsus görüşleri alınan kuruluşlar olmamalı. Devlet kuşatıcı ama kararlı olmalı, terörü cesaretlendirecek hiçbir adım söz konusu olmamalıdır. Çözüm sürecinde, tüm iyi niyet ve çabalara rağmen yaşanan olumsuzluklardan ders çıkarılmalı, sürecin sabote edilmesine ve sekteye uğratılmasına karşı ihtiyatlı davranılmalıdır. Yeni ve sivil bir anayasa yapılmalı. Toplumun bütün kesimlerini kapsayan toplumsal sözleşme oluşturulmalıdır. Terörün mağdur ettiği vatandaşlarımızın acısı politize edilmemeli, toplumsal vicdanın ortak paydası olmalıdır. Terör örgütü PKK, sadece Türkiye ve Irak'ta değil, hangi adı taşırsa taşısın, bütün ülkelerdeki bileşenleriyle birlikte silah bırakmalıdır. Suriye'deki yapılanma orada durduğu müddetçe Terörsüz Türkiye projesi gerçekleşmemiş olacaktır. İsrail-Amerikan projesinin Suriye'de hayat bulmasına müsaade edilmemelidir. Bu konu pazarlık konusu yapılamaz. Ve yine şehitlerimizin hatırası, gazilerimizin fedakarlığı, annelerimizin gözyaşı bu sürecin kırmızı çizgisi olmalıdır."

Yalçın, terör vesayeti kalktığında Türkiye'nin daha güvenli, huzurlu, güçlü ve müreffeh olacağını belirterek, Memur-Sen olarak üzerlerine düşen sorumlulukları almaya hazır olduklarını söyledi. Konuşmasında 2017'de Tunceli'de PKK'lı teröristler tarafından kaçırıldıktan sonra şehit edilen öğretmen Necmettin Yılmaz ve Batman'ın Kozluk ilçesinde saldırıda şehit olan müzik öğretmeni Şenay Aybüke Yalçın'ı andı.

Türkiye Kamu-Sen: Terörün Kamu Hizmetlerine Etkisi

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 1980'lerden bu yana süren bölücü terörle mücadelede ülkenin hem ekonomik hem insani ağır bedeller ödediğini ifade etti. Kahveci, terörün kamu hizmetlerini sekteye uğrattığını ve kamu çalışma hayatına büyük zarar verdiğini söyledi.

Kahveci, PKK'nın kamu çalışanlarına yönelik saldırılarını vurgulayarak, "Bu saldırılarla, eğitimden sağlığa, yerel yönetimden adalet sistemine kadar kamu hizmetinin temel taşlarını çökertmek ve devlet otoritesini zayıflatmak amaçlanmıştır. Çok sayıda öğretmenin şehit edilmesi, doktorların yollarının kesilerek öldürülmesi, kaymakamların bombalı saldırılarda hayatlarını kaybetmeleri, çalışanlarımızın terör örgütü mensuplarınca kaçırılmaları, kamu görevlilerini endişeyle yüz yüze bırakmıştır." dedi.

Kahveci, terörün ortadan kalkması halinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun sosyal ve ekonomik açıdan cazibe merkezlerine dönüşeceğini, bölgeden göç edenlerin geri dönmesine imkan sağlanacağını belirtti. Ayrıca Kahveci, "Terörsüz Türkiye hedefinin Anayasa'nın ilk 4 maddesi ile 42. ve 66. maddelerinde ifadesini bulan ilkeler etrafında toplanmaktan geçtiğini" ve "Bu özlemi gerçeğe dönüştürmek hepimiz için anayasal bir görev, hukuki bir sorumluluk, tarihi bir mecburiyettir." ifadelerini kullandı.

KESK: Demokratik Reform ve Katılımcılık Vurgusu

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, sürecin sadece parlamentoya sıkıştırılmadan, demokratik kitle ve emek meslek örgütlerinin de söz sahibi olduğu bir işleyişle şeffaf biçimde yürütülmesi gerektiğini söyledi. Koçak, başta ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ve İsrail gibi aktörlerin bölge üzerindeki çıkar mücadelelerinin sorunu karmaşıklaştırdığını belirtti.

Koçak, "Bu sorun, bir halkın varlığını tanıma, kendini ifade ve eşit yurttaşlık temelinde onurlu bir yaşam kurma dinamiklerini sahici biçimde kucaklayacak demokratik reformlarla çözülebilir. Aksi halde ülkemiz sadece tarihsel bir fırsatı yitirmekte kalmayacak, aynı zamanda daha derin bir siyasal, toplumsal ve ekonomik krizin içine sürüklenecektir." uyarısında bulundu.

KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz ise Türkiye'nin tarihi birikimi ve potansiyeliyle sorunu çözebilecek güce sahip olduğunu belirterek, "Sorunun çözümü için basit bir formül öneriyoruz, bugüne kadar bu konuda ne yapıldıysa şimdi tersi yapılmalıdır." dedi. Karagöz, uygulanabilir, somut, kısa, orta ve uzun vadeli adımları içeren, tarafların mutabık kaldığı bir eylem planı hazırlanmasını ve öncelikli adımların hemen hayata geçirilmesini talep etti. KESK olarak "Kürt meselesinin çözümünde atılması gereken adımlara ilişkin 17 maddelik önerilerini" komisyona sunduklarını kaydetti.

Komisyonun toplantısı, sendika temsilcilerinin görüşleriyle devam etti; katılımcılar demokratik reform, anayasa ve sahada kapsayıcı uygulamalar konularında ortak adımlar atılmasının önemini vurguladı.