Prof. Dr. Fahri Işık'a 2025 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü
Prof. Dr. Fahri Işık, arkeoloji alanında 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülmenin gururunu yaşıyor. Ödül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 29 Ekim Özel Programı'nda açıklandı.
Hayatı ve akademik kariyeri
Malatya'nın Yeşilyurt ilçesinin Kileyik köyünde 1944'te, 5 çocuklu ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Işık, arkeolojiye olan ilgisini mesleğe taşıdı. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi'nde, doktora eğitimini ise Bonn Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölümü'nde tamamladı.
1983'te profesör unvanını alan Işık, Atatürk ve Akdeniz üniversitelerinin arkeoloji bölümleri ile Likya Uygarlıkları ve Göller Yöresi Uygarlıkları Araştırma Merkezleri'ni kurdu. Çoğunluğu yabancı dillerde yayımlanan 13 kitabı ve bilimsel dergilerde yer alan yaklaşık 100 özgün makalesi bulunuyor.
Patara kazıları ve saha deneyimi
Profesör ünvanını aldıktan beş yıl sonra, 1988'de Antalya'daki Patara Antik Kenti'nde kurucu kazı başkanı olarak çalışmalara başladı. İlk dönemlerde bir köylüye ait evde, daha sonra Kızılay tarafından sağlanan çadırlarda konaklayan Işık, kısıtlı imkanlara rağmen ekibiyle birlikte antik kentte iğneyle kuyu kazar gibi çok sayıda önemli eseri gün yüzüne çıkardı.
Işık, kentin korunması için verdiği mücadele ve yetiştirdiği öğrenciler sayesinde Türkiye'nin dört bir yanındaki antik kentlerde yeni kazı başkanlarının yetişmesine öncülük etti; bu nedenle halk ve meslektaşları tarafından 'hocaların hocası' olarak kabul ediliyor.
Bilimsel yaklaşımı: Anadolu'nun yerli kültürleri
Işık, Batı merkezli savlara karşı yaptığı çalışmalar ve yayımladığı makalelerle uygarlığın Anadolu halklarının emeğiyle doğduğunu savundu. AA muhabirine yaptığı değerlendirmede ödülün onun için ne ifade ettiğini şöyle dile getirdi: 'Bu, bilimi gereği gibi, gerçeğinden sapmadan yapmanın, yeryüzünde çok özel bir kutlu kültür toprağına sahip olmanın ödülü.'
Almanya'daki öğrencilik yıllarında arkeoloji bilimi ve yöntemlerini öğrendiğini söyleyen Işık, orada edindiği bilgileri Türkiye'deki öğrencilerine aktarmayı görev bildiğini belirtti. Batı'nın iki yüz yıldır sürdürdüğü 'Batı uygarlığını Yunanlılar yarattı' yaklaşımını sorgulayarak yola çıktığını anlattı.
1985-86 yıllarında Londra ve Viyana'da yayımladığı makalelerle Frig uygarlığı'nın yerli Anadolu uygarlığı olduğunu öne sürdü. Daha sonra Hattuşa Büyükkaya kazılarının yeni kanıtları ile bu görüşler desteklendi.
Işık, Patara çalışmalarına geldiğinde de benzer bir sonuçla karşılaştığını, Likya Uygarlığı'nın esasta yerli Anadolu uygarlığı olduğunu ortaya koymasının fazla uzun sürmediğini ifade etti. İyonların 'gerçekten Yunan olup olmadığı' sorusunu ve Elmalı'daki fildişi yapıt ile Efes Artemis'teki benzerliği örnek göstererek İyon kökeni tartışmasını anlattı.
Yeni kronolojiler ve arkeolojik bulgular
Patara'ya ilk adım attığında Likya tarihinin 7. yüzyılda başladığı kabul edildiğini hatırlatan Işık, yapılan çalışmalarda Likya tarihinin şimdi milattan önce 6 bin yıla kadar çekildiğini; Girmeler Mağarası'ndaki araştırmalarla bölge tarihinin milattan önce 12'nci bin yıla kadar indiğinin ortaya çıktığını belirtti.
Işık, Batı'nın uzun süre Anadolu'yu susturup kendi görüşlerini dayattığını, ancak son dönemde 'mitoslardan tarih yazılamaz; Anadolu tarihi yalnızca arkeolojik bulgularla yazılmalıdır' gerçeğinin daha fazla kabul görmeye başladığını vurguladı.
Gelecek hedefleri ve teşekkür
İlerleyen yaşına rağmen Patara'dan ayrılmadığını ve günde 15 saatten fazla çalıştığını söyleyen Işık, bilim dünyasına yeni kitaplar kazandırmak için çaba harcadığını aktardı. Ödülü kendisine layık görenlere şükranını iletirken, ödülün anlamını şöyle özetledi: 'Ödülün anlamı, misyonun genç bilimcilerde karşılığını bulacağıdır. Anadolu gerçeğinin geniş kitlelere yayılacağıdır ve belki de zaman içinde bir kültür politikasına dönüşeceğidir.'
Işık, bu konunun ülke genelinde tartışılması gerektiğini, ulaştığı sonuca varılıyorsa dünyadaki diğer arkeologlarla bu konunun paylaşılıp tartışılması gerektiğini söyledi.
Çoğunluğu yabancı dillerde 13 kitabı ile bilimsel dergilerde yayımlanan 100'e yakın özgün makalesi bulunan ve 1983 yılında profesör olan Prof. Dr. Fahri Işık, arkeoloji alanında 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülmenin gururunu yaşıyor. Işık, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.