DOLAR
42,53 0,03%
EURO
49,53 -0,09%
ALTIN
5.735,51 0,07%
BITCOIN
3.836.012,05 0,55%

Zonguldak'ta Emekli Öğretmen Mehmet Türkçelik, Sahilden Topladığı Amforaları Takıya Dönüştürüyor

Çaycuma'da yaşayan 70 yaşındaki emekli öğretmen Mehmet Türkçelik, sahilden ve Tios Antik Kenti çevresinden çıkan amfora parçalarını işlemeyle hikayeli kolyelere dönüştürüyor.

Yayın Tarihi: 25.10.2025 11:56
Güncelleme Tarihi: 25.10.2025 11:56

Zonguldak'ta Emekli Öğretmen Mehmet Türkçelik, Sahilden Topladığı Amforaları Takıya Dönüştürüyor

Zonguldak'ta Sahilden Çıkan Amforalar, Hikayeli Kolyelere Dönüşüyor

Çaycuma'da yaşayan 70 yaşındaki emekli ilkokul öğretmeni Mehmet Türkçelik, sahilden topladığı ağaç, taş ve amfora parçalarını sanata dönüştürerek turistlere ve yöre halkına hediye ediyor.

Amforalar ve antik kentten gelen izler

Türkçelik, çalışmalarında özellikle Filyos beldesindeki Tios Antik Kenti çevresinde bulunan ve Milattan Sonra 2. ile 13. yüzyıllar arasına tarihlenen batık gemilerden kıyıya vurduğu değerlendirilen amfora parçalarını kullanıyor. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi tarafından 2020'de "yaşayan insan hazinesi" olarak tanıtılan sanatçı, bu parçaları işleyerek kolyeye dönüştürüyor.

Yaklaşık 3 bin yıl önce yazıldığı tahmin edilen bir Likya şiirinin dizelerinden etkilenen Türkçelik, "Beni bulamazsan üzülme, eşyalarımı bulacaksın. Kestiğim taşları, açtığım yolları, işlediğim heykelleri bulacaksın ve göreceksin ki binlerce yıl öteden, parmak izlerimiz değecek birbirine" dizelerinin geçmişle kurduğu bağı eserlerine yansıttığını söylüyor.

Sanata kendi kendini geliştirerek başlamış

Oyma sanatına ilkokul yıllarında tebeşirlerle başladığını aktaran Türkçelik, "Kendi kendimi geliştirdim" diyerek hiçbir ustadan ders almadığını, sanat ruhunun içinden geldiğini belirtiyor. Eserlerini genellikle önceden planlamadan, malzemenin ve sürecin yönlendirmesiyle oluşturduğunu ifade ediyor.

Türkçelik, amforaların yanı sıra sahilden topladığı dal ve ağaç parçalarını da «dostluk» yaklaşımıyla işlediğini vurguluyor: "Ağaç seni yönlendiriyor. Ağaçla dost oluyorsun bir şekilde. 'Beni fazla zorlama, fazla zorlarsan kırılırım' diyor. Onun için ben onu fazla zorlamadan, dostça anlaşarak, birbirimizi anlayarak yapıyorum."

Deniz heykeltıraşı kimliği ve satış kaygısı

Prof. Dr. Serpil Oppermann'ın kendisinden "deniz heykeltıraşı" diye söz etmesinin ardından kimliğini bulduğunu ifade eden Türkçelik, eserlerini para karşılığında satma konusunda isteksiz. Söyledikleri şöyle: "Parayla sattığım zaman sanki bunlara ihanet etmişim gibi oluyorum. Evladımı başkasına evlatlık olarak veriyormuşum gibi. Onun için parayla derdin olmayınca istediğin gibi de üretiyorsun."

Türkçelik, iki bin yıl önce bir başkasının eline değmiş bir parçanın bugün bir insanın boynuna dokunmasının kendisi için çok etkileyici olduğunu belirtiyor: "Düşünebiliyor musunuz iki bin yıl önce birisinin elinin değdiği bir şey, iki bin yıl sonra sizin boynunuzda. Sizin teninize değiyor. 'Çok etkileyici bir şey' diye düşünüyorum."

Paylaşma ve nesiller arası bağ

Ürettiği eserleri çoğunlukla hediye eden Türkçelik, zaman zaman atölyesine gelen çocuklarla da çalışıyor. Çocukların hayal gücünden etkilendiğini anlatıyor: "Bana, 'Bir şeyler yapabilir miyiz?' derler. 'Tabii gelin' derim. Oturuyorum buraya, yayıyorum ağaçları önlerine. Çocukların hayal dünyaları bambaşka. Bazen ben onlardan kopya çekiyorum."

Mehmet Türkçelik'in çalışmaları, denizin sürüklediği geçmişin izlerini günümüze taşıyan, hem yerel hem de tarihi değeri olan el emeği ürünler olarak beldeye gelen ziyaretçilere sunuluyor.

Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde yaşayan 70 yaşındaki emekli ilkokul öğretmeni Mehmet Türkçelik...

Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde yaşayan 70 yaşındaki emekli ilkokul öğretmeni Mehmet Türkçelik, sahilden topladığı amfora parçalarını sanat eserine dönüştürüyor. Her bir parçayla geçmişin izini bugüne taşıyan Türkçelik, ürünlerini beldeye turistik amaçla ziyarete gelen kişilere hediye ediyor.

Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde yaşayan 70 yaşındaki emekli ilkokul öğretmeni Mehmet Türkçelik...