Kış mevsimi dendiğinde herkesin aklında canlanan karlı ağaç tabloları, kayak tatilleri ve eldivenler...Bu kış ne yazık ki hala hangi mevsimde olduğumuzu anlayamadık. Tüm kış kar altında kalan yaylalar bile kardan mahrum kaldı. Hava şartları mevsim normallerinin son derece üzerinde ilerliyor. Özellikle bu hafta beklenen lodos ile adeta kış gelmeden bahar gelecek. Mevcut
ekonomi halkı doğalgaz faturasını düşündürerek sevindirse de herkes bir yandan gelecekteki kuraklığı düşünerek buruklaşıyor. Uzmanlar bu sıcaklıkları endişe verici buluyor. İşte kar yağmamasının nedeni ve olası sonuçları...
Ocak ayı sonlanmak üzere. Okullar sömestr tatilinde ancak tüm çocukların hayallerini süsleyen sömestrda kar topu savaşı yapmak ya da kayak tatiline gitme planları hayal olarak kaldı. Türkiye genelinde ne yeterli yağmur ne de kar yağışı görülüyor. Bu durum farklı hastalıkları da beraberinde getiriyor. Yağışsız ve sıcak hava viral virüslerin de üremesine ve çoğalmasına neden oluyor. Küresel ısınma, Corona Virüs pandemisinin ardındaki en büyük dünya felaketi konumunda. Doğal dengenin bozulmasına neden olan etkenlerin gerekli önlemler alınmadan çeşitli etkinliklerinin devam etmesi halinde küresel ısınmaya bağlı yaşanan iklim değişiklikler daha da artabileceği tahmin edilmektedir. Afyon Kocatepe Üniversitesi Coğrafya Bölümü İklim Bilimci Öğretim Üyesi Dr. Okan Bozyurt konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Kar yağışının toprağa yararı, barajlardaki doluluk payına tesiri ve çoğu canlı cinsine desteği ile en mühim, yaşamsal etkisi olan yağış türüdür" diyen Bozyurt, beklenen kar yağışının hala gerçekleşmemiş olmasının sebebinin kutupsal cephelerin gelişini engelleyen bir blokaj olduğunu söyledi. "Şimdiye kadar kar yağmamasının sebebi bize kuzeyden kolayca gelmesi gereken kutupsal cepheleri Grönland blokajı ciddi derecede engelliyor. Bu sebeple de güneydeki salınımlar Türkiye'de çok tesirli oldu. Bu da hava sıcaklıklarını mevsim normallerinin bir hayli üzerinde çıkardı ve tabii kar yağışını da kesti." diye belirten Bozyurt, Türkiye'nin en çorak kış mevsimini yaşadığını ekledi. Kuzeyden gelecek soğuk hava cephelerini engelleyen blokajın kırılmaya başladığını ifade etti. "Blokaj kırılıyor gibi görünüyor şimdilik; sonunda bu sistem değişmeye başladı. Her şeye rağmen Türkiye kış mevsimi tarihinin en uzun kurak dönemini yaşadı. Bu kuraklık ekim ayı gibi başladı. Ekim ve kasım ayları son yıllarda Türkiye'nin gördüğü en çorak ekim-kasım ayı oldu. Bu süreçte hava sıcaklığı mevsim normallerinin bir hayli üzerinde seyretti. Aralığı düşündüğümüzde, son yılların en ılık aralık ayı oldu. Ve ocak ayının ortalarında olsak da hala hava sıcaklıkları pek çok bölgede mevsim normallerinin çok üzerinde, bahar havası hakim. Neyseki belirttiğim gibi bu blokaj kırılmaya başlıyor artık. Kuzey tarafından soğuk hava dalgaları gelmeye başlayacak gibi görünüyor." diye anlattı. Kar yağışı dünyadaki mikropların kırılmasını sağlar. En önemli faydası barajlardaki doluluk oranını artırmaktır. Kuraklığı önler. Kar suyu bitkilerin daha iyi beslenmesini sağlar. Yeraltı ve yerüstü sularının en önemli rezervidir.
BEKLENEN KAR OCAK SONUNDA YAĞABİLİR Blokajın kırılmasıyla Kuzey cephelerini engelleyen soğuk havanın yurdumuza gelme ihtimalinden bahseden Bozyurt 25 Ocak itibariyle özellikle 31 Ocak ve şubat ayının ilk haftasını dahil edecek şekilde önemli derecede yağışlı ve soğuk hava kitlelerini beklediğini söyledi. Özellikle yurdumuzun kuzeyi, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde kar yağışları görülebilir. Diğer bölgelerde de yağmur yağışı etkili olacak. Kısaca şubat ayından itibaren nisan ayına değin yağış değerlerinin pek çok yerde mevsim normallerinin üzerinde seyredeceğini öngördüğünü ifade etti.
Bozyurt kar yağışının içindeki maddelerden biri olan amonyağın önemini anlattı. "Havadaki amonyağın toprağa inmesiyle topraktaki mikroorganizma ve bakterilerle etkileşime giriyor ve bu sayede Toprak için çok yararlı bir madde haline geliyor. Özellikle bitkiler için son derece önemli oluyor." Amonyak, azot bakterileri tarafından kalsiyum nitrat gibi azot tuzlarına çevrilerek bitkilerin azot ihtiyacını karşılar. Havadaki ve karadaki mikropların zararlı olanları, karla birlikte yok olur. Ayrıca kar yağınca hava yumuşar ve havanın aşırı soğuması engellenmiş olur.
KAR YAĞMAMASI GRİBAL HASTALIK SALGININI TETİKLİYOR
Bunun dışında kar havadan aşağıya doğru inerken havadaki virüsler başta olmak üzere pek çok viral mikroorganizmaları ve zararlı partikülleri de aşağıya indirip havayı temizlediğini anlattı. Özellikle ilk yağan karın çok kritik olduğunu anlatan Beyrut, uzun süre yağan karlarda hava zaten epey temizlenmiş olduğunu, çok kar yağan mevsimlere baktığımız zaman o dönemlerde gribal enfeksiyonların bir hayli azaldığının da görüldüğünü anlattı. Bu sene patlama yapan gribal enfeksiyonun en büyük sebebini kar yağmamasına dayandırdı. Kar yağışının oluşması için havanın mutlaka belirli bir derece aralığında olması gerekir. Normalde gökyüzünden inen yağışın ilki hali kardır. Fakat yeryüzünün sıcak olması ile birlikte karın yeryüzüne ulaşması ile kar erir ve yağmur oluşur. Bu nedenle sıcaklığın değeri yağış türünü belirlemektedir. Toprak tarafından yavaşça emilen kar ve kar sularının, bitkiye su ihtiyacı bakımından büyük fayda sağladığını belirten uzmanlar, karın bunun yanı sıra yeraltı sularının hacminde de artışa neden olduğunu kaydediyor. Kar topraktaki nem oranını artırdığı için çiftçinin mahsulü ve o yılki hasadı için büyük önem taşır. Her ne kadar "beyaz kabus" olarak nitelendirilsede faydaları saymakla bitmiyor. Kar yağışı ekolojik denge açısından büyük bir öneme sahiptir çünkü doğanın kendini yenilemesini ve bahar için besin depolamasını sağlar, eğer kar yağmazsa toprak aralıklarla yağan yağmurla su ihtiyacını tam olarak alamaz ve bu da bir çok bitkinin yetişememesine neden olur