İran ve ABD İlişkileri: Nükleer Anlaşmanın Kaderi
Son günlerde İran ile ABD arasında başlayan dolaylı görüşmeler, Umman ve Katar aracılığıyla devam ediyor. Tahran hükümeti Mesud Pezeşkiyan'ın yeni liderliği altında nükleer müzakerelerle ilgili olumlu mesajlar vermesine rağmen, Ali Hamaney'in onayı ile bu sürecin zorlu geçeceği öngörülüyor.
Nükleer Müzakerelerin Arka Planı
2018 yılında ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesi, İran'a yönelik yaptırımları artırmış, bu da Tahran'ın nükleer faaliyetlerini hızlandırmasına yol açmıştır. Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak bilinen anlaşma, 14 Temmuz 2015'te büyük güçler tarafından imzalanmış, ancak Trump döneminde askıya alınmıştır.
İran’ın Nükleer Faaliyetleri ve Artan Gerilimler
İran Atom Enerjisi Kurumu, uranyum zenginleştirme seviyelerini artırarak anlaşmanın yükümlülüklerini aşma yoluna gitmiştir. Bu süreçte Tahran, 2021 yılında yüzde 60 zenginleştirilmiş uranyum üretmeye başlamış, bu durum uluslararası endişelere yol açmıştır. Son raporlara göre, İran'nın zenginleştirilmiş uranyum stokları son üç yılda 59 kat artmıştır.
Gelecek için Beklentiler
Pezeşkiyan yönetimi, nükleer müzakerelerin önemini vurgularken, Abbas Erakçi de mevcut uluslararası koşullar nedeniyle yeniden müzakere süreçlerinin zorlu olduğunu belirtmiştir. Hamaney, ekonomideki sorunların çözümünün Batı ile müzakerelere bağımlı olmaması gerektiğini savunarak, diplomatik çabaların önemine dikkat çekmiştir.
Sonuç ve Değerlendirme
İran, yaptırımların kaldırılması talebini sürdürürken, gelecekteki diplomatik girişimlerin nükleer anlaşmanın geleceği açısından belirleyici olacağı değerlendiriliyor. Bu dönemde taraflar arasındaki güvensizlik, sürecin karmaşıklığını artırmaya devam ediyor.