5 Aralık Dünya Toprak Günü — Prof. Dr. Nesrin Yıldız: "Sağlıklı Şehirler İçin Sağlıklı Topraklar"

Prof. Dr. Nesrin Yıldız, 5 Aralık Dünya Toprak Günü'nde kentsel toprakların korunmasının şehir sağlığı, gıda güvenliği ve iklim direnci için hayati olduğunu vurguladı.

Yayın Tarihi: 04.12.2025 10:01
Güncelleme Tarihi: 04.12.2025 10:09

5 Aralık Dünya Toprak Günü — Prof. Dr. Nesrin Yıldız: "Sağlıklı Şehirler İçin Sağlıklı Topraklar"

5 Aralık Dünya Toprak Günü: "Sağlıklı Şehirler İçin Sağlıklı Topraklar"

Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölüm öğretim üyesi Prof. Dr. Nesrin Yıldız, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı değerlendirmede, "Sağlıklı şehirler; sürdürülebilir arazi yönetimi, güçlü ekosistemler ve bilim temelli planlama ile mümkündür" dedi.

Uluslararası farkındalık ve toprakların rolü

Prof. Dr. Nesrin Yıldız, uluslararası günlerin amacını halkı bilgilendirmek, küresel sorunlara siyasi irade ve kaynak çekmek ve başarıları pekiştirmek olarak tanımladı. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 2014 yılında resmi bir uluslararası gün haline gelen Dünya Toprak Günü'nün, toprakların tarımsal kalkınma, ekosistem işlevleri ve gıda güvenliği açısından önemine dikkat çektiğini belirtti.

Prof. Dr. Yıldız, "Topraklarimiz sessiz müttefiklerimizdir" ifadesini kullanarak şu çarpıcı verileri paylaştı: Gıdalarımızın %95'i topraklardan elde ediliyor; toprakların %33'ü bozulmuş durumda; sadece 2-3 cm'lik bir toprak tabakasının oluşması 1000 yıla kadar sürebiliyor. Topraklar, bitkiler için gerekli olan 18 doğal kimyasal elementin 15'ini sağlar. Bir çorba kaşığı toprakta, dünyadaki insan sayısından daha fazla canlı organizma bulunur. Dünya çapında 2 milyar insan mikro besin eksikliğinden muzdarip; sürdürülebilir toprak yönetimiyle %58'e kadar daha fazla gıda üretilebilir. Toprak, Dünya'daki türlerin yaklaşık %59'una ev sahipliği yapmaktadır.

Toplumsal farkındalık ve kentsel toprak

Prof. Dr. Yıldız, "2025 yılı Dünya Toprak Günü teması kentsel topraklara odaklanıyor. Sağlıklı şehir, Sağlıklı toprak, Doğru planlama, Toplumsal farkındalıkla olur." ifadelerini kullandı. Sürdürülebilir toprak yönetimi; erozyonu ve kirliliği azaltır, su sızmasını ve depolanmasını iyileştirir, toprak biyolojik çeşitliliğini korur, verimliliği artırır ve karbon sekestrasyonuna katkıda bulunarak iklim değişikliğiyle mücadelede önemli rol oynar.

Prof. Dr. Yıldız, kentsel toprakların asfalt ve betonun altında geçirgen yağmur suyunu emmeye, sıcaklığı düzenlemeye, karbonu depolamaya ve hava kalitesini iyileştirmeye yardımcı olduğunu; ancak bitki örtüsüyle kaplı değilse veya çimento ile kapatılırsa bu işlevlerini kaybederek şehirleri sel, aşırı ısınma ve kirliliğe karşı savunmasız bıraktığını vurguladı. "Toprak restorasyonu kentsel alanlarda tabandan harekete geçilmesi çağrısı ile; daha iyi sağlık ve daha güçlü refahın anahtarı olabilir. Sağlıklı topraklar gelişen şehirlerin temelidir." dedi.

Sağlıklı topraklar için yapılması gerekenler

Kentsel planlama ve altyapıda toprağı koruyucu uygulamalar: Geçirgen yüzey kullanımının artırılması; beton/asfalt yerine geçirgen kaldırım taşları, çim taşları ve doğal zemin kaplamaları; yağmur suyunun toprağa süzülmesinin sağlanması sel riskini azaltır ve yeraltı su kaynaklarını besler. "Toprak koruma odaklı" imar planları, yeşil alanların korunması ve genişletilmesi; yapılaşma sırasında üst toprağın (toprağın en verimli 30 cm'lik kısmı) çıkarılıp yeniden kullanılması önemlidir.

Kentsel tarım ve topraksız uygulamalar: Kentsel tarım alanlarının korunması, şehir içi bostanlar, topluluk bahçeleri, hobi bahçeleri ve topraksız tarım pratikleri hem organik madde döngüsünü destekler hem su ve arazi kıtlığına çözüm sunar.

Erozyon ve arazi bozulmasını önleme: Eğimli alanlarda teraslama ve bitkilendirme, doğal bitki örtüsünün korunması, park, yol kenarı ve dere yataklarında yerel türlerle bitkilendirme; ani yağışlarda yüzey akışını azaltır ve toprağı bağlar. Erozyonun yoğun olduğu şehirlerde (Erzurum gibi eğimli arazilerde) bitki örtüsü ve teraslama şarttır.

Toprak organik maddesinin artırılması: Kompost üretimi ve kullanımı, evsel organik atıkların kompost sistemleriyle dönüştürülmesi; belediyelerin şehir kompost merkezleri kurması toprağın su tutma kapasitesini ve verimliliğini artırır. Malçlama (mulching) uygulamaları toprağın nemini korur ve sıcaklık dalgalanmalarını azaltır.

Kirlilik ve kimyasal baskının azaltılması: Toprak kirliliğinin izlenmesi ve ağır metal analizleri yapılmalı; sanayi alanları, eski depo bölgeleri ve yol kenarları riskli noktalardır. Pestisit ve kimyasal gübre kullanımının sınırlandırılması, belediye park-bahçe çalışmalarında biyolojik mücadele, kentsel tarımda kontrollü gübre kullanımı ve sanayi atıklarının toprağa sızmasının engellenmesi gereklidir.

Kentsel yeşil alanların artırılması ve su yönetimi: Kent ormanları, yeşil koridorlar, yeşil çatı ve dikey bahçeler biyoçeşitliliği artırır ve toprak bağlı ekosistem hizmetlerini güçlendirir. Yağmur bahçeleri (rain garden) ve yağmur suyu hasadı uygulamaları taşkın ve kirliliği azaltır, sulama ihtiyacını düşürür ve toprakta tuzluluğu engeller.

Bilimsel izleme, veri yönetimi ve eğitim: Şehir toprak haritaları oluşturulmalı; organik madde, pH, tuzluluk ve geçirgenlik gibi parametreler haritalanarak belediyelerin planlama kararları bilimsel temele oturtulmalıdır. Düzenli toprak analiz programları, okullarda toprak eğitimi programları, kompost atölyeleri ve topluluk bahçeleri toplumsal sahiplenmeyi artırır.

Kentleşme, Erzurum örneği ve çağrı

Yapılan araştırmalar kentleşmenin hızla arttığını ve insanların yaklaşık üçte ikisinin kentlerde yaşadığını gösteriyor. Bu durum, kentsel alanlarda doğal ve kültürel peyzaj kaynaklarına büyük baskı oluşturuyor. Doğru planlamalar ve mavi-yeşil altyapı uygulamaları küresel baskıları azaltabilir. Erzurum özelinde yapılan değerlendirmede, kişi başına düşen mevcut aktif yeşil alanların (86,43 ha) 2,28 metrekare olduğu ve kentsel yeşil alanların sayısal olarak yetersiz olduğu belirtildi; diğer mavi-yeşil altyapı bileşenlerinde de eksiklikler tespit edildi.

Prof. Dr. Nesrin Yıldız, "Sürdürülebilir arazi ve toprak yönetimi üzerine disiplinlerarası diyaloğa katkıda bulunmak için tüm paydaşlar bir arada bu konuda çabalamada tek yürek olmalıyız. 2050 yılına kadar insan nüfusunun yüzde 70’inin şehirlerde yaşaması beklendiği için, kentsel toprağın da temel bir unsur olduğunun bilincinde olmak umuduyla 5 Aralık Dünya günümüz kutlu olsun." diyerek sözlerini sonlandırdı.

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ TOPRAK BİLİMİ VE BİTKİ BESLEME BÖLÜM ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR....

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ TOPRAK BİLİMİ VE BİTKİ BESLEME BÖLÜM ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. NESRİN YILDIZ, 5 ARALIK DÜNYA TOPRAK GÜNÜ DOLAYISIYLA YAPTIĞI DEĞERLENDİRMEDE, "SAĞLIKLI ŞEHİRLER; SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ YÖNETİMİ, GÜÇLÜ EKOSİSTEMLER VE BİLİM TEMELLİ PLANLAMA İLE MÜMKÜNDÜR" DEDİ.

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ TOPRAK BİLİMİ VE BİTKİ BESLEME BÖLÜM ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR....