Dünyada 3 Noktada: Sorkun’da Akbabaların Eşsiz Yiyecek Döngüsü

Bolu Sorkun’da kara, kızıl, küçük ve sakallı akbabaların sırayla leşe yöneldiği nadir beslenme döngüsü ve KUFOD’un izleme çalışmaları anlatılıyor.

Yayın Tarihi: 23.11.2025 13:24
Güncelleme Tarihi: 23.11.2025 13:24

Dünyada 3 Noktada: Sorkun’da Akbabaların Eşsiz Yiyecek Döngüsü

Sorkun’da dünya çapında nadir görülen akbaba döngüsü

Dünyada yalnızca 3 noktada gözlemlenebilen eşsiz bir doğa döngüsü, Bolu’nun Dörtdivan ilçesine bağlı Sorkun köyünde yaşanıyor. Kara, kızıl, küçük ve sakallı akbabaların aynı ortamda bir arada bulunması, bölgeyi doğa fotoğrafçıları ve yaban hayatı gözlemcileri için cazibe merkezine çevirdi.

Saha çalışmaları 2012 yılında Avrupa’dan gelen uzmanların öncülüğünde Kuş Fotoğrafçıları ve Gözlemcileri Derneği (KUFOD) tarafından başlatıldı ve o tarihte Akbaba Beslenme ve İzleme İstasyonu inşa edildi. 2024 yılında ise KUFOD ile Orman Genel Müdürlüğü iş birliğiyle, ovayı ve ormanı görecek şekilde yeni bir izleme istasyonu köyün hakim tepesine kuruldu.

Akbaba beslenme döngüsü: Doğanın kendi temizleme sistemi

Leş döngüsü, doğanın işleyişindeki kusursuz düzeni ortaya koyuyor. Süreç şu şekilde ilerliyor: ilk önce kara akbaba gelip iri ve sert etleri tüketiyor. Ardından kızıl akbaba iç organları yiyerek devam ediyor. Onları küçük akbaba takip edip kemik üzerindeki küçük et parçalarını ve etrafa saçılan artıkları temizliyor. Döngünün sonunda ise sakallı akbaba kemikleri yiyerek süreci tamamlıyor. Bu sistem sayesinde leşten geriye neredeyse hiçbir şey kalmıyor ve doğa kendi dengesini koruyor.

"Leşten geriye hiçbir şey kalmaz. Doğanın doğal temizleyicileridir"

İstasyon, gözlemler ve gönüllü çalışma

Akbaba türlerinin yanı sıra istasyonda ak kuyruklu kartal, şah kartal, küçük orman kartalı, büyük orman kartalı, küçük kartal, bozkır kartalı, kara çaylak, kızıl şahin ve şahin gibi birçok yırtıcı kuş türü de gözlemleniyor. KUFOD tarafından inşa edilen istasyonda çalışmalar gönüllülük esasına göre yürütülüyor.

Yörede yaşayan doğasever Mehmet Ali Altunay, istasyonda her gün sabah gün doğmadan çeşitli yiyecekler getirerek onlarca kuş türünün besin ihtiyacını karşıladığını belirtiyor.

"Burası Dörtvan’a bağlı, Sorkun köyünde ekoturizm alanı ilan edilmiş, Kuş Gözlemcileri ve Fotoğrafçılar Derneği tarafından, Orman Genel Müdürlüğü’nden talep edilmiş, Orman Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış ve derneğe 10 yıllık tahsis edilmiş ekoturizm alanı. Bu coğrafyanın keşfi 2000’li yıllara dayanıyor. Yabancıların yapmış olduğu bir takım keşifler olmuş buradaki kuşların varlığı ile ilgili sonra bizim ülkemize de bu tür çalışmalar yapılmış. Burada çok nadir görebileceğimiz kuş türler var. Özellikle 4 tür akbabaya aynı anda bu coğrafya barındırıyor. Ve bunun yanında da bir sürü daha yırtıcı kuş çeşitliliği var. Yani gündüz yırtıcısı diye adlandırdığımız, buna örnek olursa işte kartal, şahin gibi. Ve gece yırtıcısı diye de adlandırdığımız işte baykuş türü kuşlar da var. Ve bunların yanı sırada bir sürü ötücü de var"

Tehditler ve koruma gereği

Altunay, akbaba türlerinin dünya genelinde tehlike altında olduğunu vurguluyor. Yüksek gerilim hatları, tarımsal ilaçlama sonucu zehirlenen hayvan kalıntıları ve çöplükler, bu türlerin en büyük tehditleri arasında sayılıyor. Düzenli besleme programları ve koruma çalışmalarıyla bu türlerin korunması gerektiğini dile getiriyor.

"Yurt dışında da, Avrupa’da da bunların nesilleri tehlike altında. Bunların tabiattaki en büyük düşmanları da diyeyim yüksek gerilim hatları, tarım arazilerinden sırayı ilaçlarla zehirlenen hayvanları, arta kalanları tüketmeleri, çöplükler. Bu tür yerlerden beslenmek zorunda kalmışlar bu hayvanlar. Onun için nesilleri zaten tehlike altında. Bunları düzenli bir besleme yapıp yaban hayat kuş fotoğrafçılarına da bu şekilde hem tanıtıyoruz hem gösteriyoruz"

Ekosistemdeki rolü ve halk bilinci

Altunay, akbabaların ekosistem için hayati önemde olduğunu örneklerle anlatıyor. Mide asitlerinin yüksek olması nedeniyle mikrop barındırmadıklarını, leşleri tüketerek sera gazı salınımını azaltmaya katkı sağladıklarını belirtiyor ve koruma ile halkın bilinçlendirilmesinin önemine dikkat çekiyor.

"Bu canlılar ekosistem için çok önemli. Yani bunu Hindistan’da daha önce şöyle bir olay yaşamış. Ben kısaca ondan bir bahsedeyim. Bu akbabaların sayısı fazla olduğu için bunları devlet kendilerince avlandırmış. Bunların sayısı da aşağıya düşünce sonra kuduz vakaları ortaya çıkıyor. Köpekler çoğalmış, kurtlar çoğalmış. Kuduz vakaları ortaya çıkınca tekrar akbabaları nasıl geri neslini çoğaltabiliriz diye bu tür çalışmalar olmuş. Akbabaların mide asitleri çok yüksek olduğu için herhangi bir bakterili, mikroplu bir yiyeceği tükettiklerinde dışkılarında mikrop barındırmazlar. Ekosistem için şöyle bir özellikleri de var. Sera gazı salınımı diyoruz ya sürekli biz. Dünyada bir ülkenin sera gazı salınımını eşdeğer gaz salınımını engelliyorlar. Yani doğadaki bu leşleri tüketerek. Çok kıymetli, çok önemli canlılar. Bunların mutlaka korunması gerekiyor. Halkımızın da bilinçlendirilmesi gerekiyor. Ve bunun ilkokul seviyelerine kadar indirilip bunu baştan halletmemiz gerekiyor"

KÜÇÜK AKBABA

KÜÇÜK AKBABA

KIZIL AKBABA