Hitit Üniversitesi: Antagonistik Mayalarla 500 Milyon Dolarlık Kuru Üzüm İhracatındaki Toksin Tehdidine Bilimsel Çözüm

Hitit Üniversitesi, antagonistik mayalarla kuru üzümdeki toksin riskini ortadan kaldırarak yaklaşık 500 milyon dolarlık ihracatı korumayı hedefliyor.

Yayın Tarihi: 28.11.2025 10:48
Güncelleme Tarihi: 28.11.2025 10:48

Hitit Üniversitesi: Antagonistik Mayalarla 500 Milyon Dolarlık Kuru Üzüm İhracatındaki Toksin Tehdidine Bilimsel Çözüm

Hitit Üniversitesi: Antagonistik Mayalarla Kuru Üzüm İhracatında Toksin Riskine Çözüm

Türkiye, dünya kuru üzüm pazarının yüzde 32toksin sorunu, Hitit Üniversitesi tarafından geliştirilen biyolojik yöntemle ortadan kaldırılmayı hedefliyor. Çalışma sayesinde yaklaşık 500 milyon dolar değerindeki ihracat riske karşı korunacak.

Projenin kapsamı ve destek

Hitit Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü tarafından yürütülen projede, gıda güvenliğini tehdit eden küflere karşı biyolojik mücadele yöntemleri geliştiriliyor. Proje, öğretim elemanı Dr. Tuba Büyüksırıt Bedir yürütücülüğünde, Prof. Dr. Bülent Kabak danışmanlığında hazırlandı ve TÜBİTAK 3501-Kariyer Geliştirme Programı kapsamında 1 milyon TL bütçe ile desteklendi. Türk araştırmacılar, sentetik kimyasallar yerine doğal olarak elde edilen antagonistik mayalar kullanarak kanserojen küfleri engellemeyi amaçlıyor.

500 milyon dolarlık ihracat ve riskin boyutu

2023 verilerine göre dünya çapında 856 bin ton olarak gerçekleşen kuru üzüm ihracatının 277 bin tonunu tek başına karşılayan Türkiye, toplamda yüzde 32 pazar payı ile yaklaşık 500 milyon dolar gelir elde ediyor. Proje, özellikle kuru üzüm ihracatında en büyük tehdit olan toksin sorununu hedef alıyor ve sentetik koruyucular yerine mayalardan elde edilen antimikrobiyal maddelerle zararlı küflerin çoğalmasını baskılayarak toksin üretimini engelliyor.

Çalışma; kuru üzüm başta olmak üzere çeşitli hububatlarda görülen, karaciğer-böbrek hasarından kansere kadar birçok sağlık sorununa yol açabilen zehirli küflere karşı biyolojik bir mücadele stratejisi sunuyor. Ayrıca proje, akademik literatüre katkı sağlarken gıda sanayisinde doğal biyolojik ajanların kullanımına öncülük edecek bir model olma potansiyeli taşıyor.

Projenin hedefleri ve uygulama yöntemi

Projeyle ilgili bilgi veren Hitit Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Elemanı Dr. Tuba Büyüksırıt Bedir, "Hazırladığımız TÜBITAK 3501 projemizde zehirli toksinler üreten küflerin engellenmesinde doğal, bütçe dostu, etkili, sürdürülebilir bir yöntemle dünyada yaklaşık 850 bin ton yıllık ihracatı yapılan ve dünyadaki ihtiyacın yüzde 32’lik kısmını Türkiye’nin karşıladığı kuru üzümler üzerine çalışıyoruz. Kuru üzümlerin ihracatında ülkeden gönderildikten sonra sınırda kontroller yapılmakta ve ürünler kabul edilmeden önce belirlenen limit değerlerini aşan ürünler için önlem alınmaktadır. 2020-2025 yılları arasında yapılan rasff (gıda ve yem için hızlı uyarı sistemi) bildirileri ile yaklaşık 64 tane bildirim yayınlanmış ve bu bildirimlerin yaklaşık yüzde 25’lik kısmının Türkiye orijini olduğu bilinmektedir. Bu ülkemiz açısından dünyada ihracatta birinci sırada olduğumuz kuru üzümler için acilen bir önlem almamızı gerektirmektedir. Bu amaçla bizim yaptığımız projede zehirli toksinler üreten küflerin engellenmesi ve baskılanmasını, ayrıca tarlada ve hasattan sonra doğal olarak oluşan uygun olmayan depolama şartlarında saklanan ürünlerde oluşan toksinlerin engellenmesini ve bu kapsamda mayalardan ürettiğimiz antimikrobiyal maddelerle biyolojik olarak engellenmesini hedef almaktayız" dedi.

Dr. Bedir ayrıca, çalışmanın uygulama şeklini anlatarak, üretilecek antimikrobiyal maddelerin paketleme öncesindeki yıkama aşamasında belirli yoğunluklarda uygulanacağını; böylece toksinlerin bağlanarak etkisiz hale getirileceğini ve yeni oluşumlarının da engelleneceğini belirtti.

Sağlık ve ekonomik fayda

Projeyle hem halk sağlığına yönelik önemli bir koruma sağlanması hem de ihracatta lider konumdaki kuru üzüm sektörüne ekonomik katkı verilmesi hedefleniyor. Dr. Bedir, "Hem kanserojen etkisi bulunan hem de böbrek hastalıklarına yol açabilen, aynı zamanda bağışıklık sistemini zayıflatan toksinlere karşı bir önlem almayı hedefliyoruz. Bu çalışma kapsamında mikroorganizmalardan doğal yollarla antimikrobiyal maddeler üretilecek. Bu maddeler, paketleme öncesinde kuru üzümlerin yıkama aşamasında belirli yoğunluklarda uygulanacak. Bu uygulama sayesinde toksinler hem bağlanarak etkisiz hale getirilecek hem de azaltılarak sonraki oluşumlarının önüne geçilebilecek. Böylece toksinlerden arındırılmış, sağlıklı ve güvenli gıdayı tüketiciye sunmayı, aynı zamanda ihracatta lider olduğumuz kuru üzüm sektörüne ekonomik katkı sağlamayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

Çalışma, doğal biyoteknolojik yaklaşımlarla gıda güvenliğinde sürdürülebilir çözümler sunmayı hedefleyerek hem ulusal ekonomi hem de kamu sağlığı açısından kritik bir adım niteliği taşıyor.

TÜRKİYE’NİN DÜNYA PAZARININ YÜZDE 32'SİNİ ELİNDE TUTARAK PAZAR LİDERİ OLDUĞU KURU ÜZÜM İHRACATINDA...

TÜRKİYE’NİN DÜNYA PAZARININ YÜZDE 32'SİNİ ELİNDE TUTARAK PAZAR LİDERİ OLDUĞU KURU ÜZÜM İHRACATINDA EN BÜYÜK RİSK OLAN 'TOKSİN' SORUNU, HİTİT ÜNİVERSİTESİ'NDE GELİŞTİRİLEN PROJEYLE TARİH OLUYOR.

TÜRKİYE’NİN DÜNYA PAZARININ YÜZDE 32'SİNİ ELİNDE TUTARAK PAZAR LİDERİ OLDUĞU KURU ÜZÜM İHRACATINDA...