İnsan-Yaban Hayvanı Teması Biyogüvenlik Riskini Artırıyor — Prof. Dr. Lokman Aslan

Van YYÜ'lü Prof. Dr. Lokman Aslan, artan insan-yaban hayvanı temasının ekolojik dengeyi bozduğunu ve biyogüvenlik açısından ciddi riskler oluşturduğunu vurguladı.

Yayın Tarihi: 29.11.2025 10:09
Güncelleme Tarihi: 29.11.2025 10:09

İnsan-Yaban Hayvanı Teması Biyogüvenlik Riskini Artırıyor — Prof. Dr. Lokman Aslan

İnsan-Yaban Hayvanı Teması Biyogüvenlik Riskini Artırıyor — Prof. Dr. Lokman Aslan

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nden uyarı

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, insanların yaşam alanlarının genişlemesi ve kırsalın hızla boşalmasının yaban hayvanlarını doğrudan etkilediğini belirterek, artan insan-hayvan temasının biyogüvenlik açısından ciddi riskler oluşturduğunu söyledi.

Aslan, yerkürenin oluşumundan bu yana insanlar ve hayvanların sürekli etkileşim içinde olduğunu hatırlatarak, "yaban hayvanı" tanımının ancak insanla hiç temas etmemiş türler için geçerli olduğunu vurguladı. İnsan yerleşimlerine yaklaşan her türün artık yabanlığını kısmen kaybettiğine dikkat çekti ve geçmişle günümüz arasındaki farkı şöyle anlattı: ulaşımın sınırlı olduğu dönemlerde insanların hayvanlara ancak kendi güçleri ölçüsünde yaklaşabildiğini, günümüzde ise teknolojik imkânlar ve silahların insanları daha üstün konuma taşıdığını belirtti.

"İnsan-hayvan teması giderek artıyor"

Prof. Dr. Aslan, tarımın gelişmesi, kırsaldaki nüfusun azalması ve şehirleşmenin hızlanmasıyla ekolojik dengenin bozulduğunu söyledi. Doğanın tahrip edilmesi, yeni yolların açılması ve yerleşimlerin genişlemesinin türlerin doğal sahalarını değiştirdiğini belirterek örnek verdi: eskiden 100 hanenin yaşadığı bir köyde koyun, inek, keçi, tavuk, kedi ve börtü böceğin aynı döngüde yer alırken bugün bu köylerde 20 hane, kimi yerlerde ise hiç kimsenin kalmadığını ifade etti.

Bu değişimden en çok etkilenen türler arasında domuzlar, kurtlar ve tilkiler bulunduğunu aktaran Aslan, hayvanların insanların yaşadığı alanlara doğru yaklaşmaya başladığını söyledi. Şehirlerde vahşi depolama alanlarında biriken çöplerin kolay besine ulaşma imkânı sunduğunu ve bunun yaban hayvanlarını çektiğini belirtti. Mahalle ortasında domuzların yürümesi, ayıların yaylalardaki evlere zarar vermesi, tilkilerin sokaklarda kedilerle karşılaşması gibi örnekler, daralan coğrafya ile iç içe geçen yaşam alanlarının göstergesi olarak öne çıktı.

"Biyogüvenlik açısından büyük bir tehlike oluşturuyor"

Aslan, bu durumun kontrol altına alınması gerektiğini vurgulayarak uyardı: "Çünkü tıpkı insanların farklı iklimlere gidince hastalanması gibi, ekolojik dengede yaban hayvanlarıyla evcil hayvanların karşı karşıya gelmesi de ciddi riskler taşıyor. Evcil hayvanlarda bulunan hastalıkların yaban hayvanlarına, yaban hayvanlarında bulunan virüs ve parazitlerin evcil hayvanlara bulaşması biyogüvenlik açısından büyük bir tehlike oluşturuyor. Bu karşılıklı etkileşim hem hayvan sağlığını hem de insan sağlığını tehdit edebilecek boyutlara ulaşabilir."

Prof. Dr. Aslan, gerekli tedbirlerin derhal alınmasının, yaban hayvanlarını yerleşim alanlarına iten sebeplerin ortadan kaldırılmasının ve doğal yaşamın korunmasının önemine işaret etti.

VAN YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ (VAN YYÜ) YABAN HAYVANLARI KORUMA VE REHABİLİTASYON MERKEZİ MÜDÜRÜ...

VAN YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ (VAN YYÜ) YABAN HAYVANLARI KORUMA VE REHABİLİTASYON MERKEZİ MÜDÜRÜ PROF. DR. LOKMAN ASLAN, İNSANLARIN YAŞAM ALANLARININ GENİŞLEMESİ VE KIRSALIN HIZLA BOŞALMASININ YABAN HAYVANLARINI DOĞRUDAN ETKİLEDİĞİNİ BELİRTEREK, ARTAN İNSAN-HAYVAN TEMASININ BİYOGÜVENLİK AÇISINDAN CİDDİ RİSKLER OLUŞTURDUĞUNU SÖYLEDİ.

VAN YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ (VAN YYÜ) YABAN HAYVANLARI KORUMA VE REHABİLİTASYON MERKEZİ MÜDÜRÜ...