DOLAR
42,71 -0,05%
EURO
50,25 -0,09%
ALTIN
5.882,42 0,42%
BITCOIN
3.685.485,8 -0,52%

Almanya'nın Küresel Ticaretteki Gücü: 180 Ürünle Başarısını Sürdürüyor

Alman Ekonomi Enstitüsü, Almanya'nın 180 üründe küresel ticarette güçlü bir paya sahip olduğunu açıkladı.

Yayın Tarihi: 18.03.2025 13:53
Güncelleme Tarihi: 18.03.2025 13:53

Almanya'nın Küresel Ticaretteki Gücü: 180 Ürünle Başarısını Sürdürüyor

Almanya’nın Küresel İhracat Hakimiyeti

Alman Ekonomi Enstitüsü (IW) tarafından yayımlanan "Ticaret: Almanya nerede hala dünya ihracat şampiyonu?" başlıklı araştırma, Almanya’nın 180 üründe küresel ticarette baskın bir paya sahip olduğunu ortaya koydu. Rapora göre, Almanya bu ürünlerin her birinde en az yüzde 30 civarında bir ihracat payına sahip.

Küresel Ticarette Büyümenin Temel Sektörleri

Almanya’nın ihracat üstünlüğü, özellikle kimyasallar, makine mühendisliği, elektrik mühendisliği ve baz metaller gibi alanlarda belirgin bir şekilde devam ediyor. Ancak, yüksek teknoloji ve askeri-stratejik güvenlik alanlarında, Almanya’nın küresel pazarda daha az ürünle temsil edildiği gözlemleniyor.

Öne Çıkan Ürünler

Özellikle bazı ağrı kesici ilaçlar ve gübreler için Almanya'nın, küresel ihracat pazarında yüzde 90'ı aşan paya sahip olması dikkat çekiyor. Ayrıca, mikroskoplar, hasat makineleri, kontrol aletleri ve vinçli kamyonlar gibi ürünlerde de ihracat payı yüzde 50'nin üzerinde.

Çin ve ABD'nin İhracat Dominasyonu

Öte yandan, Çin, 1535 üründe yüzde 30 üzerinde küresel ihracat payına sahip olarak ihracat hakimiyetinde açık ara liderliğini sürdürmektedir. ABD ise 347 ürünle ikinci sırada yer alıyor.

Son Yıllardaki Değişimler

Çin’in son yıllardaki başarıları, özellikle makine ve elektronik eşya sektörlerinde dikkat çekiyor. Ancak, Almanya’nın 2010’dan bu yana bu kategorilerde pay kaybettiği görülmekte. 2010 yılında Çin, 859 üründe küresel ihracat lideriyken, ABD ise 304 üründe baskın paya sahipti.

Ticaretin Zorlukları ve Gelecek Beklentileri

IW’nın araştırma raporunda; ticaret çatışmaları, savaşlar ve durgunlaşan küreselleşmenin, ihracat odaklı ekonomiler için zorlu bir dönem yaşattığı ifade ediliyor. Bu durum, ülkelerin güçlü yönlerini anlamayı daha da önemli hale getiriyor.