Ortaya Çıkan Arşiv Türk Çayı Tarihine Işık Tutuyor
Rize’de bulunan yeni arşiv belgeleri, bölge çay tarımının bilinen tarihten daha eskiye dayandığını gösterdi. Arşiv, çay üretiminin kayıtlarını, toprak analizlerini ve Fidanlık Merkezi’nde üretilen bitkisel materyalleri net biçimde ortaya koyuyor.
Arşivdeki bulgular ve üretim kayıtları
Arşivde yer alan belgelere göre, Rize’de çay üretiminin yaygın olarak bilinen 1938 tarihinden önce başladığına dair bulgular mevcut. Araştırmacı-Yazar Recep Koyuncu’nun açıklamalarına göre, arşiv kayıtları çay dikimlerinin 1931 yılında Ziraat Çay Bahçesi olarak bilinen alanda yapıldığını gösteriyor. İlk yıllara ait günlük kayıtlarda toplanan yaş yaprak miktarları tutulmuş ve elle üretime dair fotoğraflar arşivde yer alıyor.
Arşivde ayrıca Fidanlık Merkezi’nde yalnızca çay değil, mandalina, portakal ve limon fidanlarının da üretildiği ve o dönemde bu fidanların halka tamamen ücretsiz dağıtıldığı bilgisi bulunuyor. Arşiv belgelerinde, çay tarımının ilk yılındaki alınan yaş çay miktarının 35 kilogram olduğu da kayıt altına alınmış durumda.
Rauf Başar: Kayıtlara yeniden giren bir isim
Arşivin sahibi olan ve çalışmalarıyla çay tarımına katkı sağlayan Fen Memuru Rauf Başar, 1934 yılında Ziraat’ta göreve başlamış. Başar’ın tuttuğu defterler ve hazırladığı raporlar, 1937 ve sonrası döneme ait tarımsal verilerin, valiye sunulan kopyalarının da kaynağı olduğunu gösteriyor. Koyuncu, Başar’ın 1942 yılında verem hastalığına yakalandığını ve 1945 yılında vefat ettiğini, kısa yaşamına rağmen çay tarımına önemli katkılar sağladığını vurguladı.
Koyuncu ayrıca, arşivde Başar’ın hazırladığı ve çay yetiştiricilerine rehberlik eden kitapçıklar, fotoğraflar ile Zihni Derin’e ait talimatnamelerin de bulunduğunu belirtti.
Toprak analizleri ve amonyum sülfat uyarısı
Arşivdeki en dikkat çekici belgelerden biri, Başar’ın toprak analizlerine ilişkin notları. Başar, o dönemde yaptığı analizler sonucunda amonyum sülfat gübresinin Rize topraklarını yumuşatacağını ve bölgenin sel riski taşımasına neden olacağını öngörmüş; bu nedenle gübrenin yasaklanması gerektiğini rapor etmiş. Bu uyarıların uygulamaya konulması ise ancak 2019 yılında gerçekleşti.
Recep Koyuncu, Başar’ın önerileri dikkate alınmış olsaydı, Rize’nin bugün daha az sel riskiyle anılıyor olabileceğini ifade etti.
Arşivin korunması ve kamuoyuna sunulması
Arşivin gün yüzüne çıkması, Başar’ın ağabeyinin oğlu Tanıl Başar tarafından belgelerin teslim edilmesiyle mümkün oldu. Koyuncu, ellerine geçen bu belgeler sayesinde 1934–1939 yılları arasına dair fotoğraf ve kayıt boşluklarının doldurulduğunu, ayrıca Başar’ın tamamlayamadığı kitabın arşivin bulunmasıyla geçen yıl yayınlanabildiğini aktardı. Koyuncu, arşivlerin korunmasının ve erişime açılmasının tarih için vazgeçilmez olduğunu vurguladı.
Öne çıkan isimler ve tarihler: Rauf Başar (Fen Memuru, 1934 göreve başlama, 1942 hastalık, 1945 vefat), Recep Koyuncu (Araştırmacı-Yazar), Zihni Derin, Tanıl Başar. Öne çıkan tarihler: 1931, 1934, 1938, 1939, 1942, 1945, 2019.
RİZE’DE ÇAYIN TARİHİNİN YILLAR SONRA ORTAYA ÇIKAN ARŞİVLE DAHA DA ESKİ TARİHLERE DAYANDIĞI ORTAYA ÇIKTI