Emtia Piyasalarında Fed Etkisi ve Genel Görünüm
Emtia piyasalarında bu hafta en belirleyici unsur, ABD Merkez Bankası (Fed) kararları ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamaları oldu. Fed, politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 4-4,25 aralığına çekti ve federal fon oranı yıl sonu tahminini yüzde 3,6’ya indirdi; bu güncelleme 2025’te ek gevşeme olasılığına işaret etti.
Powell, toplantı sonrası daha “nötr” bir politika duruşuna doğru adım attıklarını belirterek, finansal iletişimde belirsizlikleri azaltmaya çalıştı ve toplantıda "kısa vadede enflasyon riskleri yukarı, istihdam riskleri aşağı yönlü" değerlendirmesine yer verdi. Aralık 2024’ten bu yana Fed’in ilk faiz indirimi piyasalarda derin yankı buldu; para piyasalarında ilave gevşeme beklentileri 2026’ya taşındı ve gelecek yıl için üç indirim olasılığı fiyatlandı.
Küresel Gelişmeler ve Jeopolitik Etkiler
Uluslararası alanda, ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasındaki olumlu telefon görüşmesi yatırımcıların gündemindeydi. Trump’ın ekim sonunda Güney Kore’de düzenlenecek APEC Zirvesi’nde Şi ile yüz yüze görüşeceğini açıklaması diplomatik temasları öne çıkardı. Ayrıca ABD ile Birleşik Krallık arasında yapay zeka, sivil nükleer enerji, füzyon ve kuantum teknolojilerini kapsayan Teknoloji Refahı Anlaşmasına yönelik mutabakat zaptı da piyasa gündemindeydi.
Avrupa tarafında BoE politika faizini yüzde 4’te sabit tutarken, ECB Başkanı Christine Lagarde finansal denetimde sadeleştirme vurgusu yaptı. Avro Bölgesi’nde enflasyon ağustosta yıllık bazda yüzde 2 artış gösterdi. Asya’da BoJ faizi 7’ye karşı 2 oyla yüzde 0,5’te bırakırken, Çin'in Hong Kong ÖİB Fed kararının ardından dolara bağlı kur rejimi nedeniyle gösterge faizi 25 baz puan indirdi.
Jeopolitik riskler, özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı, enerji emtialarında risk primini canlı tutmaya devam etti; Ukrayna’nın Rus petrol tesislerine yönelik saldırıları petrol piyasasında etkili oldu.
Para Piyasaları ve Dolar
Gelişmeler sonrası ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi haftayı yüzde 4,13’te tamamlarken, dolar endeksi yatay seyirle 97,6'da kapandı. Endeks geçen hafta 96,2 ile son 3,5 yılın en düşük seviyesini görmüştü.
Değerli Metaller: Altın ve Gümüş Öne Çıktı
Değerli metaller haftayı dalgalı ama olumlu seyirle kapattı. Fed’in faiz indirimi beklentileriyle değer kazanan kıymetli metaller, Powell’ın belirsiz mesajları sonrasında kar satışlarına maruz kaldı ancak haftanın son işlem gününde tekrar destek buldu. Analistler, değerli metalleri merkez bankalarının alımları ve güvenli liman talebinin desteklediğini, ancak yönü belirleyen unsurun Fed’in politika görünümü olmaya devam ettiğini vurguladı.
Altının ons fiyatı Fed kararının ardından 3 bin 707 dolara çıkarak rekor tazelerken, Powell sonrası gelen kar satışlarıyla geriledi ve haftayı yılbaşından bu yana yüzde 40,5 değer kazanarak 3 bin 685 dolardan tamamladı. Gümüşün ons fiyatı da yükselişini sürdürdü; 2011’den bu yana görülen en yüksek seviyelere çıkan gümüş, yılbaşından bu yana yüzde 43,1 artışla haftayı 43,08 dolardan kapattı.
Hafta genelinde ons bazında değerli metallerde performans şu şekildedir: gümüş %2,1, altın %1,2, platin %0,9 artış; paladyum %4 düşüş.
Baz Metallerde Negatif Seyir
Baz metaller haftayı genel olarak düşüşle kapattı. Fed karar metnindeki tedbirli ton ve Powell’ın "risk yönetimi amaçlı" faiz indirimi vurgusu küresel büyüme konusundaki soru işaretlerini gidermezken, Çin’den gelen zayıf ekonomik veriler baz metallere baskı uyguladı. Çin’de emlak sektörü ve altyapı talebindeki durgunluk çelik ve bakır gibi metallere yönelik iç talebi azalttı; ham çelik üretimi haziranda yıllık bazda yüzde 9 geriledi.
Buna karşın altyapı yatırımlarının hızlandırılması ile Çin, bazı metallerde üretimi artırdı; haziranda alüminyum üretimi yıllık yüzde 3,4 arttı ki bu durum küresel arzı sınırlayıcı etki yarattı. Haftalık tezgah üstü fiyat hareketleri: çinko -%1,9, alüminyum -%1, nikel -%0,7, kurşun -%0,7, bakır -%0,2.
Petrol: Talep Endişeleri Fiyatları Baskılıyor
Düşük faiz ortamının talebi destekleyebileceği beklentisine karşın, Fed’in indiriminin piyasalarda ek gevşeme beklentilerini güçlendirmesi ve stok verileri yükselişi sınırladı. ABD’de distilat stokları beklentilerin aksine 4 milyon varil artış gösterdi ve bu durum talebe yönelik endişeleri artırdı.
Analistler, OPEC+’ın planlanan üretim artışları ile ABD’deki yakıt ürünleri stoklarındaki fazlanın petrol fiyatları üzerinde olumsuz etkisi olduğunu belirtiyor. Sonuç: Brent petrol varil fiyatı -%0,8, doğal gaz (NYMEX, MMBtu) -%1,8.
Tarım Emtiaları: Arz Fazlası Baskısı
Tarım emtiaları haftayı genel olarak negatif kapattı. Buğday ve mısırda rekor üretim tahminleri ve yüksek stok beklentileri fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturdu. Güçlü rekolte beklentileri Avrupa, Rusya ve Kuzey Amerika kaynaklı arzın artacağı sinyalini verdi.
Soya fasulyesinde iç işleme ve biyoyakıt kaynaklı yağ talebindeki rekor seviyeler düşüşü sınırlasa da, yaklaşan Güney Amerika hasadı ve ABD arz beklentileri nedeniyle soya haftayı negatif kapattı. Chicago Ticaret Borsası'nda bu hafta fiyatlar: pirinç yatay, soya -%1,9, mısır -%1,3, buğday -%0,2. Intercontinental Exchange'te ise libre bazında kahve -%8, pamuk -%0,8, şeker -%2,1 ve kakao -%2,7 oldu.
Gelecek Hafta İzlenecekler
Piyasalar gelecek hafta başta ABD büyüme verisi ve PCE enflasyon verileri olmak üzere Powell’ın değerlendirmelerini ve ABD-Çin gelişmelerini izleyecek. Bu veriler emtia fiyatlamalarında belirleyici olmaya devam edecek.