DOLAR
42,56 0%
EURO
49,63 -0,04%
ALTIN
5.765,44 -0,08%
BITCOIN
3.905.399,25 0%

TCMB Başkanı Karahan: Likidite Homojen Değil, Enflasyonda Yukarı Risk

TCMB Başkanı Fatih Karahan, likidite dağılımı, işgücü göstergeleri, enflasyon ve dolarizasyonu değerlendirdi; gıda enflasyonunu yukarı risk olarak işaret etti.

Yayın Tarihi: 14.08.2025 14:07
Güncelleme Tarihi: 14.08.2025 14:07

TCMB Başkanı Karahan: Likidite Homojen Değil, Enflasyonda Yukarı Risk

TCMB Başkanı Fatih Karahan Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısında Konuştu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, 3. Enflasyon Raporu tanıtımı kapsamında İstanbul Finans Merkezi TCMB Yerleşkesi'nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında başkan yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay ile soruları yanıtladı.

Likidite Fazlası ve Dağılım

Karahan, son dönemde yaklaşık 500 milyar lira civarında veya biraz üzerinde bir likidite fazlası oluştuğunu, bunun temel nedeninin döviz pozisyonlarındaki iyileşme olduğunu belirtti. Hazine işlemlerine bağlı olarak likidite çekilmesi olduğunu ifade eden Karahan, ortalamada likidite fazlası olsa da likiditenin bankalar nezdinde homojen dağılım göstermediğini vurguladı. Bazı bankaların bazı günler itibarıyla likidite açığına düşebildiğini ve bunun bankalar arası piyasadan karşılanabileceğini ancak faizlerde oynaklığa yol açmamak için TCMB'nin sterilizasyon araçlarıyla para çekerken aynı zamanda likidite ihtiyacı olan bankalara da borç verme desteği sağladığını söyledi. Karahan, bu uygulamanın para piyasası faizlerinin politika faizine yakın olmasını sağladığını aktardı.

İşgücü, İşsizlik ve Atıl Güç

Başkan, son işsizlik oranının 8,6 olduğunu ve tarihsel olarak düşük seviyelerde bulunduğunu, buna karşın geniş kapsamlı atıl iş gücünün yaklaşık yüzde 33 seviyesinde olduğunu belirtti. 2024'ten başlayıp 2025'te de devam eden süreçte işsizlikte aşağı yönlü veya yatay seyir gözlemlenirken atıl iş gücünde dönem dönem artışlar görüldüğünü söyledi. Karahan, 2024'te zamana bağlı eksik istihdamdaki oransal artışın öne çıktığını; bu grubun yaklaşık yüzde 60'ının tam zamanlı çalıştığını, yani tam zamanlı çalışanların farklı bir iş istediği için geniş kapsamdaki atıl iş gücüne dâhil olduklarını ifade etti.

2025'teki atıl iş gücündeki artışın en yüksek katkısının potansiyel iş gücünden geldiğini belirten Karahan, potansiyel iş gücünün çalışmak istiyor ama çeşitli sebeplerle iş aramayanları kapsadığını, bu yıl iki ana grubun öne çıktığını aktardı: kendi vasfına uygun iş bulamayacağını düşünenler (özellikle lise altı eğitimliler) ve çocuk bakımı ile ev işleri nedeniyle iş arayamayan kadınlar. Karahan, atıl iş gücündeki artışın döngüsel nedenlerden çok yapısal unsurlardan kaynaklandığını değerlendirdiklerini söyledi.

Enflasyon Görünümü ve OVP

Karahan, Orta Vadeli Program (OVP) hazırlanırken TCMB'nin görüşlerinin dikkate alındığını ve bu yıl da süreçte sağlıklı bir eşgüdüm bulunduğunu belirtti. Politika ufku dikkate alındığında bu yıl yapılacak aksiyonların yıl sonu hedefi üzerindeki etkisinin sınırlı olacağını vurguladı. Şu anki durum itibarıyla enflasyonun yüzde 75 ihtimalle 24'ün üstünde olduğunu değerlendirdiklerini ve bu değerlendirmeyi şeffaflık gereği paylaşmaları gerektiğini kaydetti. Karahan, ara hedefi değiştirmeme taahhüdünün bir parçası olarak bu yaklaşımı benimsediklerini ifade etti.

Dolarizasyon, Stopaj Değişikliği ve Mevduat

Stopaj değişikliğinin ardından dolarizasyonda artış gözlemlenmediğini belirten Karahan, gerçek kişi yabancı para mevduatlarının yatay seyrettiğini, Türk lirası mevduat payının ise düzenlemenin başladığı nisan sonundan itibaren yaklaşık 2,5 puan artışla yüzde 60 seviyesini gördüğünü söyledi. Bankalara verilen Türk lirası hedeflerinin makro çerçevede sigorta işlevi gördüğünü ve algı kaynaklı olumsuz hareketleri engellediğini dile getirdi. Karahan, hedeflerin dolarizasyonu azaltma ve TL'yi mevduat ile kredilerde öne çıkarma politikasının önemli bir bileşeni olduğunu, gerekirse para politikası duruşunu bu doğrultuda ayarlamaya hazır olduklarını ekledi.

Kira Düzenlemesi ve Etkileri

Bir gazetecinin kira artış oranı belirleme usulünde değişiklik yapılıp yapılamayacağına dair sorusunu yanıtlayan Karahan, bu tarz önlemlerin kısa vadede etkili olabildiğini ancak orta vadede konut ve kira piyasasını bozucu etkileri olacağını düşündüklerini belirtti. Geçen yıl getirilen yüzde 25'lik sınırın kaldırıldığını hatırlatarak, bu tür sınırlamaların geçici enflasyon etkisi yaratabileceğini fakat orta vadede arz-talep dengesinin sağlanmasına katkı vereceğini söyledi. Ayrıca kiradaki yükselişte deprem, kentsel dönüşüm gibi yapısal unsurların da rol oynadığını vurguladı.

Gıda Enflasyonu ve Bütçe Gelişmeleri

Gıda tarafında zirai dona bağlı olarak bazı ürünlerin etkilenebildiğini, genel olarak tahminlerle uyumlu bir gıda enflasyonu izlendiğini ancak gıda enflasyonunun bu ve gelecek yıl için yukarı yönlü bir risk olarak durduğunu ifade etti. OVP varsayımlarının faiz dışı harcamaların milli gelir oranını azaltma yönünde olduğunu, gelen verilere göre harcama disiplininin korunduğunu ve bunun olumlu katkı sağladığını belirtti. Bütçe gelirlerinin öngörülenden düşük gerçekleşmesinin ise bütçe açığı üzerinde etkisi olduğunu, yönetilen ve yönlendirilen fiyatların özellikle enerji fiyatları açısından enflasyon hedefleriyle uyumlu gerçekleşmesinin olumlu olduğunu sözlerine ekledi.

Not: Karahan'ın açıklamaları toplantıda yapılan soru-cevap bölümünde yer almıştır ve rapor sunumunun devamı gelecektir.