Alaska Zirvesi ve Küresel Bekleyiş
15 Ağustos’ta ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında Alaska’da yapılacak zirve, hem sembolik hem de jeopolitik açıdan büyük önem taşıyor. Görüşmenin ana gündemi, üç yılı aşkın süredir devam eden ve yıpratma savaşına dönüşen Rusya-Ukrayna savaşı olacak; ayrıca Rusya-ABD ilişkileri de masada yer alacak.
Trump’ın rolü: 'Deus ex machina' mı?
Siyaset bilimci Dr. Ümit Nazmi Hazır analizinde, Trump’ın dış politika yaklaşımını bir müdahale unsuru olarak tanımlıyor ve bunu 'deus ex machina' metaforuyla açıklıyor. Hazır’a göre, Antonio Gramsci’nin 'eski dünya ölüyor ve yeni dünya doğmak için mücadele ediyor, şimdi ise canavarlar zamanı' ifadesinin güncel izdüşümleri, Trump’ın stratejik belirsizlik ve hızlı çözüm arayışlarıyla birleşiyor.
Trump’ın görev sürecinde Ukrayna meselesini çözmeye yönelik aktif çabaları ve söylem değişiklikleri, analize göre krize dışarıdan ve beklenmedik bir müdahale olarak yansıyor. Ancak Başkan olmasından bu yana geçen süreçte, bazı beklentilere rağmen somut bir çözüm elde edilemediği vurgulanıyor.
Tarafların sert pozisyonları
Çözümü zorlaştıran temel unsurların başında taraflar arasındaki derin fikir ayrılığı geliyor. Moskova, açıklamalarında sıklıkla 'özel askeri operasyon, hedeflerine ulaşıncaya kadar sürecek' ifadesini kullanıyor ve Ukrayna'nın NATO’ya katılımına şiddetle karşı çıkıyor. Kiev ise NATO üyeliği hedefinden vazgeçmiyor ve Moskova’nın dayattığı tarafsızlık statüsünü reddediyor.
Bir diğer kritik mesele ise toprak paylaşımı. Rusya, sahadaki kazanımlarını kabul ettirmek isterken, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy anayasal gerekliliklere atıfta bulunarak toprak tavizine yanaşmadıklarını belirtiyor. Trump ise zaman zaman barış için toprak takasını gerekli gördüğünü ifade ettiğini açıklamış durumda.
Ateşkes ve Avrupa'nın rolü
Ateşkes konusunda tarafların bakış açılarındaki farklılık, müzakereleri tıkayan bir diğer unsur. Kiev ateşkesi desteklerken, Moskova ateşkesin Ukrayna’nın sahada toparlanmasına fırsat verebileceği gerekçesiyle karşı çıkıyor. Rus uzmanlar özellikle yaz mevsiminde operasyonların sürdürülmesi gerektiğini savunuyor.
Avrupa ülkeleri—özellikle Fransa, Almanya ve İngiltere—Kiev’e yakın bir tutum sergiliyor. Zirve öncesi Avrupalı liderler, Zelenskiy ve Trump arasında video konferans gerçekleştirildi ve Brüksel ile Kiev, sürecin dışlanma riskine karşı birleşik bir cephe gösterdi. Avrupa’nın endişesi, Washington-Moskova arasında yapılacak pazarlıkların Kiev’e dayatılması yönünde.
Alaska Zirvesi'nden çıkabilecek senaryolar
Analizde üç ana olası sonuç öne çıkarılıyor. Birinci ve en olumsuz senaryo, zirvenin sonuçsuz kalması ve Trump’ın müzakere sürecinden çekilerek Rusya’ya karşı ikincil yaptırımlara yönelecek olmasıdır; bu durumda çatışmanın finansman yükü Avrupa’ya daha fazla yıkılabilir. İkinci, iyimser senaryo zirveden bir ateşkes kararı çıkması ve Trump-Putin-Zelenskiy üçlü zirvesine kapı aralanmasıdır. Üçüncü ihtimal ise sınırlı ve kademeli uzlaşılar: örneğin hava ateşkesi veya belirli bölgelere ilişkin çekilme karşılığında Rusya’nın geçici bir ateşkesi kabul etmesi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un 'bu zirvede bir belge imzalanmasını beklemiyoruz' açıklaması, Alaska'dan büyük bir anlaşma çıkmayabileceğini işaret ediyor; ancak Washington ve Moskova arasındaki köprülerin tamamen kopmayacağı ve ilerde yeni zirvelerin olabileceği de belirtiliyor. Analizde vurgulanan ortak nokta ise hangi sonuç çıkarsa çıksın, kalıcı bir barışın sağlanabilmesi için Kiev’in sürece doğrudan dahil edilmesinin şart olduğudur.
Sonuç
Alaska Zirvesi, sembolik değeri yüksek ve olası etkileri bakımından kritik bir buluşma olarak öne çıkıyor. Tarafların sert pozisyonları ve müzakere zemininin dar olması, büyük bir çözüm ihtimalini zorlaştırsa da zirve, Rusya-ABD ilişkilerinin normalleşmesi veya yeni diplomatik açılımlar için bir başlangıç noktası olarak değerlendirilebilir. Analiz, sürecin nihai başarısının sahadaki gerçeklikleri ve özellikle Kiev’in kabulünü sağlayacak adımlara bağlı olduğunu ortaya koyuyor.
Dr. Ümit Nazmi Hazır, Siyaset Bilimcisidir.
Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.