DOLAR
42,57 0%
EURO
49,61 0%
ALTIN
5.759,82 0%
BITCOIN
3.892.993,93 0%

Bahçeli: Gazze'de İşgal ve İlhak Planı Devrede — Uluslararası Toplum Görevini Yapmalı

Devlet Bahçeli, Gazze'deki işgal ve ilhak planını kınadı; uluslararası toplumun harekete geçmesi, İsrail'e silah sevkiyatının durdurulması ve BM müdahalesi çağrısında bulundu.

Yayın Tarihi: 23.08.2025 15:23
Güncelleme Tarihi: 23.08.2025 15:23

Bahçeli: Gazze'de İşgal ve İlhak Planı Devrede — Uluslararası Toplum Görevini Yapmalı

Bahçeli: Gazze'de İşgal ve İlhak Planı Devrede — Uluslararası Toplum Görevini Yapmalı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gazze ve uluslararası gelişmelere ilişkin yazılı açıklamasında sert uyarılarda bulundu. Bahçeli, Gazze'deki durumu hem insani hem de hukuki açıdan ağır bir tablo olarak değerlendirerek küresel aktörlerin sorumluluğunu vurguladı.

Gazze'de insani felaket ve gıda krizi

Bahçeli, Birleşmiş Milletler Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması'nın (IPC) verilerini anımsatarak Gazze Şeridi'nde akut gıda güvensizliğinin en yüksek seviyeye tırmandığını söyledi. Buna göre Gazze, vahim bir gıda krizinin ve genişleyen kıtlığın pençesinde bulunuyor.

Bahçeli, Gazze'de yaşananları "1943'teki Bengal Kıtlığı'nı aratmayacak" bir tabloya benzetti ve 21'inci yüzyılın ilk çeyreğinde açlıktan ölen çocuklar ile zulme ve soykırıma tanık olunmasının utanç verici olduğunu belirtti.

Bahçeli’nin ifadesiyle: "Gazze'nin önce işgali, müteakiben ilhak planı devreye alınmıştır. Siyonist emperyalist azgınlık adeta kudurmuş ve kontrolden çıkmıştır. Uluslararası insani hukuk ayaklar altındadır."

Uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler eleştirisi

Bahçeli, Gazze'de sınıfta kalan uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletler'in etkinliğine yönelik eleştirilerini sürdürdü. Ukrayna için planlanan mekanizmaların önce Gazze için hayata geçirilmesi gerektiğini savundu ve güvenlik garantilerinin esasen Avrupa'nın güvenliğiyle ilgili kaygılardan doğduğunu ifade etti.

Barış gayesinin samimi olması halinde önce Gazze'deki insani ve tarihi felaketin engellenmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, emperyalist üst akıl iddialarına karşı uyarıda bulundu.

Türkiye'nin rolü ve diplomasi vurgusu

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın barış ve diyalog çağrılarını öne çıkararak İstanbul'un çözüm arayışlarında umut ışığı olması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin hem iç hem dış politikada kalıcı barış arayışında olduğunu ve milli birliğin bu çabaların dayanağı olduğunu kaydetti.

Rusya-Ukrayna sürecinin İstanbul'da başlayan ve orada tamamlanması gerektiğini savunan Bahçeli, Türkiye'nin hem kuzeyde barış mimarisi için mekik dokuduğunu hem de güneydeki insani yardım kanallarının açık tutulması gerektiğini dile getirdi.

İsrail'e silah sevkiyatı durdurulmalı

Bir toplantıda açıklanan "İsrail karşıtı 10 maddelik eylemsel hedefler"e atıfta bulunan Bahçeli, İsrail'e silah sevkiyatının durdurulması, diplomatik ilişkilerin askıya alınması, ticaret ve yatırımların kesilmesi ile birlikte Birleşmiş Milletler Barış ve Görev Gücü'nün Gazze'ye gönderilmesi çağrısında bulundu. Ayrıca ambargo ve yaptırımların gündeme alınmasının acil olduğunu belirtti.

TBMM çağrısına tepki: Olağanüstü toplantıya gerek yok

CHP tarafından TBMM'nin olağanüstü toplanma çağrısına tepki gösteren Bahçeli, bu talebi "siyasi istismar" olarak nitelendirdi. Bahçeli, Türkiye'nin duruşunun ve icraatının açık olduğunu, bu nedenle TBMM'nin olağanüstü toplanmasına gerek olmadığını söyledi.

Ayrıca CHP'yi hedef alarak partinin siyaset anlayışını eleştirdi ve bu yöndeki ifadelerini sürdürdü.

Cumhur İttifakı vurgusu

Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın güçlendiğini, 15 Temmuz gecesinde oluşan birlikteliğin tarihi bir nitelik taşıdığını belirtti. İttifakın Türk milletinin istikbal umudu ve varoluşsal güvencesi olduğunu vurguladı ve araya nifak tohumu ekilmeyeceğini söyledi.

Açıklamasında CHP'yi sert sözlerle eleştirmeye devam eden Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın milli birlik, inanç ve vatan sevdasına dayandığını ifade etti.

Özetle, Devlet Bahçeli'nin değerlendirmesi, Gazze'deki insani krize dikkat çekmek, uluslararası toplumun ve BM'nin harekete geçmesini talep etmek, İsrail'e yönelik yaptırım ve silah ambargosunu savunmak ile Türkiye'nin diplomatik rolünü vurgulamaktan ibarettir.