Büyükakın İzmit Körfezi'ne daldı: Deniz tabanında yaşam yeniden canlanıyor
Dalış ekibi ve amaç
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, yapımcı ve dalgıç Savaş Karakaş ile dünya rekortmeni serbest dalışçı Devrim Cenk Ulusoy, çalışmaları yerinde incelemek ve deniz yaşamındaki değişimi gözlemlemek üzere İzmit Körfezi’ne daldı.
Projenin boyutu ve hedefleri
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde yürütülen ve "Avrupa’nın en büyük çevre dönüşüm projesi" olarak nitelendirilen ekolojik rehabilitasyon çalışması artık gözle görülür sonuçlar veriyor. Bölgedeki 11 milyon ton çamurun, yaklaşık 8 milyon tonluk kısmını oluşturan 3,8 milyon metreküp bölümünün deniz ortamından uzaklaştırılması hedefleniyor. Projede bugüne kadar 190 hektarlık alan balçıktan arındırıldı. Ayrıca, 2023 yılında "Dipten Diriliş" sloganıyla başlatılan proje ile İzmit Körfezi’nin dev bir akvaryuma dönüştürülmesi amaçlanıyor.
Başkan Büyükakın'ın açıklamaları
Dalış öncesi konuşan Başkan Büyükakın, projenin Türkiye ve dünyanın en önemli rehabilitasyon çalışmalarından biri olduğunu vurguladı ve şunları söyledi: "Daha öncesinde, Kocaeli Büyükşehir Belediyemizin TÜBİTAK ile birlikte yürüttüğü çalışmalar vardı. Yapılan incelemelerde burada 11 milyon ton çamur bulunduğu ve bunun yaklaşık 8 milyon tonunun, yani 3,8 milyon metreküpünün deniz ortamından uzaklaştırılması gerektiği tespit edilmişti. Sonrasında çamurun hangi yöntemle uzaklaştırılacağı üzerine çalışmalar yapıldı. LOGAN’daki uygulamadan esinlenerek bugün burada yürütülen proje geliştirildi. Yaklaşık 150 milyon dolar bütçesi olan bir proje bu."
Saha çalışmaları ve ulaşılan sonuçlar
Büyükakın, projenin kapsamına ilişkin, "Toplamda 460 hektarlık bir alanın temizlenmesinin hedefleniyor. Şu ana kadar 190 hektarlık alanda temizlik yapıldı. Temizleme yapılan bölgelerde elde edilen sonuçları da gözlemlemeye devam ediyoruz. Arkadaşlar daha önce yaptığı dalışlarda hem biyoçeşitliliğin kendini yeniden yenilediğini hem de balık popülasyonunda, denizin diğer bölgelerine kıyasla artışlar olduğunu gözlemlemeye başladı. Farklı farklı türler var." ifadelerini kullandı.
Projeyle eş zamanlı yürütülen atıksu altyapısı çalışmalarına da değinen Büyükakın, "Ayrıca 23 ileri biyolojik arıtma tesisiyle de çalışmalar yapılıyor. Senede yaklaşık 170 bin metreküp çamurun denize ulaşmasını önlüyoruz ama diğer yandan da denizde yıllardır birikmiş olan çamuru temizliyoruz. Bu, deniz ekosisteminin rehabilitasyonu açısından çok kıymetli bir çalışma ve dünyada da benzerlerinden biri sayılı. Dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirmek için büyük bir emek veriyoruz. Biz bu mirası aslında büyüklerimizden değil, çocuklarımızdan ödünç aldık. Bu mirası onlara layıkıyla teslim etmek için elimizden geleni yapacağız" dedi.
Uzman ve dalgıç gözlemleri
Prof. Dr. Mustafa Sarı, dipteki kirliliğin yaklaşık 50 yıllık bir birikim olduğuna dikkat çekerek, "Birikmiş olan bu doğal olmayan atıkların çıkarılması Marmara Denizi’ne çok büyük fayda sağlayacak. Marmara Denizi hem Akdeniz’in hem Karadeniz’in hem de Ege’nin dengesine katkı veren bir ekosistem. Marmara’yı kirlettiğinizde, bir anlamda Karadeniz’i, Ege’yi ve Akdeniz’i de kirletmiş oluyorsunuz. Üstelik Marmara Denizi’nin tüm kıyıları bizim ülkemizin sınırları içinde. Marmara’da olan her şey bizim namusumuzdur" diye konuştu.
Dalgıç Savaş Karakaş ise İzmit Körfezi’nin geçmişte dalgıçlar için "ölümcül bir bataklık" gibi görüldüğünü belirterek, "Bugüne kadar dünyanın yedi denizinde ve Türkiye’nin dört bir yanında dalış yaptım fakat İzmit Körfezi’ne dalmayı hiç aklımıza getirmedik. Çünkü bizim için burası adeta ölümcül bir yerdi. Takdir edersiniz ki burası bir deniz değil, bir bataklık gibiydi. Hiçbir dalgıç bataklığa dalmak istemez ama bugün, yaklaşık 50 hatta 100 yıllık kötü bir alışkanlıktan kurtuluyoruz" dedi.
Su altındaki canlılık ve umut
Dalışın ardından su altındaki gözlemlerini paylaşan Başkan Büyükakın, değişimin çıplak gözle görülebildiğini vurguladı: "Denizin dibinde deniz şakayıkları ve benzeri türlerin yaygın şekilde yer tuttuğunu görüyoruz. Bunların deniz tabanına tutunmuş olması, orada bir yaşamın yeniden başladığını gösteriyor. Bu türlerin orada yaşaması çok önemli. Belli kabuklu türler ortaya çıkmaya başlamış. Deniz hıyarı ya da deniz patlıcanı olarak bilinen türlerden var, yengeçler var. Önce kabuklu canlılar geliyor, ardından bu kabuklularla beslenen diğer türler geliyor. Örneğin pisi balığının gelmesi, orada kabuklu türlerin yaşamaya başladığının önemli bir göstergesi. Çünkü pisi balığı, bu canlılarla beslenmek için geliyor."
Büyükakın son olarak, "Ayrıca anemonlar da vardı. Bunlar, denizdeki canlılığın en önemli göstergelerinden biridir. Burada çamurun yer yer 3 metreye kadar ulaştığı bir bölgeden bahsediyoruz. O çamur temizlendi ve denizin dibindeki kum oksijenle buluştu. Daha önce yüzeyi kaplayan balçık tabakası nedeniyle hiçbir canlı türünün burada tutunması mümkün değildi. Şimdi ise kumlu zeminde tutunabilen türler yeniden köklenmeye başladı. Yavaş yavaş diğer türler de beslenmek için gelecek, yumurtalarını bırakacak ve yakın zamanda burada çok daha farklı şeyler görmeye başlayacağız. Hem tür çeşitliliğinin artmasını hem de popülasyonların çoğalmasını bekliyoruz. İnşallah çok güzel şeyler olmaya başladı ve bundan sonrası da hızlı bir şekilde devam edecek." şeklinde konuştu.
Not: Haberde geçen isimler, tarihler ve sayısal veriler orijinal metinde korundu.
KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI TAHİR BÜYÜKAKIN, AVRUPA'NIN EN BÜYÜK ÇEVRE PROJESİNDE GELİNEN NOKTAYI GÖRMEK İÇİN DALGIÇ KIYAFETLERİNİ GİYDİ VE İZMİT KÖRFEZİ'NİN DERİNLİKLERİNE İNDİ.