Demokratik Protestolar Hakkındaki Açıklamalar
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yürütülen soruşturmalara ve son dönemdeki sokak eylemlerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Yüksel, "Demokratik bir protesto haktır. Ancak bu demokratik protestoların şiddete dönüşmesine sebebiyet vermek; milli güvenliği, kamu düzenini olumsuz etkileyecek şekilde faaliyetlerde bulunmak dünyanın hiçbir yerinde hukuk düzenlerinin izin vereceği bir durum değildir," dedi.
Hukuk Reformları ve Kamu Düzeni
İktidarları döneminde hayata geçirilen hukuk reformlarının temelinde hak ve özgürlüklerin yer aldığını belirten Yüksel, güvenlik ile bireysel haklar arasında hassas bir denge kurulduğunu vurguladı. Yargı yetkisinin bağımsız mahkemeler tarafından yürütüldüğünü ifade eden Yüksel, "Türkiye'de hiç kimsenin suç işleme hakkı yoktur ve hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir," diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve diğer belediye çalışanlarına yönelik hukuki süreçlerin yasal çerçevede, adil yargılanma ilkesi doğrultusunda yürütüldüğünü dile getiren Yüksel, kamu kaynaklarının usulsüz kullanımı ve diğer iddiaların soruşturmanın seyrini belirlediğini vurguladı.
Sokak Eylemleri ve Kamu Güvenliği
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in sokak çağrısı sonrası başlayan gösterilerin kısa sürede şiddet olaylarına dönüştüğünü aktaran Yüksel, bu tür eylemlerin barışçıl bir amacı taşımadığını ifade etti. Güvenlik güçlerine yönelik saldırılar ve kamu mallarına zarar verilmesi gibi olayların bu durumu kanıtladığını belirtti.
Ayrıca Yüksel, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının demokratik toplumların vazgeçilmezleri arasında yer aldığını ancak bu hakların sınırlı olması gerektiğini vurguladı. Anayasa'nın 34'üncü maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11'inci maddesi çerçevesinde, devletlerin kamu düzenini sağlamak için bu hakları sınırlayabileceğini dile getirdi.
Geçerli Tedbirler ve Siyasi Sorumluluk
Yüksel, göstericilerin eylemlerinin olağan hayata ciddi zararlar vermesi durumunda yaptırımların kaçınılmaz olacağını ifade etti. "Gerek idareler tarafından alınan tedbirler, gerekse güvenlik güçlerinin müdahaleleri, ölçülü ve orantılı olmalıdır" diyen Yüksel, bu tedbirlerin kamu düzenini sağlama ve toplum haklarını koruma amaçlı olduğunu belirtti.
Yüksel son olarak, Türkiye’nin vizyonuna uygun bir muhalefet anlayışına ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik istikrarını hedef alan manipülatif siyasal yaklaşımlara prim verilmeyeceğini söyledi.