Günümüzde dünya ekonomisinde endişe verici gelişmeler yaşanıyor. Ulusal Ekonomik Araştırmalar Bürosu'nun son raporuna göre, 300 bankanın batma riskiyle karşı karşıya olduğu açıklandı. Özellikle ünlü bankaların bu risk altında olması, küresel ekonomi üzerindeki olası etkileri de beraberinde getiriyor.
Pandemi sonrası boşalan ticari ofislerin, ABD'nin 2024 yılındaki "baş ağrısı" olabileceği konusundaki endişeler giderek artıyor. Bu boş ofislerin değer kaybı ve geri ödenemeyen krediler, New York Community Bank'ın zor durumda kalmasına neden oldu. Eski Hazine Bakanı Steven Mnuchin'in müdahalesi ile şimdilik kurtulan banka, ancak bu durum, ABD genelinde ve özellikle büyük şehirlerde yeni bir bankacılık krizinin fitilini ateşleyebilir.
Moody's Analytics'in verilerine göre, ABD genelindeki ofis alanlarının yüzde 20'si geçen yılın sonunda kiraya verildi, bu da 40 yılı aşkın süredir en yüksek boşluk oranı anlamına geliyor. S&P Global'ın raporuna göre ise ABD'deki ticari ofislerde 2019'un sonu ile 2022'nin sonu arasında 660 milyar dolarlık bir değer kaybı yaşandı.
Ayrıca, ticari ofislerdeki değer kaybının vergi gelirlerini olumsuz etkileyerek büyük şehirlerin bütçe açıklarıyla başa çıkma zorluğuna neden olabileceği belirtiliyor. Özellikle New York'un vergi gelirinin yaklaşık yüzde 10'unu ofis mülklerinden sağladığı ve önümüzdeki yıllarda 1 milyar dolardan fazla bir açıkla karşı karşıya kalabileceği tahmin ediliyor.
Aynı zamanda, Çin'de de ekonomik sıkıntılar yaşanıyor. Zor durumda olan gayrimenkul geliştiricilerine verilecek büyük bir kurtarma paketi olmayacağı açıklandı. Çinli yetkililer, "kitlelerin çıkarlarına zarar verenlerin" cezalandırılacağı ve iflas eden şirketlerin yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguluyor.
Tüm bu gelişmeler, dünya ekonomisinin geleceği konusunda endişeleri artırırken, uzmanlar, bu krizlerin sadece yerel değil, aynı zamanda küresel çapta da olumsuz etkiler yaratabileceği konusunda uyarıyor.
