Beykoz'un Son Ermenileri: Varujan Magakyan ile Geçmişe Yolculuk
Surp Nigoğayos Ermeni Kilisesi Vakfı Başkanı Varujan Magakyan, İstanbul'un Beykoz semtinde, evlerin kapılarının kilitlenmediği, dostlukların ve komşulukların bireyleri bir arada tuttuğu o güzel günleri özlemle arıyor. Magakyan, İstanbul’un Yüzleri projesinin bir parçası olarak, Ermenilerin şehir kültürüne katkılarını değerlendiriyor.
Ermeni Kimliğini Gururla Taşıyor
1951 yılında Beykoz'da doğan Varujan Magakyan, 20 yaşında askerlik hizmeti için Manisa'ya gitti ve Kıbrıs Barış Harekatı sırasında tekrar göreve çağrıldı. 1979 yılında, dönemin Patriği Kalusyan tarafından Beykoz'daki Surp Nigoğayos Ermeni Kilisesi'ne atandığını belirten Magakyan, bugüne kadar vakfın başkanlığını sürdürüyor. "Doğduğum isimle bu yaşa geldim, Varujan olarak hayatıma devam ediyorum" diyen Magakyan, hiç bir zaman kimliğinden ödün vermediğini ifade ediyor.
Kültür ve Müzik Hayatı
Musiki ve futbol sevgisiyle de dikkat çeken Magakyan, "Hayatımda musiki olmazsa olmaz. Gençlik yıllarımda tüm arkadaş ortak paydamız müzikti," diyerek kültürel zenginliğin önemine vurgu yapıyor. Her hafta müziksever arkadaşlarıyla bir araya gelip fasıl yaptıklarını belirtiyor.
İstanbul’un Tarihinde Ermenilerin Yeri
Magakyan, Fatih Sultan Mehmet döneminde İstanbul'da ciddi bir Ermeni kolonisi oluştuğunu hatırlatıyor. 1453 yılında İstanbul'un fethinin ardından Anadolu'nun Ermeni taş ustalarının buraya göç ettirildiğinin altını çizen Magakyan, "Bu plan, Ermeni ailelerin İstanbul'da yerleşimlerini sağladı," diyerek tarihin izlerini sunuyor. Beykoz’un, tarih boyunca Ermeni nüfusunun yoğun yaşadığı semtlerden biri olduğunu vurguluyor.
Birlikte Yaşamanın Gücü
İstanbul’da farklı etnik kökenlerin barış içinde bir arada yaşadığını anlatan Magakyan, Beykoz’daki komşuluk ilişkilerinin her şeyin önünde olduğunu belirtiyor. "Ahmet ile Mehmet, Agop ile Artin, Niko ile Panayuk aynı komşu, aynı kardeş duygusuyla hayatlarını sürdürüyorlardı" diyor. Çocukların dillerinin ve dinlerinin önemi olmadan bir arada oynadıkları, yemek paylaşımının bile komşuluk ilişkilerini pekiştirdiği hatırlatılıyor.
Ermenilerin Mimarideki Katkıları
Magakyan, Ermenilerin Anadolu topraklarına olan katkılarının yanı sıra, İstanbul'da Türklerle ortak kültür inşa ettiğini belirtiyor. Ünlü Ermeni bestekarların Türk müziğine ilham verdiğini ifade eden Magakyan, mimari açıdan da önemli roller üstlendiklerini aktarıyor. "Başta Balyan ailesi olmak üzere birçok Ermeni aile, Osmanlı döneminin mimarisinin gelişiminde büyük katkılar sağladı," diyor ve Türk mimarisinin şekillenmesindeki Ermeni taş ustalarının kritik rolünü vurguluyor.