DOLAR
42,72 -0,07%
EURO
50,06 0,27%
ALTIN
5.946,83 -0,48%
BITCOIN
3.707.371,64 0,99%

Gazze İşgali ve Zorla Kitle Transferi: Uluslararası Hukuk Ne Diyor?

Doç. Dr. Ali Osman Karaoğlu, İsrail’in Gazze işgali ve kitlesel göçe zorlama planının Roma Statüsü ve uluslararası hukuka göre 'insanlığa karşı suç' olduğunu analiz etti.

Yayın Tarihi: 13.08.2025 11:33
Güncelleme Tarihi: 13.08.2025 11:33

Gazze İşgali ve Zorla Kitle Transferi: Uluslararası Hukuk Ne Diyor?

ANALİZ - Gazze’yi işgal planı ve kitle transferi: Uluslararası hukuk ne diyor?

Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Osman Karaoğlu, İsrail’in Gazze’yi işgal ederek halkı kitlesel göçe zorlaması planını, Roma Statüsü ve uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendirdi.

Netanyahu'nun açıklamaları ve planın seyri

İsrail lideri Binyamin Netanyahu, Gazze Şehri’nin işgalinin savaşı sona erdirmenin tek yolu olduğunu savunuyor. Netanyahu’ya göre İsrail “başladığı işi bitirmek zorunda”. Bu yaklaşım Gazze’nin merkezine ilerlemek ve daha sonra güney kıyı bölgesine inmek suretiyle halkın kitlesel göçe zorlanmasına yol açacaktır.

Gazze’nin işgal edilerek Gazze halkının kitlesel olarak göçe zorlanması, insanlığa karşı suç kapsamında değerlendirilecektir. Bu durum, halihazırda Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) önündeki mevcut soruşturmaya eklenebilir.

Roma Statüsü ve insanlığa karşı suçlar

Roma Statüsü’nün insanlığa karşı suçları düzenleyen 7. maddenin 1/(d) bendi

“Bu Statü'nün amacı doğrultusunda insanlığa karşı suç, herhangi bir sivil nüfusa karşı yaygın veya sistematik bir saldırının parçası olarak, bu saldırının bilinciyle işlenen aşağıdaki fiillerden herhangi birini ifade eder: (a) Kasten öldürme; (b) Toplu imha; (c) Köleleştirme; (d) Sürgün veya zorla kitle transferi; (e) Uluslararası hukukun temel kurallarını ihlal ederek özgürlüğünden yoksun bırakma veya diğer ağır fiziksel özgürlük kısıtlamaları; (f) İşkence; (g) Tecavüz, cinsel kölelik, zorla fuhuş, zorla hamile bırakma, zorla kısırlaştırma veya benzer ağırlıkta diğer herhangi bir cinsel şiddet türü; (h) Bu paragrafta belirtilen fiillerden herhangi biriyle veya Mahkeme’nin yetki alanına giren diğer suçlarla bağlantılı olarak; herhangi bir belirlenebilir grup veya topluluğa yönelik siyasi, ırksal, ulusal, etnik, kültürel, dini veya 3. paragrafta tanımlandığı şekilde cinsiyete dayalı ya da uluslararası hukuk tarafından evrensel olarak kabul edilemez sayılan diğer gerekçelere dayalı zulüm; (i) Zorla kaybetme; (j) Apartheid suçu; (k) Büyük acılara veya ciddi bedensel, zihinsel ya da fiziksel yaralanmalara kasıtlı olarak neden olan benzer nitelikteki diğer insanlık dışı fiiller.”

Bu hükümden hareketle yazar, İsrailli yetkililerin 7 Ekim 2023’ten önce ve sonra çok sayıda insanlığa karşı suç unsurunu işlediğini ve zorla kitle transferinin bu suçlar arasına ekleneceğini vurguluyor. Ayrıca UCM önünde Netanyahu ve Gallant hakkında insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları iddialarıyla yakalama emirleri bulunduğu hatırlatılıyor.

Zorla kitle transferi tanımı

Roma Statüsü’nün 7/2(d) maddesi, “Sürgün veya zorla kitle transferi”yi, ilgili kişilerin yasal olarak bulundukları bölgeden, uluslararası hukuk tarafından izin verilen sebepler olmaksızın, sınır dışı edilme veya diğer zorlayıcı eylemler yoluyla zorla yerinden edilmesi şeklinde tanımlar. Gazze planı bu tanım kapsamına girmektedir.

Roma Statüsü'ne taraf olmamak sorumluluğu kaldırır mı?

İsrail’in Roma Statüsü'ne taraf olmaması veya iç hukukunda özel bir düzenleme yapmaması, insanlığa karşı suçlardan sorumlu olmadığı anlamına gelmez. Çünkü bu suçlar, uluslararası hukukun emredici normlarından (jus cogens) sayılmaktadır. Bu tür normlar, devletler topluluğu tarafından kabul edilen ve hiçbir istisna tanımayan kurallardır. Ancak normun varlığı ihlalin önüne geçememekte, uygulamada bu kurallar defaatle çiğnenebilmektedir.

Dördüncü Cenevre Konvansiyonu ve geçici tahliyeler

Uluslararası hukuka göre Gazze halkının zorla göç ettirilmesi için herhangi bir hukukî gerekçe bulunmamaktadır. Dördüncü Cenevre Konvansiyonu’nun 49. maddesi, geçici tahliyeler için sınırlı koşullar tanır; hüküm şu şekildedir:

“İşgalci Devlet, nüfusun güvenliği veya zorunlu askeri nedenlerin gerektirmesi hâlinde, belirli bir bölgenin tamamen veya kısmen tahliyesini gerçekleştirebilir. Bu tür tahliyeler, fiili nedenlerle aksi gerektirmedikçe, korunan kişilerin (sivillerin) işgal altındaki toprakların sınırları dışına çıkarılmasını içermeyecektir. Bu şekilde tahliye edilen kişiler, söz konusu bölgedeki çatışmalar sona erer ermez derhâl evlerine geri gönderilecektir.”

Yazar, Gazze özelinde 49. maddeye uygun bir gerekçe bulunmadığını; ayrıca geçici dahi olsa transferlerin bu maddeyi gerektiren koşullar dışında hukuka aykırı olacağını belirtiyor.

Uluslararası tepki, New York Bildirgesi ve OCHA verileri

Yazıya göre bazı büyük devletlerin İsrail’in Hamas’ı tamamen Gazze’den temizleme hedefinde engel olmayacağı izlenimi güçlenmektedir. Buna karşılık Türkiye, Brezilya, Kanada, Mısır, Endonezya, İrlanda, İtalya, Japonya, Ürdün, Meksika, Norveç, Katar, Senegal, İspanya, Birleşik Krallık, Avrupa Birliği ve Arap Ligi gibi devlet ve kuruluşlar 29 Temmuz’da hazırladıkları New York Bildirgesi ile İsrail’in işgali derinleştirmemesi ve halkı kitlesel göçe zorlamaması gerektiğini bildirmiştir.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) 6 Ağustos 2025 tarihli haritasına göre Gazze’deki son durum raporlanmıştır.[1] Yazar, İsrail’in amacı olarak Gazze’yi tamamen ele geçirip Filistin halkını bölgeden çıkarmak ve deniz yatağı kaynaklarına erişim sağlamak istediğini; Gazze nüfusunun ağır bedeller ödemesine rağmen kitlesel terk etmeye zorlanamayacağını vurguluyor. Buna bağlı olarak soykırım riskinin derinleşebileceği uyarısı yapılıyor.

Sonuç olarak, Gazze’nin işgali ve zorla kitle transferi planı uluslararası hukuk açısından insanlığa karşı suç kapsamındadır ve UCM soruşturmasına eklenebilir. Devletlere düşen, muhtemel ihlaller gerçekleşmeden önce tedbir almaktır.

[1] Reported impact snapshot | Gaza Strip (6 August 2025). https://www.ochaopt.org/content/reported-impact-snapshot-gaza-strip-6-august-2025

Doç. Dr. Ali Osman Karaoğlu, Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesidir.

Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.