Hatay'da Depremde Kızını Kaybeden Anneanne, Torunlarına Hem Anne Hem Baba Oluyor
Hatay'da 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremin yıkımında kızını, damadını ve 10 aylık torununu kaybeden Arzu Keser, sağ kurtulan torunları Ayaz ve Ada Naz ile yaşamını sürdürüyor.
Antakya ilçesi Güzelburç Mahallesi'ndeki 600 Evler Sitesi, depremin ilk anlarında yerle bir oldu. Bölgedeki yıkımda binlerce bina çökerken, Türkiye genelinde yaklaşık 25 bin kişi hayatını kaybetti. 600 Evler'de enkaza gömülen Berberoğlu ailesinden 29 yaşındaki anne Muazzez Berberoğlu, 29 yaşındaki baba Sezer Berberoğlu ve 10 aylık Edanaz Berberoğlu yaşamını yitirdi; çocuklar Ayaz (10) ve Ada Naz (5) iki gün sonra enkaz altından sağ çıkarıldı.
Anneannenin anlattıkları
Depremde evlatlarını kaybeden Keser, torunlarına sarılarak hem annelik hem babalık görevini üstlendiklerini söylüyor. Kızının adının geçtiği her an gözyaşlarına boğulan anneannenin duygularını kendi sözleriyle şöyle aktardı:
"Torunlarını kokladığı zaman depremde kaybettiği kızının kokusunu alıyormuş gibi olduğunu ifade eden Arzu Keser, 'Eşimle birlikte torunlarımıza bakıyoruz. Depremde kızım, damadım ve 10 aylık torunum vefat etti. Kızım ve ailesi, depremde 600 konutlarda oturuyorlardı. Torunlarım enkaz altındayken eşim çıkarttı. Torunlarım kızımın bana emanetleri oldu. Torunum Ayaz, okula gidiyor. Okuldan geldiği zaman dersleri ile ilgileniyorum. Bütün gün Adanaz’la birlikte evde vakit geçiriyoruz, kahvaltı yapıyoruz, yemek yiyoruz ve oyunlar oynuyoruz. Markete gitmeyi çok seviyor ve dedesiyle markete gidiyor. Onu anaokuluna yazdırdım ama bazen anaokuluna gitmek istiyor bazen de gitmek istemiyor. Bana anne demesini ben hiç istemedim. Adanaz ilk konuşmaya başladığında bana anne, eşime de baba dedi. Adanaz sürekli bana anne diyor, anne demesin hiç istemiyorum ve bu durum beni çok yaralıyor. Torunlarımı kokladığım zaman kızımı koklamış gibi hissediyorum. Torunlarımı kokladığımda çok farklı duygular hissediyorum. Torunum Adanaz’ı kokladığım zaman veya banyo yaptırdığım zaman sanki kızımın kokusunu alıyorum.'"
Keser, çevresindekilerin desteğine de değinerek, çocukların annelerinin ve babalarının yerini tutamayacağını vurguladı. Kendisinin Ayaz'tan 'nene' diye hitap etmesini istediğini, ancak Ada Naz'ın kendisine 'anne' demesinin kendisini çok üzdüğünü ifade etti:
"Çevrimdekiler bu çocukların başında iyi ki siz varsınız diyorlar. Onlara asla ben anne veya baba olamam, çünkü onların anne ve babaları var. Onlar anne ve baba dedikleri için ben de o şekilde kabul ediyorum. Torunum Ayaz her şeyi biliyor. Ayaz ile konuşmaya başladığında anneanne demesini istemedim nene demesini istedim. Ayaz bana nene diye hitap ediyor ama Adanaz anne diyor. Bu durum beni biraz yaralıyor. Çilem Hanım’dan Allah razı olsun. Tanıştığımız ilk günden beri hiç bizi bırakmadı. Ben ona çocuklarımın iyilik melek teyzesi diyorum. Çocuklarımızın her ihtiyacında yanımızda oldu. Ona minnet borçluyuz. Böyle günlerde tanımak istemezdim ama Allah böyle bir günde tanışmayı nasip etti."
Yardımseverlerin desteği ve gelecek beklentisi
Depremin ilk günlerinden itibaren aileye destek veren yardımsever Çilem Artan, yaşadıkları zorlukları ve çocukların yaşadığı değişimi anlattı. Artan, iki kardeşin enkaz altındaki zorlu sürecinden, sonrasında yaşadıkları barınma sıkıntısı ve toparlanma adımlarından söz etti:
"6 Şubat depremleri ilk gününden itibaren yardım faaliyetlerini yürütmeye başladım. Depremin ilk haftasında Arzu Hanım’la tanıştık. Burada herkesin yüreğini ısıtan bir ambiyans var. Kendimizi biraz kötü hissettik ve ilk günlere geri döndük. O yüzden kelimelerim tükendi. Ayaz ve Adanaz’ı tanıdığım ilk zamanlarda çok kötü durumdaydılar. Çocuklar anne ve babalarını kaybetmişlerdi. Dede ve nenesi çocukların anne ve babası olmuştu. Ciddi anlamda sıkıntılar yaşıyorlardı. Benim kurduğum çadırda yaşıyorlardı sonra konteynere yerleştirdik. Hayırseverlerin yardımıyla bu evde kirada oturmaya başladılar. Burada daha bir sıcak su yuvarları oldu. Her türlü desteği sağlamaya çalışıyoruz. Onların sıcak bir yuvaya ihtiyacı var. Onların bir evleri olmasını istiyoruz. Burası 4 katlı bir bina her artçı depremde ilk günlere geri dönüyorlar. Bu yüzden müstakil bir ev olmasını istiyoruz. Ayaz’ın hikayesi beni çok derinden etkiledi. Depremde iki gün boyunca enkazın altında kalıyor. Dedesi Ayaz’ı kurtarmaya geldiğinde Ayaz, ‘Dedeciğim korkma bir amca gelip bize ışık tuttu ve kardeşime süt verdi. Sonra senin geleceğini’ söyledi. Onları bırakmadık, vazgeçmedik ve yürek ısıtan bir iyiliğe şahit oluyoruz. Adanaz önceden konuşmuyordu ama ilk defa bu şekilde konuştu. Sürekli eliyle yüzünü kapatırdı. Depremde elleri göğsünden kapalı şekilde duruyordu. Depremden sonra da nenesinin göğsüne koyardı kimse yüzünü göremezdi. İlk defa yüzünü gösterdi ve konuşmaya başladı ve bu da bizim için çok ayrı bir an yaşandı."
Yardımseverler ve komşuların desteğiyle barınma ve günlük ihtiyaçları karşılanmaya çalışılan ailenin öncelikli beklentisi, her artçı sarsıntıda korkularını yeniden yaşatmayacak, güvenli bir müstakil eve kavuşmak.
(SOLDAN SAĞA) HASAN KESER, ARZU HASAN KESER, AYAZ VE ADA NAZ, ÇİLEM ARTAN