Hormon Bozucular Kısırlık Tehdit Ediyor
Kısırlık (infertilite), son yıllarda giderek yaygınlaşan küresel bir sorun olarak öne çıkıyor. Gıda, solunum veya cilt yoluyla vücuda giren "hormon bozucular", bu artışta etkili unsurlar arasında yer alıyor.
Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz' den Önemli Açıklamalar
"Hormon Bozucular" kitabının yazarı ve endokrinolog Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, artan kısırlık oranlarının sebeplerini değerlendirdi. Hormon sorunlarının yalnızca ilaçlarla sınırlı olmadığını vurgulayan Büyükgebiz, bilinçsiz gıda tüketiminin de hormonal dengenin bozulmasında önemli bir rol oynadığını belirtti. "Hormon bozucular, son 25 yılda, küresel ısınmayla birlikte insan sağlığını tehdit eden en önemli unsurlardan biri haline gelmiştir." dedi.
Büyükgebiz, özellikle erkek üreme hormonu olan testosteronun yapısını etkileyerek östrojenik etki yaratan bu maddelerin kısırlık üzerinde doğrudan etkisi olduğunu ifade etti. Danimarka merkezli bir araştırma, son 20 yılda tüp bebek doğumlarının arttığını ve erkeklerde semen sayısının azaldığını ortaya koyduğunu duyurdu.
Hormon Bozucuların Tehlikeleri
Prof. Dr. Büyükgebiz, 1996 yılında yayımlanan "Çalınan Geleceğimiz/Our Stolen Future" adlı kitapta, hormon bozucularla bağlantılı birçok çevresel sorunun ele alındığını aktardı. Bu tür maddelere maruz kalan hayvanlar üzerinde gözlemlenen anomalilerin insanlarda da benzerine rastlandığını ve kısırlık vakalarının arttığını ifade etti.
Kurşunlu benzin kullanan ülkelerde yapılan bir araştırma, kurşunsuz benzin kullanan ülkelere göre zeka seviyesinde 1-2 puanlık düşüş tespit etmişti. Bu durumu hormon bozucu kimyasalların da hava, su ve toprak gibi yollarla gıda üretimine etki ederek sağlığımızı tehdit ettiğini belirten Büyükgebiz, ailesel olarak uyanıklık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Cinsiyet Gelişimi Üzerine Düşünceler
Büyükgebiz, cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayan çocuklara hormonal tedavilere başlanmasının erken yaşta sağlıklı bir yaklaşım olmadığını vurguladı. Cinsel kimlik gelişiminin 22-23 yaşına kadar devam ettiğini ifade eden Prof. Dr. Büyükgebiz, bu konudaki müdahalenin dikkatle yapılması gerektiğini söyledi.
“Sosyal medya ve bilgi kirliliği, ailelerin aceleci kararlar almasına sebep olabiliyor. Hormonal müdahalelerin geri dönüşü olmayan sonuçları olabileceği için dikkatli olmalıyız.” dedi.
Doğal Fitoöstrojenler ve Aşıların Yanlış Bilgileri
Prof. Dr. Büyükgebiz, dışarıdan alınan sebze ve meyvelerin doğal fitoöstrojenler içerdiğini belirterek, bu maddelerin uygun miktarlarda faydalı olabileceğine değindi. Ancak kimyasal atıklara maruz kalan topraklarda yetişen bitkilerin tehlike oluşturduğunu söyledi.
Büyükgebiz, aşıların kısırlığa neden olacağı yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu ve aşıların bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla geliştirildiğini yineleyerek, aşı karşıtlığının ciddi bir sorun haline geldiğini vurguladı.
Sonuç olarak, hormon ilaçlarının ve gıda kaynaklı hormon bozucuların etkileri üzerine yapılan araştırmalar ve uzman yorumları, halk sağlığı açısından büyük bir önem arz ediyor. Bilinçli tüketim ve tedavi süreçleri, sağlık sorunlarının önlenmesi için kritik bir rol oynüyor.