DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0,01%
BITCOIN
3.859.813,76 -0,15%

İİT-Arap Birliği Zirvesesi: Katar Saldırısı Kınandı, İsrail'e Yaptırım Çağrısı

İİT-Arap Birliği Zirvesi, İsrail'in Doha saldırısını kınadı; yeni fiili durumlara karşı durulması, İsrail'e yaptırım ve BM üyeliğinin askıya alınması çağrısı yapıldı.

Yayın Tarihi: 15.09.2025 22:43
Güncelleme Tarihi: 15.09.2025 22:43

İİT-Arap Birliği Zirvesesi: Katar Saldırısı Kınandı, İsrail'e Yaptırım Çağrısı

İİT-Arap Birliği Ortak Zirvesi: Katar saldırısı güçlü dille kınandı

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ile Arap Birliği'nin ortak olağanüstü zirvesi, Katar'ın başkenti Doha'da yapılan saldırının ardından düzenlendi. Zirvenin sonuç bildirisinde İsrail'in Katar'a düzenlediği saldırı açıkça kınandı ve bölgedeki yeni fiili durumların dayatılmasına karşı ortak direniş çağrısı yapıldı.

Sonuç bildirgesinin vurguları

Sonuç bildirisinde yer alan ifadeler arasında şu nokta özellikle öne çıktı: "İsrail'in, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlediği korkakça ve yasa dışı saldırıyı en şiddetli şekilde kınıyoruz. Bunun tüm Arap ve İslam devletlerine karşı bir saldırı olduğunu teyit ediyoruz."

Bildiride ayrıca, Birleşmiş Milletler Şartı uyarınca Katar'ın tüm meşru adımlarında yanında olunacağı bildirildi ve İsrail'in Katar'ı veya herhangi bir Arap ya da İslam ülkesini yeniden hedef alabileceğine dair tehditler kesin olarak reddedildi.

Metinde, Katar'a yönelik saldırının egemenliğin açık ihlali ve bölgesel barışa ciddi tehdit olarak nitelendirildiği; Katar'ın bu saldırganlığı göğüslemesinde ortak destek mesajı paylaşıldığı belirtildi.

Bildirgede ayrıca, "İsrail'in bölgede yeni bir fiili durumu dayatma planlarına karşı durulması ve bunlarla mücadele edilmesi gerektiğini tekrar ediyoruz." ifadesine yer verildi.

Uluslararası hukuk, yaptırım ve BM üyeliğinin askıya alınması çağrısı

Zirve metninde İsrail'in işgal altındaki toprakları ilhak girişimlerinin uluslararası hukuk ve BM kararlarının ihlali olduğu vurgulanarak reddedildi. Tüm devletler, İsrail'in cezasızlığını sona erdirmeye, yaptırımlar uygulamaya ve diplomatik-ekonomik ilişkileri gözden geçirmeye davet edildi. Ayrıca, İsrail'in BM üyeliğinin askıya alınması çağrısı yapıldı ve bağımsız Filistin Devleti'nin tanınması için uluslararası çabaların artırılması gerektiği vurgulandı.

Bildiride şu ifadeler yer aldı: "Tüm devletleri, İsrail'in cezasızlığını sona erdirme çabalarını desteklemeye, yaptırımlar uygulamaya ve aleyhinde yasal işlem başlatmaya davet ediyoruz."

İnsan hakları ihlalleri ve acil eylem çağrısı

Zirve bildirgesi, İsrail'in Filistin halkını 1967'den bu yana işgal altında tuttuğu topraklardan çıkarma girişimlerini insanlığa karşı suç, uluslararası hukukun ihlali ve reddedilen bir etnik temizlik politikası olarak nitelendirdi. Abluka, açlığın silah olarak kullanılması ve insani yardımdan mahrum bırakma gibi uygulamaların savaş suçu olduğuna dikkat çekilerek uluslararası topluma acil eylem çağrısı yapıldı.

Katar saldırısının bilançosu ve Netanyahu'nun tehdidi

İsrail ordusunun 9 Eylül'de Doha'da Hamas müzakere heyetinin bulunduğu binaya düzenlediği saldırıda 6 kişi yaşamını yitirmişti. Saldırıda Hamas'ın lider kadrosunun kurtulduğu, ölenler arasında Hamas Siyasi Büro üyesi Halil el-Hayye'nin oğlu ile 4 Hamas mensubu ve bir Katar polisinin bulunduğu kaydedildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 10 Eylül'de yaptığı açıklamadaki tehdit de bildiride yer aldı: "Ya onları sınır dışı edersiniz ya da adalete teslim edersiniz. Bunu yapmazsanız, biz yapacağız."

Zirvenin düzenlenme gerekçesi ve bağlamı

Zirve, İsrail'in 9 Eylül'de Doha'ya yaptığı saldırının ardından Katar'ın çağrısı ve İİT Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanı Türkiye'nin desteğiyle devlet başkanları seviyesinde toplandı. Bu toplantı, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de süregelen ve bölgeye yayılan çatışmalar bağlamında düzenlenen İİT-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvelerinin üçüncüsü olma özelliği taşıyor.

Bildirgede ayrıca, gelecekteki bölgesel düzenlemelerin Birleşmiş Milletler Şartı ve uluslararası hukuka uygun olması, devletlerin egemenliğine saygı, içişlerine müdahale edilmemesi gibi ilkeleri gözetmesi gerektiği vurgulandı ve Orta Doğu'da adil, kapsamlı bir barış için Filistin meselesinin çözümüne öncelik verilmesi gerektiği belirtildi.