İklim Zirvesi 2025: NDC Akışı Hızlandı, Hedefler Yetersiz Bulundu

İklim Zirvesi 2025'te NDC sunumları arttı; uzmanlar gelişmiş ülkelerin hedeflerini yetersiz buluyor. COP30 öncesi yaklaşık 150 ülkenin raporunu tamamlaması bekleniyor.

Yayın Tarihi: 26.09.2025 11:10
Güncelleme Tarihi: 26.09.2025 11:10

İklim Zirvesi 2025: NDC Akışı Hızlandı, Hedefler Yetersiz Bulundu

İklim Zirvesi 2025: NDC sunumları artarken hedefler eleştirildi

New York'ta düzenlenen İklim Zirvesi 2025, Ulusal Katkı Beyanları (NDC) sunumlarında artış sağladı; ancak uzmanlar, özellikle gelişmiş ülkelerin koyduğu hedefleri yetersiz buluyor. Zirve, COP30 öncesi ülkelerin NDC'lerini güçlendirme çağrısına odaklandı.

Zirvenin gündemi ve NDC süreci

BM 80. Genel Kurulu kapsamında 24 Eylül'de düzenlenen İklim Zirvesi 2025'in en önemli gündem maddesini, Kasım ayında Brezilya'da yapılacak COP30 öncesi Paris İklim Anlaşması'na taraf ülkelerin her 5 yılda bir sunmakla yükümlü olduğu NDC raporları oluşturdu. NDC'ler, Paris Anlaşması'nda belirtilen hedeflere ulaşmayı sağlayacak uygulamaları içeriyor ve Küresel Durum Değerlendirmesi (GST) raporu için temel veriyi sağlıyor.

Paris Anlaşması'nın kabul edildiği 2015'ten bu yana NDC 1.0 ve NDC 2.0 raporları BM'ye sunuldu; ülkelerin 2035 taahhütlerini içeren NDC 3.0 raporlarını 2025 yılı bitmeden teslim etmeleri gerekiyor.

Raporların durumu ve emisyon payları

AA muhabirinin Dünya Kaynakları Enstitüsü'ne (WRI) bağlı 'Climate Watch Data' platformundan derlediği verilere göre şimdiye kadar 47 ülke, güncel hedeflerini içeren NDC raporlarını BM'ye sundu. Zirvenin olduğu hafta 13 ülke, Eylül ayı içinde ise 21 ülke NDC raporlarını iletti.

Yaklaşık 150 ülkenin yıl sonuna kadar raporlarını tamamlaması gerekiyor. BM'den yapılan son açıklamaya göre bunlardan 100'ü, COP30 öncesinde NDC'lerini açıklayacaklarını, sonuçlandıracaklarını veya hayata geçireceklerini bildirdi.

NDC raporlarını sunan ülkelerin küresel karbon emisyonundaki toplam payı yaklaşık yüzde 25, raporlarını henüz sunmayan ülkelerin payı ise yaklaşık yüzde 75 olarak kaydedildi. Küresel sera gazı emisyonunda en büyük paya sahip ülkelerden:

  • Çin: yüzde 25,3 (henüz NDC sunmadı)
  • ABD: yüzde 11,2 (raporunu geçen yılın Aralık ayında sundu)
  • Hindistan: yüzde 7,5 (henüz sunmadı)
  • Avrupa Birliği: yüzde 6,1 (henüz sunmadı)
  • Rusya: yüzde 3,7 (henüz sunmadı)

Liderlerin açıklamaları

ABD, sunduğu NDC kapsamında 2035'e gelindiğinde emisyonlarını 2005 seviyesine kıyasla yüzde 61 ila 66 arasında azaltma taahhüdünde bulundu. Ancak Ocak 2025'te göreve başlayan ABD Başkanı Donald Trump'ın ülkesini Paris Anlaşması'ndan çekmesi, bu taahhütlerin geleceğini belirsiz kılıyor.

Zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bulunduğu 121 ülkenin devlet ve hükümet başkanları ile yetkilileri katıldı; ABD'den herhangi bir ikili katılım olmadı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping video mesajında 2035'e kadar net sera gazı emisyonlarını en yüksek seviyeden yüzde 7 ila 10 oranında azaltacaklarını söyledi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB'nin emisyonlarının 1990'dan bu yana neredeyse yüzde 40 azaldığını ve iklim finansmanına katkılarla mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Hindistan'dan zirvede konuşmacı yer almazken, Rusya Devlet Başkanlığı İklim Değişikliği Özel Temsilcisi Ruslan Edelgeriev, 2035'e kadar sera gazı emisyonlarını 1990 seviyelerinin yüzde 65 ila 67'si oranında düşürmeyi hedeflediklerini dile getirdi.

Uzman değerlendirmeleri: Hedefler yetersiz bulunuyor

BM zirveyi 'dönüm noktası' olarak nitelendirse de uzmanlar ortaya konulan hedefleri yetersiz buluyor. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, taraf ülkelerin hedeflerine ilişkin AA muhabirine şunları söyledi:

'En geç 2050 dediğimiz zaman, bu, Çin ve Hindistan gibi kömüre bağımlı ekonomilerin bile 2050'ye kadar dönüşmesi gerektiği anlamına geliyor.'

Kurnaz ayrıca, 'Gelişmiş ülkelerin 2035-2040 aralığında net karbon salmayan ekonomiler haline gelmesi gerekiyor oysa gelişmiş ülkeler, kendilerini diğer ülkelerle bir tutarak 2050 hedefi koyuyorlar. Bu, son derece yetersiz ve bunun da getireceği doğal sonuç bir iklim felaketi olacaktır. O nedenle ülkemiz de dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkelerin oyununu oynamayı bırakarak "Bu iklim felaketinde nasıl en az zararı alırız?" sorusunun cevabına odaklanmaları gerekiyor.' değerlendirmesinde bulundu.

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, enerji dönüşümünün zayıf NDC'lere ve Trump'ın politikalarına rağmen süreceğini, ancak bu koşullar altında 1,5 derece hedefinin yerine küresel ısınmanın 3 dereceye doğru gidebileceği uyarısında bulundu. Şahin'in değerlendirmesi şu şekilde:

'Paris Anlaşması'nın hedeflerine yaklaşmak için "al-ver" diplomasisinin bir kenara bırakılarak çok taraflılığın yeniden kurulması gerektiğinin altını çiziyorum. BM'deki iklim zirvesi, beklentilerin çok altında kaldı. Son birkaç yıldır yeni NDC'lerin açıklanması için bu zirve bekleniyordu. Dişe dokunur tek açıklama Çin'den geldi ama o da yapabileceği ve muhtemelen yapacağı dönüşümün çok altını taahhüt etti.'

Şahin ayrıca, 'AB'nin bile henüz NDC sunmamış olması, Trump'ın iklim politikalarına ve küresel ticarete açtığı savaşın etkilerinin, düşündüğümüzden büyük olduğunu gösteriyor. ABD'den ise artık kimse bir şey beklemiyor. Engel olmasınlar yeter.' ifadelerini kullandı.

Sonuç: İklim Zirvesi 2025, NDC sunumlarını hızlandırsa da uzmanlar ve gözlemciler, açıklanan hedeflerin COP30 öncesi iklim krizini sınırlamak için yeterli olmadığını vurguluyor.