DOLAR
38,85 0%
EURO
44,87 0%
ALTIN
4.344,5 0%
BITCOIN
4.106.615,66 -0,81%

Konya'nın Sille Mahallesi: 5000 Yıllık Tarihin Sırrı ve Özgün Zaman Müzesi

Sille, 5000 yıllık geçmişiyle Konya'nın gizemini sunan bir mahalle ve Zaman Müzesi ile ödüller alıyor.

Yayın Tarihi: 02.04.2025 18:40
Güncelleme Tarihi: 02.04.2025 18:40

Konya'nın Sille Mahallesi: 5000 Yıllık Tarihin Sırrı ve Özgün Zaman Müzesi

Konya'nın Binlerce Yıllık Tarihine Gizemli Yolculuk

Konya'nın binlerce yıllık tarihi dokusunu koruyan şirin mahallesi Sille, adeta bir zaman kapsülü gibi ziyaretçilerini geçmişe doğru unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor. Sille'nin tarihi zenginlikleri, sadece taş duvarları ve geleneksel evleriyle sınırlı değil; bu beldede saklı duran Türkiye'nin ilk Zaman Müzesi türünün ilk örneği olarak dikkat çekiyor ve aldığı prestijli ödüllerle adından sıkça söz ettiriyor.

Zaman Müzesi: Geçmişin İzinde

Bu sıra dışı müze, ziyaretçilerine zamanın farklı boyutlarını keşfetme imkanı sunarken, aynı zamanda Sille'nin 5000 yıllık köklü tarihine de ışık tutuyor. Sille'nin mistik atmosferi içinde yer alan Zaman Müzesi, adeta bir zaman tüneli işlevi görerek ziyaretçilerini Roma döneminden günümüze taşıyor.

Konya'nın Sille Mahallesi: 5000 Yıllık Tarihin Sırrı ve Özgün Zaman Müzesi

Roma'dan Osmanlıya Uzanan Zaman Yolculuğu

Müzede sergilenen eserler, zaman kavramının tarih boyunca nasıl algılandığını ve ölçüldüğünü gözler önüne seriyor. Roma dönemine ait güneş saati örneklerinden, Osmanlı İmparatorluğu'nun ihtişamlı günlerinden kalma özel tasarım saatlere, Cumhuriyet dönemi resmi dairelerinde kullanılan el yazması takvimlere kadar pek çok değerli obje, ziyaretçilere zamanda eşsiz bir yolculuk vaat ediyor. Özellikle altın ve gümüş köstekli cep saatleri ile Osmanlı paşaları tarafından tutulan ruznameler, müzenin en dikkat çekici parçaları arasında yer alıyor ve ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor.

Müzenin Tarihi Geçmişi

Zaman Müzesi'nin bulunduğu yapı da en az içindeki eserler kadar dikkat çekici bir geçmişe sahip. Selçuklu Belediyesi Sille Müze Sorumlusu Uzman Arkeolog Sercan Yayla, müzenin hikayesini şu sözlerle anlatıyor: "İçerisinde bulunduğumuz mekan aslında tarihi bir şapel yapısı. Geçmişte bu şapele 'Süt Kilisesi' ya da 'Süt Şapeli' adı veriliyordu. Rivayete göre, sütü azalan kadınlar buraya gelir, dualar eder ve ardından çocuklarını emzirdiklerinde sütlerinin arttığına inanırlarmış. Bu nedenle bu ismi almış."