DOLAR
42,72 -0,07%
EURO
50,17 0,05%
ALTIN
5.942,56 -0,4%
BITCOIN
3.738.787,6 0,16%

MİA'dan Almanya'da Erken Genel Seçim Raporu: Avrupa ve Türkiye Üzerindeki Etkileri

MİA'nın raporuna göre, Almanya'daki erken seçimler Avrupa ve Türkiye'yi derinden etkileyecek kritik sonuçlar doğurdu.

Yayın Tarihi: 04.03.2025 12:06
Güncelleme Tarihi: 04.03.2025 12:06

MİA'dan Almanya'da Erken Genel Seçim Raporu: Avrupa ve Türkiye Üzerindeki Etkileri

Almanya'da Erken Genel Seçim Sonuçları ve Sonrası

Milli İstihbarat Akademisi (MİA) tarafından hazırlanan "Almanya'da Erken Genel Seçim Sonuçları ve Sonrası" başlıklı raporda, 23 Şubat'ta yapılan genel seçimlerin sadece Almanya'nın iç siyasetinde değil, aynı zamanda Avrupa'nın siyasi dengeleri ve transatlantik ilişkiler açısından da kritik sonuçlar doğuracağı değerlendirildi.

Rapora göre, Almanya, 84 milyonluk nüfusu ve dünyanın en büyük 5 ekonomisinden biri olarak, Avrupa siyasetinde belirleyici bir aktör konumundadır. Ülkede yaşanan siyasi gelişmeler, sadece Almanya sınırlarıyla sınırlı kalmayıp, Avrupa ve dünya genelinde de yankı uyandırmaktadır.

Türkiye Açısından Önemli Gelişmeler

Almanya'daki seçimlerin Türkiye açısından büyük önem taşıdığı vurgulandı. Bunun sebepleri arasında Almanya'nın Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakerelerinde en etkili ülkelerden biri olması, ülkede yaşayan 3,5 milyonluk Türk diasporasının varlığı ve iki ülke arasındaki ticaret hacminin 47 milyar doları aşarak Almanya'yı Türkiye'nin en büyük ticaret ortaklarından biri haline getirmesi gösterilmektedir.

Sağ Partilerin Güçlenmesi

Raporda, seçimlerin Almanya açısından bir kırılma noktası olduğu ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin büyük bir sıçrama yaparak ikinci parti konumuna yükseldiği ifade edildi. 2021 seçimlerinde %10,4 oy oranına sahip olan AfD, bu seçimde oylarını iki katına çıkararak %20,8'e ulaştı ve Meclise 152 milletvekili göndermeyi başardı. Bu durum, Almanya'da sağ partilerin güçlendiğini, merkez solun ise zayıfladığını göstermektedir.

Almanya'nın Dış Politikasındaki Yeni Dönem

Almanya'yı bekleyen dış politika süreçleri de raporda yer buldu. ABD'de Donald Trump'ın yeniden seçilmesi, Berlin-Washington ilişkilerinde gerilimi artırabilirken, NATO içindeki yük paylaşımı tartışmalarının da Almanya'nın stratejik kararlarını etkileyeceği öngörülüyor. Ayrıca, Almanya'nın AB içindeki yönlendirici rolü, AB'nin genişleme ve derinleşme süreçleri açısından kritik kalmaya devam edeceği belirtildi.

Türk Diasporasının Siyasi Temsili

Seçimlerde, 53 Türk kökenli adayın partilerin listelerinde yer aldığı ve 19'unun Federal Meclis'e girdiği kaydedildi. Bu sonuç, Türk toplumunun siyasi temsilinin az da olsa arttığını gösterirken, Türk kökenli siyasetçilerin sol partilerde daha fazla temsil imkanı bulduğuna dikkat çekildi. Çifte vatandaşlık konusunun seçimlerde önemli bir yer tuttuğu, Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) bu hakkın geri alınmayacağını vurgularken, Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin ise farklı tutumlar sergilemesinin güven kaybına yol açtığı ifade edildi.

Türkiye ile İlişkilerin Geleceği

Raporda, Almanya'nın yeni dönemde Türkiye ile işbirliğini artırabileceği ülkeler arasında yer aldığı belirtildi. Türkiye, uluslararası siyasetteki gelişmeleri farklı boyutlardan okuyabilen ve kendini hızla adapte edebilen bir yönetime sahiptir. Ancak, Berlin'in Ankara'yla ilişkilerindeki bazı konularda yeni hükümetin müspet bir adım atmasında zorluklar yaşanabileceği öngörülüyor. Almanya'nın, AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve Türk vatandaşlarına vize serbestisi konularında inisiyatif almasının, ekonomik ve toplumsal ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacağı ifade edildi.