TBMM'de 'Terörsüz Türkiye' Süreci Komisyon Gündeminde
TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun 12. toplantısı, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuşun başkanlığında TBMM Tören Salonu'nda gerçekleştirildi. Komisyonun ilk oturumunda düşünce kuruluşları temsilcileri, Türkiye'nin uzun süredir gündeminde olan terör sorununa çözüm arayışlarını değerlendirdi.
SETA: Terörsüz Türkiye tarihi bir adım
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, Türkiye'nin 40 yılı aşkın terör sorununu sona erdirme noktasına yaklaştığını belirterek, "Bu adım, yalnızca güvenlik bakımından değil, Türkiye'de demokrasinin konsolidasyonu, büyük ve kapsamlı bir toplumsal barış, ulusal birlik ve bütünlük açısından da tarihselliği olan bir adımdır." ifadelerini kullandı.
Yeşiltaş, PKK'nın silah bırakmasının sadece ilk adım olduğunu, kalıcı barış için daha kapsamlı ve dayanıklı bir mimarinin kurulması gerektiğini vurguladı. Silahsızlanmanın kalıcı olması için DDR (silahsızlanma, terhis ve yeniden entegrasyon) süreçlerinin dikkate alınması gerektiğini, ancak Türkiye'nin özgünlüğünü hedefleyen daha derin bir stratejik çerçeveye ihtiyaç olduğunu söyledi.
Yeşiltaş, bu stratejik çerçeveyi "hukuki derinlik", "siyasi ve toplumsal derinlik", "güvenlik derinliği", "kurumsal derinlik", "ekonomik derinlik", "normatif derinlik" ve "dış politika-jeopolitik derinlik" başlıklarıyla açıkladı.
Yapılan saha araştırmalarına katılanların %62'sinin sürecin başarısız olması halinde şiddetin yeniden artacağını düşündüğünü aktaran Yeşiltaş, toplumun güvenlik pratiklerinden vazgeçilmesini kabul etmediğini gözlemlediklerini belirtti.
Yeşiltaş, sürecin Suriye ile ilişkilendirilmesinin sorunlar çıkarabileceğini, ancak tamamen Suriye'den bağımsız bir sürecin de toplumsal ve siyasi desteği zayıflatacağını ifade etti. İsrail'in son aylardaki siyasetinin ve YPG eksenli gelişmelerin Suriye istikrarı açısından risk oluşturduğuna dikkat çekti.
Saha görüşmeleri sonucu iki temel model üzerinde durduklarını söyleyen Yeşiltaş, birincisinin fiili bir otonom özerk bölge ilanı, ikincisinin ise 10 Mart'ta merkezi hükümet ile imzalanan 8 maddelik anlaşma modelinin daha merkeziyetçi ve Suriye'nin üniter yapısını koruyan bir seçenek olduğunu aktardı. Yapılan simülasyonlara göre birinci modelin riskli ve dış aktör bağımlılığına yol açtığını, ikinci modelin ise daha fazla istikrar ve düzen sağladığını ifade etti.
DİTAM: Toplumsal rıza ve hukuki altyapı öncelikli
DİTAM Başkanı Mesut Azizoğlu, "Kürt meselesi"nde yeni bir döneme girildiğini ve bu dönemin herkese yeni şeyler söyleme zorunluluğu getirdiğini söyledi. Çözümsüzlüğün yalnızca Kürtlere değil, tüm Türkiye'ye zarar verdiğini vurgulayan Azizoğlu, toplumun Komisyon'dan öncelikle hukuksal altyapı oluşturmasını, ayrıca toplumsal rızanın üretilmesini, adalet duygusunun sağlanmasını ve geleceğe yönelik ortaklaşmayı beklediğini ifade etti.
Azizoğlu, "Türkiye toplumunun iknası Komisyon'un önünde önemli bir görev" olduğunu belirtti.
DİTAM Başkan Yardımcısı Sedat Yurtdaş, Kürt kimliğinin anayasal düzeyde tanınması ve Kürtçenin anaokuldan üniversiteye kadar eğitim, yayın, medya ve kamusal alanda yasal güvenceye kavuşturulması gerektiğini söyledi. "Bugün söylenen sözlerin hayata geçirilmesi, kararlılık ve irade ile uygulanması zamanıdır." dedi.
Saha araştırmaları: Sosyolojik değişim ve destek-güven makası
RAWEST Araştırma Direktörü Roj Esir Girasun, "Terörsüz Türkiye" sürecinden memnuniyet duyduğunu belirterek, araştırmaların Kürtlerin sosyolojik değişiminin kaçınılmaz olduğunu gösterdiğini söyledi. Girasun, "Kürtler hem Türkiyeleşiyor hem de Kürt kimliklerini sahiplenmeleri güçleniyor." tespitini aktardı.
Girasun, daha önce yaptıkları çalışmalarda Kürtlerin %65'inin silahla hak aramaya kategorik olarak karşı olduğunu, kalanların kaygılı veya onay veren küçük bir kesim olduğunu; bu yapının silahlı mücadeleyi zayıflattığını belirtti. "Toplumun sürece verdiği desteğin %70'lere yaklaştığını, ancak sürece güvenenlerin oranının %40-45 bandında kaldığını" söyleyerek destek ile güven arasındaki makaya dikkat çekti.
KSC: Silahlı mücadeleyi önceleyenlerin oranı azaldı
Kürt Çalışmaları Merkezi Başkanı İbrahim Reha Ruhavioğlu, son 40-50 yıldaki dönüşümlerin Kürt toplumunu modern dünyaya entegre ettiğini ve bunun silahlı mücadeleyi zayıflatan bir etki ürettiğini belirtti. Ruhavioğlu, "Bugün, silahlı mücadeleyi önceleyenlerin oranı yüzde 10'un altına düştü." dedi.
Ruhavioğlu, iki yıllık araştırmada Kürtlerin Türkiye'ye aidiyet hissinin %52'den %65'e yükseldiğini aktardı. Kürtlerin beklentileri arasında kayyumların geri çekilmesi ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere siyasi tutukluların serbest bırakılmasının sürece büyük sinerji katacağına dikkat çekti. Ayrıca ana dil, siyasi katılım, eşitsizlik ve anayasal tanınma taleplerini sıraladı.
Diğer görüşler: Orta Doğu boyutu ve kardeşlik projesi
Ekopolitik Kültür, Eğitim ve Araştırma Vakfı (EKEAV) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Tarık Çelenk, 2008-2011 çalışmalarına atıfta bulunarak "Kürt sorunu gerçekte bir Orta Doğu sorunudur" değerlendirmesini yaptı. Çelenk, Türkler ve Kürtlerin iç içe geçmiş yapısının korunmasının, kültürel zenginlik ve etnik özelliklerin güçlenmesinin ortak aidiyet ve güven bağlarını kuvvetlendirerek kardeşlik projesini besleyebileceğini söyledi.
Not: Komisyon çalışmaları ve katılımcı görüşleri bir sonraki oturumlarda da sürecek.
"Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunda düşünce kuruluşlarının temsilcileri görüşlerini dile getirdi. Komisyonun 12. toplantısı, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un başkanlığında TBMM Tören Salonu'nda yapıldı.