Türkiye Alzheimer Derneği'nden Alzheimer'a Karşı Farkındalık Çağrısı
Toplantı ve amaç
Türkiye Alzheimer Derneği, toplumu Alzheimer'a karşı bilinçlendirmek ve mücadelede aktif rol almaya çağırmak amacıyla Beşiktaş'ta bir otelde basın toplantısı düzenledi. Etkinlik, "Alzheimer Konuşalım" ve "Alzheimer İçin Yoldayım" temalarıyla gerçekleştirildi. Toplantıda, hafızanın ötesinde hayatları, ilişkileri ve kişilikleri etkileyen hastalığın Türkiye'de yaklaşık 700 bin kişi tarafından yaşandığı hatırlatıldı.
Dernek çalışmaları ve yerel yayılma
Toplantının açılışında konuşan Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Dilek Şahinöz, Alzheimer'ın toplumsal bir mesele olduğunu vurguladı. Şahinöz, derneğin ülke genelindeki çalışmalarını genişlettiğini ve yakın zamanda Tunceli'ye yeni bir şube eklediklerini belirterek, bu merkezlerin hem hasta ve yakınlarına destek hem de toplumsal dayanışma alanı sağladığını söyledi.
"Bu şubeler yalnızca bölgedeki hastalara ve hasta yakınlarına destek değil, aynı zamanda ailelerin nefes alabileceği, toplumsal dayanışmanın güçleneceği merkezlerdir. Ülkemizin her köşesine ulaşma hedefimizde bu adımlar çok kıymetli. Bu sene aynı zamanda Alzheimerlı hastaların kaybolma riskini azaltmak için bir projemiz vardı. Bunun için akıllı takip cihazlarını ücretsiz olarak hastalarımıza dağıttık. Küçük ama hayati cihazlar sayesinde pek çok kaybolma vakasının önüne geçilebilecek. Unutmayalım ki Alzheimer'ın gölgesini küçültmenin yolu birlikte hareket etmektir, hep beraber yürüyelim."
Tedavi ve erken tanı
Derneğin Tıbbi Kurul Başkanı Prof. Dr. Başar Bilgiç, hastalığın erken evresinde seyrini yavaşlatmayı hedefleyen yeni nesil tedavilerin dünya çapında kullanımda olduğunu aktardı. Bilgiç, ilaçlara Türkiye'de de ulaşmanın kritik önem taşıdığına dikkat çekti.
"İlaçlar mucize değil ama hastalığı yüzde 40 oranında yavaşlatabiliyor. Bu ilaçlarla ilgili veriler her gün artıyor. Ülkemizde olmayan bu ilaçlarla hastalığı ciddi bir şekilde yavaşlatabiliyoruz. Her hastada bu ilaçların etkisi aynı olmuyor ama beyindeki değişiklikler henüz yaygınlaşmamışken hastaları bulup yeni ilaçları verebilirsek 13 ayda bağımsız dönemlerini uzatabiliyoruz."
Bilgiç, tedavide doğru hasta, doğru zaman ve doğru merkezin önemine işaret ederek, erken tanının önemini ve kandan tanı imkanlarını vurguladı.
Damgalanma ve hasta yakınlarının ihtiyaçları
Türkiye Alzheimer Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, Alzheimer hastalarının yaşadığı damgalanmanın hastaların sağlık sistemine erişimini zorlaştırdığını belirtti. Kulaksızoğlu, derneğin önceliklerinden birinin damgalanmayı önlemek olduğunu ifade etti.
"Bu kolay bir süreç değil ama damgalanma, hastaların da, sağlık çalışanlarının da hasta yakınlarının da işini zorlaştıran bir yaklaşım."
Hasta yakınları adına konuşan Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sertaç Süslü, hastalığın sadece hasta değil, hasta yakınlarını da derinden etkilediğini ve yakınların yalnız olmadığını bilmeye ihtiyaç duyduğunu aktardı. Süslü, gündüz bakımevlerinin önemine dikkat çekerek sayılarının artmasını ve hastalara yönelik özel ulaşım ile bakım projelerinin geliştirilmesini talep etti.
"Bu kadar stres altında yalnız olmadığını bilmek iyi geliyor. İyi ki gündüz bakımevleri var. Bunların sayısının kesinlikle artmasını istiyoruz. Buralarda hem hastamız sosyalleşme imkanı buluyor hem de biz diğer hasta yakınlarıyla bir araya gelerek fikir alışverişi yapıyoruz, psikoterapi olanağı buluyoruz. Bu bakım evlerine ulaşım da çok önemli."