DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0,01%
BITCOIN
3.856.747,19 -0,07%

Türkiye-Mısır Tatbikatı ve Doğu Akdeniz'de Yenilenen İttifaklar

Türkiye ile Mısır'ın 22-26 Eylül tatbikatı, Doğu Akdeniz'de işbirliği, enerji ve Libya politikalarında normalleşme ile İsrail'e karşı caydırıcı bir cephe mesajı veriyor.

Yayın Tarihi: 24.09.2025 11:58
Güncelleme Tarihi: 24.09.2025 11:58

Türkiye-Mısır Tatbikatı ve Doğu Akdeniz'de Yenilenen İttifaklar

Türkiye ile Mısır arasındaki askeri yakınlaşma ve stratejik mesaj

Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Numan Telci, Türkiye ile Mısır’ın 22-26 Eylül tarihlerinde Doğu Akdeniz’de düzenlediği Dostluk Denizi Deniz Harekatı Özel Tatbikatını ve bunun bölge için taşıdığı jeopolitik anlamı analiz etti.

Askeri tatbikatların anlamı

Askeri tatbikatlar, ülkeler arasındaki güçlü siyasi ilişkiyi, yoğun diplomatik bağı ve ortak savunma yaklaşımını gösterir. Müttefik unsurların katılımıyla yapılan tatbikatlar hem ortak iradeyi aktarmada güçlü bir mesaj taşır hem de orduların operasyonel kabiliyetlerini artırır. Ayrıca bu tür tatbikatlar, ülkeler arası güven artırıcı etkileşimin önemli bir aracı olarak işlev görür.

Türkiye-Mısır tatbikatının yapısı ve önemi

22-26 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilen tatbikata, iki ülke donanma ve hava kuvvetlerinden fırkateyn, denizaltı, insansız deniz aracı, helikopter ve F-16 gibi unsurlar katıldı. Türkiye Savunma Bakanlığı açıklamasına göre tatbikat; ortak harekât planlama, su üstü ve denizaltı savunma harbi ile arama-kurtarma eğitimlerini içeriyordu. Bu tatbikat, iki ülkenin Akdeniz’de 13 yıl sonra düzenlediği ilk ortak tatbikat olma özelliğini taşıyor ve hem zamanlama hem de coğrafya açısından önemli mesajlar içeriyor.

Savunma sanayii işbirliği

Yazıda vurgulandığı üzere, Mısır’ın Türkiye tarafından üretilen beşinci nesil savaş uçağı KAAN projesine üretici olarak katılması ve iki ülkenin ortak insansız hava aracı üretimi konusunda anlaşma imzalaması, savunma sanayiinde artan işbirliğinin bir yansımasıdır. Bu işbirlikleri ordulararası yakınlaşmayı hızlandıran bir sürecin önünü açmaktadır.

Doğu Akdeniz politikalarında dönüşüm

Tatbikat, Türkiye ve Mısır’ın Doğu Akdeniz’de artık rekabet yerine işbirliği ve ortaklık odaklı politikalar geliştirme yönündeki iradesini ortaya koyuyor. Bu normalleşme; enerji kaynaklarından ortak yararlanma, Libya’da ayrışan politikaların sonlandırılması ve bölgesel istikrarın sağlanması gibi yeni dış politika açılımlarını beraberinde getirebilir.

Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon keşifleri bölge ülkeleri için stratejik değeri artırırken, Türkiye ve Mısır enerji kaynaklarının küresel piyasalara ulaştırılmasında ortak hareket edebilecekleri bir zemin oluşturuyor. Aynı zamanda, Libya’da uzun yıllar süre gelen karşıt politikaların sürdürülebilir olmadığı ve normalleşme sürecinin iki başkent tarafından politika revizyonlarına yol açtığına dikkat çekiliyor.

İsrail’in tutumu ve bölgesel ittifakların güçlenmesi

Analizde, İsrail’in son dönemdeki agresif dış politika eğilimlerinin bölgedeki aktörleri etkilediği vurgulanıyor. İsrail’in İran’dan Suriye’ye, Lübnan’dan Yemen’e uzanan tutumu ve Katar’daki Hamas hedeflerine saldırı gibi eylemleri, Ankara ve Kahire tarafından potansiyel bir tehdit olarak algılanıyor.

Bu gelişmeler sonrasında Mısır, İsrail ile güvenlik koordinasyonunun seviyesini düşürme kararı aldığını açıklamış; Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, 15 Eylülde Katar’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği Ortak Olağanüstü Zirvesinde Tel-Aviv’e yönelik eleştirilerini artırarak İsrail’i “düşman” ülke olarak tanımlamıştır.

Ayrıca İsrail’in Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile yakınlaşması ve GKRY’ye Barak MX hava savunma sistemleri sevkiyatı, Tel-Aviv’in bölgede aktif bir aktör olma çabasını gösteriyor. Bu adımlar, Mısır ve Türkiye’nin olası askeri tehditleri daha ciddiye almalarına yol açıyor.

Sonuç: Tatbikatın jeostratejik mesajı

Her ne kadar Kahire ve Ankara doğrudan çatışma ortamını tercih etmese de, İsrail’in bölgesel tutumunun yarattığı riskler iki ülkeyi caydırıcı bir cephe oluşturma arayışına itiyor. Bu bağlamda, Doğu Akdeniz’de düzenlenen Dostluk Denizi tatbikatı, sadece iki kıyıdaşın deniz tatbikatı olmanın ötesinde jeostratejik bir işaret niteliği taşımaktadır.

Prof. Dr. İsmail Numan Telci, Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesidir.

Makaledeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.