Boeing'in Türkiye'den tedariki 2 milyar doları aştı
Boeing Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Ayşem Sargın değerlendirdi
"Boeing’in, Türk havacılık sanayisinden bugüne kadarki toplam tedarik hacmi 2 milyar doları aştı." dedi Boeing Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Ayşem Sargın.
Sargın, Boeing’in Türkiye ile ilişkisinin 80 yılı aşkın köklü bir geçmişe dayanmasından gurur ve mutluluk duyduklarını belirtti. İlişkinin 1945 yılında ilk DC-3 uçağının teslim edilmesiyle başladığını hatırlattı.
Sargın, Türkiye'nin Boeing için yalnızca öncelikli bir büyüme pazarı olmadığını; endüstriyel, mühendislik ve teknolojik kabiliyet açısından da önemli bir kaynak ülke olduğunu vurguladı. 2017 yılında başlattıkları Boeing Türkiye Milli Havacılık Planı (NAI) ile sanayi, teknoloji, bölgesel servis ve ileri seviye kabiliyet gelişimi olmak üzere dört ana alanda iş birliklerini derinleştirdiklerini aktardı.
Türk tedarikçi ağının Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Kayseri ve Eskişehir gibi şehirlerde faaliyet gösteren 20'den fazla şirketi kapsadığını söyleyen Sargın, bu ilişkinin ekonomik kapsamına dikkat çekti.
"Türk tedarikçiler, 737'den 787'ye kadar, şu anda üretimde olan tüm yeni nesil Boeing ticari uçaklarına ve Chinook ve P-8 gibi savunma platformlarına bileşenler sağlıyor. Tedarikçi Geliştirme Programımız aracılığıyla, havacılık sanayisinin gelişmesine ve Türk şirketlerinin küresel sertifikasyon standartlarına ulaşmasına destek oluyoruz. Bu gibi çalışmaların Türkiye’nin havacılık ihracatını çarpan etkisiyle artıracağını düşünüyorum."
Sargın, eğitim ve kapasite geliştirme yatırımlarının sürdüğünü belirterek, "Eğitim ve kapasite geliştirme yatırımlarımız da devam ediyor. İstanbul’da, FIRST Scandinavia ve Bilim Kahramanları Derneği ile ortaklaşa kurduğumuz Newton Uçuş Akademisi 13-16 yaş arası gençlere STEM tabanlı havacılık eğitimi sunuyor. Akademi, havacılık ve uzay konusunda yeni nesil yeteneklere ilham vermek için tasarlanmış tam hareketli uçuş simülatörleri ve uygulamalı öğrenme deneyimleri ile donatılmış durumda."
2018 yılında İstanbul Teknopark’ta açılan Mühendislik ve Teknoloji Merkezi'nin, Boeing'in dünyada yalnızca birkaç yerde faaliyet gösteren bu tür merkezlerinden biri olduğunu belirten Sargın, yaklaşık 100 mühendisten oluşan merkezin yalnızca küresel ürün geliştirmeye katkı sağlamadığını, aynı zamanda Türkiye'nin gelecekteki havacılık liderliği kapasitesini güçlendirdiğini vurguladı.
"Türkiye’nin yetenek, vizyon ve ekosistem açısından küresel havacılık geleceğinde önemli bir rol oynayabileceğine inanıyoruz. Ortaklığımız karşılıklı faydaya dayanıyor ve önümüzdeki on yıllarda bunu daha da geliştirmeye kararlıyız."
Sargın, Boeing’in vizyonunun filo yenilemesi, ileri teknoloji, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir yakıtlar, operasyonel verimlilik ve piyasa temelli önlemler olmak üzere beş temel stratejiyi bir arada ele alan çok boyutlu bir yaklaşım üzerine kurulu olduğunu kaydetti. Yeni nesil uçakların verimliliğine de değinerek, 787 Dreamliner, 777X ve 737 MAX gibi uçakların yerini aldıkları modellerden yüzde 20-30 daha fazla yakıt verimliliği sağladığını belirtti.
"SAF, tüm segmentlerde uçuşun karbonsuzlaştırılması açısından önümüzdeki 30 yılın en etkili çözümünü sunuyor. Fosil yakıt içermeyen katıksız SAF, geleneksel jet yakıtına kıyasla yaşam döngüsü karbon emisyonlarını yüzde 80’e kadar azaltabiliyor."
SAF’ın ötesinde Boeing'in yeşil hidrojen ve elektrikli uçuş gibi yeni nesil enerji çözümlerine yatırım yaptığını söyleyen Sargın, elektrikli hava araçları alanındaki çalışmalardan örnek vererek, 2010’dan bu yana tam otonom ve tamamen elektrikli hava taksisiyle 1750'den fazla başarılı test uçuşu gerçekleştiren ortak girişim Wisk ile yürütülen faaliyetleri aktardı.
Sargın ayrıca, NASA ve GE Aerospace ile birlikte Saab 340 test uçağına entegre edilen 1 megavat hibrit elektrikli uçuş sistemi geliştirme çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün getirdiği SAF zorunluluğunu sürdürülebilir havacılığa geçişte önemli bir adım olarak nitelendiren Sargın, Türkiye'nin stratejik konumu, güçlü havayolu şirketleri ve büyük havalimanları nedeniyle SAF'ın bölgesel ölçeklendirilmesinde kilit rol oynayabileceğini söyledi. Bu çerçevede Türkiye Sürdürülebilir Havacılık Platformu (TSAA) aracılığıyla SAF ham madde tedarikine yönelik analiz yürüttüklerini ve ülkenin tarım sektöründen elde edilebilecek yerli biyokütle potansiyelini değerlendirdiklerini açıkladı.
"Yerel tedarikçi ağımızı genişletmekten genç yeteneklere yatırım yapmaya, sürdürülebilir yakıt platformları ve yeni nesil teknolojiler üzerine ortak çalışmalarımıza kadar pek çok alanda Türkiye'nin yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de havacılığın geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz."
Boeing Türkiye ve Orta Asya Genel Müdürü Ayşem Sargın, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.