DOLAR
42,57 -0,04%
EURO
49,56 -0,2%
ALTIN
5.729,46 -0,19%
BITCOIN
3.844.628,8 -0,67%

Küresel Hidrojen Yatırımları 110 Milyar Doları Aştı: Çin Liderliğini Pekiştiriyor

Küresel temiz hidrojen yatırımları 510 projede 110 milyar doları aşarken Çin, yenilenebilir hidrojen kapasitesinde liderliğini güçlendiriyor.

Yayın Tarihi: 22.09.2025 11:04
Güncelleme Tarihi: 22.09.2025 11:04

Küresel Hidrojen Yatırımları 110 Milyar Doları Aştı: Çin Liderliğini Pekiştiriyor

Küresel hidrojen yatırımları 110 milyar doları aştı, Çin öne çıktı

HANDAN KAZANCI - Dünya genelinde temiz hidrojen yatırımları, Belçika merkezli Hidrojen Konseyi ile küresel danışmanlık şirketi McKinsey & Company işbirliğiyle hazırlanan "Küresel Hidrojen Pusulası 2025" ve Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) "Küresel Hidrojen Görünümü 2025" raporlarından derlenen verilere göre hızla büyüyor.

Yatırım ve proje verileri

Dünya genelinde temiz hidrojen yatırımları 510 projede 110 milyar doları aştı. Son bir yılda sektör yatırımları 35 milyar dolar artarken, 2020'den bu yana yatırımlarda yıllık ortalama yüzde 50'nin üzerinde yükseliş görüldü.

Açıklanan proje stokunda 1700'den fazla temiz hidrojen projesi bulunmakla birlikte, stokun olgunlaşması nedeniyle yeni duyuruların sayısı azaldı. Son 18 ayda uygulanma ihtimali düşük 50'den fazla proje iptal edildi; iptal edilen projelerin yüzde 80'ini erken aşamadaki yenilenebilir hidrojen girişimleri oluşturdu.

Kapasite ve taahhütler

Taahhüt edilen yıllık 6 milyon tonluk temiz hidrojen kapasitesinin 1 milyon tonu halihazırda devrede bulunuyor. Mevcut proje stokunun, gecikmeler hesaba katıldığında, 2030'a kadar 9 ila 14 milyon ton arasında kapasite sağlayabileceği hesaplanıyor.

Hidrojen projelerinin ilerlemesi için bağlayıcı satış anlaşmaları belirleyici rol oynuyor; dünya genelinde 3,6 milyon ton/yıl düzeyinde bağlayıcı satış taahhüdü bulunuyor. Bu miktar, taahhüt edilen kapasitenin yaklaşık yüzde 60'ına karşılık geliyor. Mevcut kullanım örnekleri, toplam satış taahhütlerinin yüzde 70'ini oluşturuyor.

Çin ve bölgesel eğilimler

Çin, taahhüt edilen yenilenebilir hidrojen kapasitesinin yarısından fazlasına sahip olarak elektroliz kurulumunda dünya lideri konumunda. Çin, 2022'den bu yana operasyonel kapasitesini 6 kat artırdı. Düşük karbonlu hidrojen projelerinde ise Kuzey Amerika öne çıktı.

En büyük talep, özellikle Avrupa Birliği'nde rafinaj ve amonyak üretiminde karbon salımını azaltmaya yönelik uygulamalardan geliyor. Japonya ve Güney Kore'de ise enerji üretiminde temiz amonyağın birlikte yakılması öne çıkıyor. AB, ABD, Japonya ve Güney Kore için 2030 itibarıyla yaklaşık 8 milyon ton temiz hidrojen talebi bekleniyor. Çin'de artan iç talebin karşılanması için 2 milyon ton kapasiteye sahip projeler geliştiriliyor.

IEA raporu: Aşağı yönlü revizyon ve arz kaynakları

IEA'ya göre küresel hidrojen talebi 2024'te yüzde 2 artışla yaklaşık 100 milyon ton seviyesine ulaştı. Ancak rapor, kapasite beklentisinin ilk kez aşağı yönlü revize edildiğini vurguluyor: Önceki raporda 2030 için öngörülen 49 milyon ton/yıl düşük emisyonlu hidrojen potansiyeli, iptaller ve gecikmeler nedeniyle 37 milyon ton/yıl seviyesine çekildi. Düşüşün büyük kısmının elektroliz projelerinden kaynaklandığı ve toplam gerilemenin yüzde 80'inden fazlasının bu yatırımlardan geldiği kaydedildi.

Raporda, hidrojen arzının 2024'te büyük ölçüde fosil yakıtlardan sağlandığı; geçen yıl üretimde 290 milyar metreküp doğal gaz ve 90 milyon ton kömür eş değeri kullanıldığı belirtildi. Düşük emisyonlu hidrojen üretimi 2024'te yüzde 10 artarak 1 milyon ton seviyesine yaklaşsa da toplamın yüzde 1'inden azını oluşturdu.

Politika etkisi ve 2030 projeksiyonları

IEA, yüksek maliyetler, belirsiz talep, düzenleyici çerçevede netlik eksikliği ve yavaş altyapı gelişiminin düşük emisyonlu hidrojenin yaygınlaşmasını sınırladığını bildirdi. Buna rağmen 2020'den bu yana 200'den fazla projenin nihai yatırım kararına ulaştığı ve sektörün olgunlaşmaya devam ettiği vurgulandı.

Halihazırda devrede olan veya yatırım kararı alınmış projeler sayesinde üretimin 2030'a kadar 4,2 milyon ton/yıl kapasiteye ulaşacağı öngörülüyor; bu, 2024'e kıyasla 5 kat artış anlamına geliyor. Toplam üretimde yüzde 1'in altında olan düşük emisyonlu hidrojenin payının 2030'da yaklaşık yüzde 4'e çıkabileceği, etkili politikalar uygulanması halinde 2030'a kadar 6 milyon tonluk ek kapasitenin devreye girebileceği hesaplanıyor.