Mehmet Şimşek: Cari Açığı Endişe Kaynağı Olmaktan Çıkardık

Şimşek: Net altın ithalatı hariç önümüzdeki 3 yılda cari açık/GSMH %0,5'in altında olacak; bütçe disiplini, rezerv ve dış finansman güvencededir.

Yayın Tarihi: 17.09.2025 13:43
Güncelleme Tarihi: 17.09.2025 13:43

Mehmet Şimşek: Cari Açığı Endişe Kaynağı Olmaktan Çıkardık

Mehmet Şimşek: Cari Açığı Endişe Kaynağı Olmaktan Çıkardık

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, A Haber ve A Para ortak yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şimşek, cari açığın artık bir endişe kaynağı olmadığını, bütçe disiplininin sürdürüldüğünü ve rezerv ile dış finansmana erişimde sorun bulunmadığını vurguladı.

Bütçe disiplini ve tasarruf

Şimşek, AK Parti hükümetlerinin en önemli özelliğinin bütçe disiplini olduğunu belirterek, 6 Şubat depremleri öncesinde son 20 yılda bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 2,4 olduğunu hatırlattı. Depremler sonrasında bütçe açığının yüzde 5'in üzerine çıktığını, alınan tedbirlerle 2024'te bunun yaklaşık yüzde 4,7'ye indirildiğini ifade etti.

Bu yıl için hedefin yüzde 3,1 olduğunu ancak yıl sonunda muhtemelen yüzde 3,5-3,6 civarında tamamlanacağını söyledi. Tasarruf genelgesi kapsamında 2014-2023 döneminde payı yüzde 4,6 olan harcamaların geçen yıl yüzde 3,1'e düştüğünü ve bu kalemlerde yüzde 33'lük reel tasarruf sağlandığını, bunun parasal karşılığının 115 milyar lira olduğunu aktardı.

Faiz giderleri ve hedefler

Faiz giderlerinin nominal olarak arttığını belirten Şimşek, 2002-2022 döneminde faiz harcamalarının milli gelire oranının yüzde 4,1 olduğunu, program döneminde ise bu oranın yaklaşık yüzde 3 civarına geldiğini söyledi. Şimşek, deprem giderleri nedeniyle 90 milyar dolar borçlanıldığını ve önümüzdeki üç yılda faiz dışı fazla hedefleyerek faiz giderlerinin bütçedeki payını tekrar aşağı çekeceklerini belirtti. Program döneminde 2026'da faiz harcamalarının milli gelire oranının yüzde 3,5'e, dönem sonunda ise yüzde 3,3'e inmesini beklediklerini iletti.

Cari açık, rezerv ve dış finansman

Şimşek, AK Parti döneminde cari açığın milli gelire oranının yaklaşık yüzde 3,7, altın hariç açığın ise yüzde 3,2 civarında olduğunu, geçen yıl altın hariç cari fazla verildiğini söyledi. Net altın ithalatı dahil cari açığın milli gelire oranının yüzde 0,8 olduğunu, bu yıl hedefin yüzde 2 olmasına karşın yılı yüzde 1,5 civarında bir açıkla kapatacaklarını ve önümüzdeki üç yılda net altın ithalatı hariç cari açığın milli gelire oranının yüzde 0,5'in altında olacağını açıkladı.

Türkiye'nin rezerv yeterliliği ve dış finansmana erişiminde sorun olmadığına dikkat çeken Şimşek, rezerv yeterliliğinin rahat bir düzeye geldiğini ve ihracatta da performans sorunu bulunmadığını söyledi.

İhracat, rekabet gücü ve destekler

Şimşek, ana ticaret ortaklarının büyümesinin son dönemde yaklaşık yüzde 1,8 olduğunu, ihracatın program başından bu yana yaklaşık yüzde 6 arttığını belirtti. Avrupa'nın program öncesindeki ve program dönemindeki büyüme ve ithalat verilerini paylaşarak, Türkiye'nin Avrupa'nın ithalatındaki payının program başında yüzde 3,3 iken şimdi yüzde 4'e çıktığını söyledi. Rekabet gücünde kalıcı kayıp olmadığını, zorlanan sektörlere destek verildiğini vurguladı.

Finansmana erişimde sıkıntıların geride kaldığını ve koşulların iyileştiğini belirten Şimşek, günlük reeskont kredi miktarının 300 milyon liradan 4 milyar liraya çıkarıldığını, ihracatçının piyasa faizinin neredeyse yarısıyla borçlandığını, çiftçilere ödenen kredi faizinin yüzde 70'inin hazine tarafından karşılandığını söyledi. Çiftçilere sağlanan faiz sübvansiyonunun 160 milyar lira'yı aştığını ve esnafın ödediği kredi faizinin yarısının devlet tarafından üstlenildiğini ekledi.

Konkordato ve KKM değerlendirmesi

Program döneminde konkordato başvurusu yapan firma sayısının 3 bin 856 olduğunu söyleyen Şimşek, bu firmaların reel sektördeki paylarının cirosunun yüzde 0,73, ihracattaki payının yüzde 0,7, istihdamdaki payının yüzde 0,58 ve toplam nakdi kredilerdeki payının yüzde 0,96 seviyelerinde olduğunu aktardı. Konkordatoda istismar olduğuna dair şikayetler olduğunu, Adalet Bakanlığı ile ortak çalışma grubu kurduklarını ve ticari alacakların korunmasının ele alındığını belirtti.

Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının zirveye çıktığını ancak şu an itibarıyla 8,7 milyar dolar'a düştüğünü ifade eden Şimşek, Aralık itibarıyla vadelerin dolacağını ve yenileme yapılmayacağı için KKM'nin tamamen gündemden çıkacağını söyledi. Yurt dışındaki vatandaşların kullandığı YUVAM hesaplarının zirvesinin 12,3 milyar dolar olduğunu ve son rakamın yaklaşık 4 milyar dolara indiğini, YUVAM hesaplarının kapatılmadığını vurguladı.

Program başından bu yana net rezerv artışının 115 milyar dolar olduğunu, KKM gibi döviz yükümlülüklerini de dikkate alarak Türkiye bilançosundaki iyileşmenin neredeyse 250 milyar dolar civarında olduğunu belirtti.

Kayıt dışılıkla mücadele

Şimşek, kayıt dışılıkla mücadelede kararlı olduklarını ve amacın cezalandırmak değil uyumu artırmak olduğunu söyledi.

Sonuç olarak, Şimşek bütçe disiplininin korunacağını, cari açığın yapısal olarak iyileştiğini ve rezerv ile finansman açısından Türkiye'nin güçlü bir pozisyonda olduğunu vurguladı.