Merkez Bankası Başkanı Karahan: Fiyat İstikrarı ile Kalıcı Refah Hedefi
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, fiyat istikrarının sağlanmasının kalıcı ve geniş kapsamlı refah artışının temel koşulu olduğunu vurguladı. Karahan, açıklamalarını Ankara'da düzenlenen TÜSİAD 2’nci Yüksek İstişare Konseyi toplantısında yaptı. Toplantının açılış konuşmalarını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan gerçekleştirdi; Karahan programa onur konuğu olarak katıldı.
Saha İletişimi ve Reel Sektörle İşbirliği
Karahan, Merkez Bankası'nın reel sektörle çift yönlü iletişime önem verdiğini belirtti. Konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Makro ve mikrobiyatrilerden yaptığımız analizleri, saha görüşmelerinden elde ettiğimiz bilgilerle destekliyoruz. Elde ettiğimiz bilgileri hem karar alma süreçlerinde kullanıyoruz, hem de çeşitli sektörlerdeki durum ve yapısal sorunlar hakkında tespit yapma fırsatı buluyoruz. Bunları ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla paylaşıyoruz. Bu kapsamda 2025 yılında iki bin 500’den fazla firmayla, son 5 yılda da toplamda yaklaşık 15 bin firma ile görüştük. Bu sene bu iletişimi bir adım öteye taşımaya karar verdik. Bu doğrultuda para politikası ve makroekonomik görünüm adlı toplantılar yapmaya başladık. Birçok şehirde sanayi ve ticaret odalarıyla, esnaf odalarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler gerçekleştirdik. Yeni yılda da bu toplantılara devam edeceğiz."
Üç Temel Öncelik: Rezerv, KKM ve Fiyat İstikrarı
Karahan, Merkez Bankası’nın üç önceliğini şöyle sıraladı: rezerv yeterliliğini sağlamak, KKM bakiyesini azaltmak ve fiyat istikrarını tesis etmek. Buna ilişkin verdiği bilgilerde; Merkez Bankası net rezervlerinde 120 milyar dolardan fazla artış kaydedildiğini, rezervlerin artık günlük bazda takip edilmediğini ve piyasanın rezervlerin yeterli seviyeye ulaştığını düşündüğünü söyledi.
Karahan, KKM hesaplarıyla ilgili olarak da şu veriyi paylaştı: KKM bakiyesi daha önce 143 milyar dolar seviyesine ulaşmıştı; şu anda ise bu bakiyenin 1 milyar doların altına indiğini belirtti. Bu gelişmeyi gündemden başarıyla çıkarmış olduklarını ifade etti.
Üçüncü ve en önemli öncelik olarak fiyat istikrarını vurgulayan Karahan, yüksek enflasyonun vatandaşın alım gücünü ve yaşam standartlarını düşürdüğünü, bu nedenle önce enflasyonu kontrol altına alma hedefiyle hareket ettiklerini söyledi. Aldıkları tedbirlerle enflasyonun %75’i aşmamasını sağladıklarını, ardından dezenflasyon sürecine girildiğini ve enflasyonun geldiği noktada %31 seviyesine indiğini aktardı. Karahan, "Fiyat istikrarının sağlanmasıyla birlikte kalıcı ve genele yayılan refah artışına ulaşacağız" dedi.
Fiyat İstikrarı, Maliyetler ve Faizler
Karahan, fiyat istikrarına giden yolda katlanılan maliyetleri ve alınan önlemlerin kaynaklarını anlattı. Yüksek enflasyonun alım gücünde düşüşe yol açtığını, ücret artışlarının refaha aynı oranda yansımadığını ve yüksek enflasyon dönemlerinin öngörülebilirliği azalttığını vurguladı. Bu durumun uzun vadeli yatırımlar ve verimlilik üzerinde olumsuz etkileri bulunduğunu söyledi.
Fiyat istikrarının sağlanmasının birlikte getireceği faydalara dikkat çekerek, "Fiyat istikrarı demek faizlerin kalıcı olarak düşük olması demek" ifadesini kullandı. Düşük ve öngörülebilir enflasyonun uzun vadeli finansmanın uygun koşullarda sağlanmasına, yatırım ortamının iyileşmesine ve sürdürülebilir büyümeye zemin hazırlayacağını belirtti.
Büyüme Kompozisyonu ve Özel Tüketim
Karahan, 2020 sonrası dönemde Türkiye'nin yeniden yüksek enflasyonla karşılaştığını ve bu 5 yıllık süreçte enflasyonun ortalama olarak yaklaşık %45 gerçekleştiğini söyledi. Bu dönemin para politikası açısından gevşek, kredi maliyetlerinin düşük ve kredi arzının bol olduğu bir dönem olduğunu; buna rağmen yatırım büyümesinin ivme kaybettiğini aktardı.
Karahan, rakamlarla şu değerlendirmeyi yaptı: Fiyat istikrarı döneminde yıllık bazda özel tüketim %4.5 büyürken, yüksek enflasyon döneminde özel tüketim %10 seviyelerine ulaştı. 2020 sonrası dönemde yatırımlar %5.7 büyürken özel tüketim %10 büyüdü; üretim kapasitesi bu hızla artmadığı için hızlı özel tüketim büyümesi ancak ithalatla karşılanabildi. Bunun bir yansıması olarak 2023 başında cari açığın milli gelire oranı ithalattaki artış nedeniyle %5’i aşmıştı.
Parasal sıkılaşmanın ardından büyüme kompozisyonunda dengelenme gözlemlendiğini belirten Karahan, güncel olarak yatırım büyümesinin %7,7 seviyesine çıktığını ve özel tüketimdeki hızlı artışın önemli ölçüde törpülendiğini söyledi. Böylece yatırımın tüketimden daha hızlı büyüdüğü ve büyümenin daha sürdürülebilir bir yapıya kavuştuğu değerlendirmesini paylaştı.
Karahan konuşmasını, fiyat istikrarının sürdürülebilirliği için sıkı para politikası duruşunun korunacağını vurgulayarak tamamladı ve enflasyonun düşüşünün kalıcı olmasıyla birlikte toplumun geneline yayılan refah artışına ulaşılacağını yineledi.
MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN, FİYAT İSTİKRARININ SAĞLANMASI AMACI DOĞRULTUSUNDA ALINAN MESAFEYİ ÖNEMSEDİKLERİNİ BELİRTTİ. KARAHAN, "FİYAT İSTİKRARININ SAĞLANMASIYLA BİRLİKTE KALICI VE GENELE YAYILAN REFAH ARTIŞINA ULAŞACAĞIZ" DEDİ.