42. Ulusal Gastroenteroloji Haftası'ndan sağlık uyarıları
Türk Gastroenteroloji Derneği tarafından 25-30 Kasım tarihleri arasında Antalya'da düzenlenen 42. Ulusal Gastroenteroloji Haftası'nda; karaciğer yağlanması, obezite, reflü, bağırsak sağlığı, safra taşları ve mide ilaçlarının kullanımı bilimsel veriler ışığında tartışıldı. Kongre sonunda yapılan basın toplantısında uzmanlar halk sağlığını ilgilendiren uyarılarda bulundu.
Kongre ve katılımcılar
Basın toplantısı Türk Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ayhan Hilmi Çekin başkanlığında gerçekleştirildi. Kongre Başkanı Prof. Dr. Dilek Oğuz, TGD Önceki Dönem Başkanı Prof. Dr. Mehmet Cindoruk, Kongre Sekreterleri Prof. Dr. Mehmet Asıl ve Prof. Dr. Özlen Altuğ, Kurs Koordinatörü Prof. Dr. Altay Çelebi ile Kurs Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Salih Boğa önemli başlıkları paylaştı.
Prof. Dr. Dilek Oğuz toplantıda, kongrenin 1.440 katılımcı, yaklaşık 300 yerel konuşmacı ve 20 uluslararası bilim insanının katkısıyla gerçekleştirildiğini belirtti. Prof. Dr. Ayhan Hilmi Çekin Türkiye'nin gastroenteroloji alanında uluslararası düzeyde güçlü bir konuma ulaştığını vurguladı.
Karaciğer yağlanmasında artış ve erken tanı çağrısı
Prof. Dr. Dilek Oğuz, karaciğer yağlanmasının yaygınlığına dikkat çekerek Her dört yetişkinden birinde karaciğer yağlanması var değerlendirmesinde bulundu. Oğuz, hastalığın genellikle sessiz ilerlediğini, işlenmiş gıdalar, şekerli içecekler, hareketsizlik ve stresin yağlanmayı tetiklediğini belirtti. Erken tanı için basit kan testleri ve karaciğer ultrasonografisinin önemine vurgu yapıldı; tedavide Akdeniz tipi beslenme ve vücut ağırlığının yüzde 7-10 azaltılmasının etkili olduğu ifade edildi.
Obezite: Türkiye ve dünya tabloyu paylaşıyor
TGD Önceki Dönem Başkanı Prof. Dr. Mehmet Cindoruk, obezitenin artık bireysel değil toplumsal bir sorun olduğunu belirterek Türkiye'nin obezite oranlarının Amerika ile benzer düzeyde olduğunu söyledi. Prof. Dr. Cindoruk, nüfusun yaklaşık yüzde 30'unun obez olabileceğini, bazı çalışmalarda bu oranın yüzde 40'a kadar çıktığını aktardı ve obezitenin karaciğer kanseri başta olmak üzere birçok hastalık için ana risk faktörü haline geldiğine dikkat çekti.
Cindoruk, obezite tedavisinde yalnızca diyetin yeterli olmadığını, düzenli fiziksel aktivite, medikal ve endoskopik yöntemlerin gerektiğini; medikal tedavilerin etkinliği ve erişim sorunlarına ilişkin geri ödeme tartışmalarının önemine işaret etti.
Safra taşları: Sessiz fakat riskli
Kongre Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Asıl, safra taşlarının toplumda yaygın olduğunu ve obezitenin tek risk faktörü olmadığına değindi. Safra taşlarının çoğunlukla sessiz seyredebildiğini, semptom verdiğinde sağ üst karın ağrısı, hazımsızlık ve kusma gibi yakınmalarla ortaya çıktığını anlattı; zamanında tanı ve tedavinin komplikasyonları önlemede kritik olduğunu vurguladı.
Bağırsak sağlığı ve antibiyotik uyarısı
Prof. Dr. Özlen Altuğ bağırsak sağlığının bağışıklık, metabolizma ve kanser riskiyle doğrudan ilişkili olduğunu söyledi. Altuğ, mikrobiyota dengesinin bozulmasının inflamasyonu artırarak kanser riskini yükseltebileceğini belirtti. Özellikle gereksiz antibiyotik kullanımına dikkat çekerek şu uyarıyı yaptı: İdrarda yanma şikâyetiyle anneden veya komşudan alınan ve beş gün kullanılan antibiyotikler bağırsaklardaki yararlı bakteri dengesini tam altı ay boyunca bozuyor. Bağırsak sağlığını korumak için lifli gıdalar, fermente ürünler, probiyotik-prebiyotik kaynaklar, düzenli egzersiz ve yeterli su tüketimi önerildi.
Reflü hastalığı yaygın ve yaşam kalitesini bozuyor
Kurs Koordinatörü Prof. Dr. Altay Çelebi, gastroözofageal reflü hastalığının toplumda her 4-5 kişiden birini etkilediğini belirtti. Reflü belirtileri, kronik öksürük, ses kısıklığı ve boğaz temizleme gibi yakınmalarla birlikte görülebiliyor. Uzun süreli şikayetler veya alarm bulguları olan hastaların mutlaka hekime başvurması gerektiği vurgulandı.
Proton pompa inhibitörleri (PPI) hakkında güncel veriler
Kurs Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Salih Boğa, proton pompa inhibitörlerinin asit ilişkili mide hastalıklarında 30 yılı aşkın süredir güvenle kullanıldığını ve uygun endikasyonda yaşam kalitesini artırdığını ifade etti. Boğa, medyada yer alan demans, kronik böbrek hastalığı veya kırık riskine dair iddiaların çoğunlukla gözlemsel verilerden kaynaklandığını; kapsamlı çalışmaların PPI kullanımının bunama veya kronik böbrek hastalığı riskini güçlü biçimde kanıtlamadığını gösterdiğini belirtti. Doğru doz, doğru süre ve hekim kontrolünde kullanımın önemine dikkat çekti.
Sonuç olarak 42. Ulusal Gastroenteroloji Haftası'nda uzmanlar, erken tanı, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve gereksiz ilaç kullanımından kaçınma çağrısı yaptı; özellikle karaciğer yağlanması ve obezitenin artışı ile antibiyotiklerin mikrobiyota üzerindeki uzun süreli etkileri konusunda uyarılar öne çıktı.
TÜRK GASTROENTEROLOJİ DERNEĞİ’NİN ANTALYA’DA DÜZENLEDİĞİ 42. ULUSAL GASTROENTEROLOJİ HAFTASI’NDA KARACİĞER YAĞLANMASI, OBEZİTE, REFLÜ, BAĞIRSAK SAĞLIĞI, SAFRA TAŞLARI VE MİDE İLAÇLARININ KULLANIMI BİLİMSEL VERİLERLE ELE ALINDI. KONGRE BAŞKANI PROF. DR. DİLEK OĞUZ, "HER DÖRT YETİŞKİNDEN BİRİNDE KARACİĞER YAĞLANMASI VAR" DERKEN, TGD ÖNCEKİ DÖNEM BAŞKANI PROF. DR. MEHMET CİNDORUK "TÜRKİYE’DE OBEZİTEDE AMERİKA’YLA HEMEN HEMEN AYNIYIZ" İFADESİNİ KULLANDI. KONGRE SEKRETERİ PROF. DR. ÖZLEN ALTUĞ İSE, "İDRARDA YANMA HİSSETTİĞİMİZDE DOKTORA GİTMEK YERİNE ANNEMİZDEN YA DA KOMŞUMUZDAN BİR ANTİBİYOTİK ALIP BEŞ GÜN KULLANIRSAK, BAĞIRSAKLARIMIZDAKİ YARARLI BAKTERİ DENGESİ TAM ALTI AY BOYUNCA BOZULUYOR" SÖZLERİYLE GEREKSİZ ANTİBİYOTİK KULLANIMINA DİKKAT ÇEKTİ.