E-sigara Riskleri Artıyor: Uzmanlardan Kritik Sağlık Uyarısı
Sigara kullanımının zararları 1950’li yıllardan itibaren bilimsel olarak ortaya kondu. Bu gelişmeyle birçok gelişmiş ülkede tütün kontrol politikaları uygulandı ve geleneksel sigara kullanımı azaldı. Ancak daha az zararlı olduğu iddiasıyla piyasaya sürülen e-sigaralar, kısa sürede farklı sağlık risklerini gündeme getirdi.
E-sigaraların içeriği ve gençlerde artan kullanım
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Bahadır, gençler arasında e-sigara deneme oranlarının %12-%50 arasında değiştiğini ve e-sigara kullanan gençlerin geleneksel sigaraya başlama ihtimalinin altı kat arttığını belirtiyor.
Prof. Dr. Bahadır, e-sigaraların içeriğinde nikotinin yanı sıra propilen glikol, bitkisel gliserin ve çeşitli aroma vericiler bulunduğunu; meyve, tatlı ve mentol gibi aromaların gençleri cezbettiğini, bunun nikotin kullanımının erken yaşta başlamasına yol açtığını vurguluyor. Bu maddelerin yüksek sıcaklıklarda toksik bileşiklere dönüştüğüne dikkat çekiyor.
Solunum ve sistemik sağlık etkileri
Bilimsel veriler, e-sigaraların solunum sistemi üzerindeki etkilerini açıkça ortaya koyuyor. Prof. Dr. Bahadır, en belirgin etkilerin akciğer dokusunda iltihaplanma, solunum güçlüğü ve EVALI (Elektronik Sigara ile İlişkili Akciğer Yaralanması) olduğunu; kısa süreli kullanımda bile solunum yetmezliği ve ölüme yol açabileceğini belirtiyor.
Ayrıca nikotinin kalp atım hızını ve kan basıncını artırarak kalp-damar hastalıkları riskini yükselttiği, ergenlerde nikotin maruziyetinin beyin gelişimini etkileyerek dikkat, öğrenme ve hafıza üzerinde kalıcı zararlara yol açabileceği ifade ediliyor. Gebelikte kullanımın ise düşük doğum ağırlığı, erken doğum ve nörogelişimsel bozukluk riskini artırdığı belirtiliyor.
Pasif maruziyet ve toplum sağlığı
Prof. Dr. Bahadır, e-sigara buharının ortama nikotin, ağır metaller ve toksik bileşikler yaydığını; buharın solunmasının özellikle çocuklar, yaşlılar, astım ya da kalp hastalığı olanlar için tehlike oluşturduğunu vurguluyor. Bu nedenle pasif maruziyetin önlenmesinin, tütün dumanına maruz kalmanın engellenmesi kadar önemli olduğu belirtiliyor.
Çift kullanım ve bağımlılığın sürmesi
Bazı araştırmalar e-sigaraların sigara bırakmada yardımcı olabileceğini öne sürse de, Prof. Dr. Bahadır, kullanıcıların büyük bir kısmının hem e-sigara hem de geleneksel sigara kullandığını, yani "çift kullanım" davranışı sergilediğini söylüyor. Bu durum, e-sigaraların bağımlılığı sürdürme aracı olabileceğine işaret ediyor.
Yasal düzenlemeler ve öneriler
Prof. Dr. Bahadır, Türkiye’de e-sigara ve ısıtılmış tütün ürünlerine yönelik düzenlemeleri hatırlatıyor: 1996'da yürürlüğe giren ve 2008'de kapsamı genişletilen 4207 Sayılı Kanun, 2013 değişikliğiyle elektronik nikotin sağlayıcı ürünleri kapsadı ve 2020'de yürürlüğe giren 2149 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile bu ürünlerin ithalatı ve satışı yasaklandı. Ayrıca satışın yanı sıra kullanımın da yasak olduğu; kapalı alanlarda, kamuya açık yerlerde ve toplu taşıma araçlarında kesin yasak uygulandığı vurgulanıyor.
Sonuç olarak Prof. Dr. Bahadır, elektronik sigara ve ısıtılmış tütün ürünlerinin formu farklı olsa da temelde tütün ürünü olduğunu, "daha az zararlı" iddialarının bilimsel olarak geçersiz olduğunu ve bu ürünlerin akciğer, kalp-damar, sinir ve üreme sistemlerinde ciddi olumsuz etkilere yol açtığını belirtiyor. Bu nedenle üretim, ithalat, satış ve kullanım yasaklarının kararlılıkla sürdürülmesi, denetimlerin güçlendirilmesi ve toplumun aydınlatılmasının büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor.
BAŞAKŞEHİR ÇAM VE SAKURA ŞEHİR HASTANESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI PROF. DR. AYŞE BAHADIR