DOLAR
42,55 0%
EURO
49,59 0%
ALTIN
5.760,3 0%
BITCOIN
3.898.563,49 0%

Akran ve Siber Zorbalığa Karşı Hukuki Adımlar: Çocuğun Hakları

Akran ve siber zorbalık mağduru çocuklar için TCK’daki 'tehdit', 'şantaj' ve 'kişisel verilerin hukuka aykırı paylaşılması' maddeleriyle hukuki süreç ve okul/sosyal başvuru yolları anlatılıyor.

Yayın Tarihi: 20.08.2025 11:02
Güncelleme Tarihi: 20.08.2025 11:02

Akran ve Siber Zorbalığa Karşı Hukuki Adımlar: Çocuğun Hakları

Akran ve Siber Zorbalık Hukuki Yollara Nasıl Taşınır?

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı avukat Kardelen Ateşci ile İstanbul 2 Nolu Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı avukat Ülkü Sarıtaş, akran zorbalığı ve siber zorbalık durumunda çocukların hangi hukuki haklara sahip olduğunu ve hangi adımların atılması gerektiğini AA muhabirine anlattı.

Hukuki dayanak: Akran zorbalığı TCK'da doğrudan yer almıyor

Ateşci, "akran zorbalığı" kavramının Türk Ceza Kanunu'nda doğrudan bir suç tipi olarak yer almadığını, ancak bu kapsamda gerçekleşen fiillerin "tehdit", "şantaj", "yaralama", "hakaret", "öldürmeye teşebbüs" ve "kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi veya yayılması" suçlarıyla ilişkilendirilebileceğini vurguladı.

Okul ortamında geçen bir tartışmada söylenen "videonu yayınlarım" gibi ifadelerin yalnızca tehdit olmadığını, aynı zamanda dijital şiddetin bir göstergesi olduğunu belirten Ateşci, özel görüntülerin küçük düşürme, korkutma veya kontrol amaçlı kullanıldığında çocuğun mahremiyetini, okul hayatını ve psikolojik gelişimini olumsuz etkilediğini ifade etti.

Delil ve ilk başvuru noktaları

Ateşci, olayın belgelenmesinin önemine dikkat çekerek, dijital zorbalıkta ekran görüntülerinin, fiziksel şiddet varsa sağlık raporunun destekleyici olduğunu söyledi. Delil sunulmasa dahi ilgili kurumların çocuğun beyanını dikkate alarak adım atması gerektiğini belirtti.

Zorbalık okul ortamında gerçekleştiyse ilk başvuru noktasının okul yönetimi olduğunu; rehberlik servisleri ve okul idaresinin çocuğun korunması için müdahale etmekle yükümlü olduğunu hatırlattı. Ayrıca şikayetin doğrudan emniyet birimlerine veya savcılığa yapılabileceğini, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve baro çocuk hakları merkezlerinin ücretsiz adli yardım sağlayabileceğini aktardı.

Dijital zorbalıkta acil hukuki adımlar

Ateşci, dijital ortamda paylaşılan görüntü ve kişisel verilerin kaldırılması için öncelikle sosyal medya platformlarına başvurulması gerektiğini, eş zamanlı olarak www.ihbarweb.org.tr adresine müracaat edilmesini önerdi. Sosyal medya süreçleri uzun sürebildiği için sulh ceza hakimliğine başvurarak erişim engeli talep etmenin en etkili yöntem olduğunu söyledi. Şikayetçi olunmasının faillerin cezasız kalmaması açısından önemli olduğuna dikkat çekti.

Ateşci ayrıca, Türkiye'de siber zorbalığa karşı yasal boşlukların bulunduğunu; birçok dijital platformda yaş denetiminin olmadığını ve çocuk gizliliğini koruyan düzenlemelere ihtiyaç olduğunu savundu.

Hukuki sürecin sonuçları ve dikkat edilecek hususlar

Ateşci, hukuki yollara başvurmanın akranlar arasındaki gerilimi artırabileceğini belirterek, bunun mağdur çocuk üzerinde ek etkiler yaratabileceğini söyledi. TCK uyarınca 12 yaşından küçüklerin cezai sorumluluğu olmadığını, 12-15 yaş arası çocuklarda ayırt etme gücüne bakıldığını, 15-18 yaş arası çocukların ise cezai sorumluluğunun bulunduğunu ancak yaş ve gelişim düzeyine göre indirim uygulanabildiğini anlattı.

Okul içindeki süreçler ve tazminat hakkı

İstanbul 2 Nolu Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Ülkü Sarıtaş, 15 Kasım 2022'de yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı yönetmelik değişikliğiyle akran zorbalığının disiplin maddeleri arasına alındığını ve 2023-2024 eğitim öğretim yılında seçmeli dersler kapsamında "okul temelli sosyal sorumluluk çalışmaları" dersinin yer aldığını hatırlattı.

Sarıtaş, velilerin ilk olarak okul idaresiyle iletişime geçmeleri, sözlü talep sonuçsuz kalırsa dilekçe verip evrak kayıt numarası almalarının önemini vurguladı. Ayrıca eş zamanlı olarak CİMER üzerinden şikâyet kaydı oluşturulmasını önerdi. Okulun kayıtsızlığı sürerse velilerin rehberlik hizmetlerine noter ihtarı çekebileceğini ve bunun sonuç vermemesi halinde eğitim veya bakım kurumlarına karşı tazminat davası açılabileceğini belirtti.

Sarıtaş, sokakta devam eden zorbalık durumunda ise mağdurun velilerinin zorbalık yapan çocuğun velilerine karşı tazminat davası açabileceğini, her davanın somut olaya göre değiştiğini ve hukuki destek alınmasının faydalı olduğunu söyledi. Ayrıca Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna başvurulabileceğini; kurumun başvuruları üç ayda inceleyip idari yaptırım veya para cezası kararı verebildiğini anlattı.

Toplumsal baskı ve örnek yargı kararları

Sarıtaş, sendikalar, dernekler ve vakıflar üzerinden oluşturulacak farkındalık ve kamuoyu baskısının okulu önleyici adımlar atmaya zorlayabileceğini belirtti. Örnek yargı kararlarına değinerek, özel bir okulda yüzde 80 burslu okuyan üstün zekalı 11 yaşındaki çocuğun zorbalığa uğraması sonrası açılan tazminat davasının kısmen kabul edilip okulun veliye tazminat ödemesine karar verildiğini aktardı.

Özetle: Akran veya siber zorbalığa uğrayan çocuklar için hukuki yollar mevcut; delil toplama, okul idaresi, emniyet, savcılık, Aile ve Sosyal Hizmetler, baro merkezleri ve ilgili idari kurumlar üzerinden başvurular yapılabilir. Dijital vakalarda erişim engeli ve platform başvuruları öncelikli, aynı zamanda hukuki süreçler çocuğun korunması ve sorumluların cezalandırılması açısından kritik öneme sahiptir.