Arakçi: İsrail’in saldırısı kimyasal ve radyoaktif yayılma riskini artırdı
OPCW Konferansı'nda sert uyarı
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Hollanda’nın Lahey kentinde düzenlenen Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) Üye Devletler 30’uncu Konferansında yaptığı konuşmada, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının sadece koruma altındaki nükleer tesisleri değil, OPCW denetimi altındaki alanları da hedef aldığını belirtti. Arakçi, bu saldırıların kimyasal ve radyoaktif maddelerin yayılma riskini artırdığı ve olası bir sızıntının sınır ötesi sağlık ve çevre tehdidi oluşturabileceğini söyledi.
Saddam’ın kimyasal saldırıları ve adalet çağrısı
Arakçi, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'nin insanlığın ortak vicdanının ürünü olduğunu hatırlatarak, Saddam Hüseyin’in İran’a karşı kullandığı kimyasal silahların yol açtığı acıyı vurguladı. Saddam rejiminin 8 yıl süren savaşta asker ve sivillere yönelik kimyasal saldırılarının yaralarının 40 yıl sonra bile kapanmadığını belirten Arakçi, zaman aşımının olmadığı ve gerçeklerin açığa çıkarılmasının, hesap verilmesinin zorunlu olduğunu ifade etti.
BM Şartı ve uluslararası hukuka yönelik eleştiriler
Uluslararası düzenin tek taraflı politikalara teslim olduğunu söyleyen Arakçi, Birleşmiş Milletler ve temel ilkelerinin ciddi biçimde saldırı altında olduğunu belirtti. Özellikle BM Şartı’nın 2’inci (4) maddesinin devletlerin birbirine karşı güç kullanmasını yasakladığını, bunun sürekli ihlal edildiğini ve zamanla normalleştirildiğini vurguladı.
İsrail saldırıları, ABD desteği ve bölgedeki hukuksuzluk
Arakçi, İsrail’in bölgedeki saldırı ve uygulamalarını ABD desteği ve bazı Avrupa ülkelerinin sessizliği ile ilişkilendirdi. İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik eylemlerinde yasa dışı silahların kullanıldığını, bunun yanı sıra geçen haziranda İsrail’in İran’a yönelik hukuksuz saldırısı ve ardından gelen ABD müdahalesinin bölgedeki hukukun üstünlüğünü zedelediğini kaydetti. Arakçi ayrıca ABD Başkanı'nın açıklamalarının, ABD'nin bu saldırılardaki rolünü gösterdiğini belirtti ve ABD'nin 23 Haziran'da İran'ın koruma altındaki nükleer tesislerine yönelik doğrudan saldırısına da aynı sorumluluğun atfedilmesi gerektiğini söyledi.
OPCW’nin tarafsızlığı ve İsrail’in denetime tabi tutulması
Arakçi, OPCW’nin tarafsızlığının korunması gerektiğini ve örgütün profesyonel, teknik ve siyasileşmemiş bir anlayışla çalışmasının önemine işaret etti. Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'nin amacının kitle imha silahlarını ortadan kaldırmak olduğunu belirten Arakçi, İsrail’in sözleşmeye katılması ve tam kapsamlı denetime tabi tutulmasının zorunluluk olduğunu, bunun OPCW için öncelik olması gerektiğini söyledi.
Sözleşme uygulamalarında eşitlik ve şeffaflık
Arakçi, sözleşmenin başarısının tüm taraf devletlerin hükümleri istisnasız uygulamasına bağlı olduğunu vurguladı. Hükümlerin seçici uygulanmasının güveni zedeleyeceğini ve ortak hedeflere zarar vereceğini belirterek, ABD ve bazı ülkelerin uyum eksikliklerinin ele alınması gerektiğini kaydetti.
Yaptırımların mağdurlar üzerindeki etkisi
Arakçi, ABD’nin tek taraflı yaptırımlarının İran’daki kimyasal silah mağdurlarının tedavisine ulaşmasını olumsuz etkilediğini söyledi. Tek taraflı ve hukuka aykırı yaptırımların kimyasal malzeme ve ekipmanların barışçıl amaçlarla transferini kısıtladığını, bunun da mağdurların gerekli ilaç ve tıbbi ekipmana erişimini engellediğini belirtti ve ilgili ülkelerin bu konuda yükümlülükleri bulunduğunu hatırlattı.
Arakçi konuşmasında, OPCW'nin bağımsız teknik görevini özgürce yerine getirebilmesinin ve sözleşme hükümlerinin eşit uygulanmasının uluslararası güvenlik ve insanlık adına hayati önem taşıdığını vurguladı.
İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI ARAKÇİ: "İSRAİL’İN SALDIRISI, KİMYASAL VE RADYOAKTİF MADDELERİN YAYILMA RİSKİNİ ARTIRDI"