DOLAR
42,54 0%
EURO
49,57 0%
ALTIN
5.756,81 0%
BITCOIN
3.837.921,56 0%

Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa Baskını: Filistin, Gazze Ateşkes Çabalarını Sabote Etme Girişimi Dedi

Filistin, Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa baskınını 'bölgeyi ateşe atma' ve Trump'ın Gazze ateşkes çabalarını sabote etme girişimi olarak nitelendirdi.

Yayın Tarihi: 08.10.2025 21:50
Güncelleme Tarihi: 08.10.2025 21:50

Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa Baskını: Filistin, Gazze Ateşkes Çabalarını Sabote Etme Girişimi Dedi

Filistin: Ben-Gvir'in Aksa baskını Gazze ateşkes çabalarını sabote etmeye yönelik

Filistin, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te Müslümanların kutsal mekanı Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskını, 'bölgeyi ateşe atma ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'de ateşkesi sağlama çabalarını engelleme girişimi' olarak değerlendirdi.

Filistin Dışişleri Bakanlığı'nın tepkisi

Filistin Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Ben-Gvir'in İsrail polisi ve toprakları gasbeden İsrailliler eşliğinde Aksa'ya yönelik tekrarlayan baskınları kınandı. Açıklamada bu baskınların Mescid-i Aksa'nın zaman ve mekan olarak bölünmesini kalıcı hale getirmeyi amaçladığı belirtildi.

Bakanlık, başta Ben-Gvir olmak üzere toprakları gasbeden İsraillilerin bu sömürgeci ve provokatif eylemlerinin işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te gerilimi tırmandırmayı ve tüm bölgenin alevlenmesini hedeflediğini vurguladı. Ayrıca bu tür provokasyonların dünya genelindeki Müslümanların tepkisini çektiğine dikkat çekildi.

Açıklamada, Ben-Gvir'in 'Trump'ın Gazze'de Filistin halkını hedef alan İsrail saldırılarının durdurulması için sarfettiği başta olmak üzere gösterilen uluslararası çabaları başarısız hale getirmeye çalıştığı' kaydedildi. Bakanlık, uluslararası toplumdan ve kurumlarından İsrail'in uluslararası hukuku ağır şekilde ihlal eden eylemlerinden dolayı hesap sorulmasını talep etti.

Kudüs Valiliği: 'Ciddi ve sistematik bir tırmanış'

Kudüs Valiliği'nden yapılan açıklamada ise İsrail polisinin sıkı koruması altında, aşırılık yanlısı İsrailli gruplar, bakanlar ve milletvekillerinin katılımıyla Mescid-i Aksa'nın avlusuna yapılan geniş çaplı baskınlar konusunda uyarıda bulunuldu. Valilik, Ben-Gvir'in düzenlediği baskını 'ateşle oynamak ve sonu iyi olmayacak bir delilik' olarak nitelendirdi.

Açıklamada, Mescid-i Aksa'ya dün ve bugün düzenlenen baskınların Yahudileştirme planları kapsamında 'ciddi ve sistematik bir tırmanış' olduğu; bu planların Aksa'daki mevcut tarihi ve hukuki statükoyu değiştirmeyi hedeflediği, silah zoruyla ve ırkçılıkla yeni bir dini gerçeklik dayatmaya çalıştığı ifade edildi. Valilik, Mescid-i Aksa'nın sadece Müslümanlara ait olduğunu ve İsrail'in bunu değiştirme ya da zaman ve mekan açısından bölme konusunda başarılı olamayacağını vurguladı.

Ben-Gvir'in ihlalleri ve tepkiler

Itamar Ben-Gvir, ihlal ve provokasyonlarını sürdürerek işgal altındaki Doğu Kudüs'te Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. İsrail basını, Ben-Gvir'in Yahudilerce kutsal 'Sukot Bayramı' (Çardaklar Bayramı) sırasında Aksa'ya girişine ilişkin haberlere yer verdi.

Polis koruması eşliğinde Aksa'ya giren Ben-Gvir, baskını 'Gazze'ye yönelik saldırılarda zafer ve rehinelerin geri dönmesi için dua etmek amacıyla' gerçekleştirdiğini ifade etti. ABD merkezli X şirketinin sosyal medya platformundaki hesabından yaptığı açıklamada da 'İki yıl sonra zafer bizim ve buranın sahibi biziz.' iddiasında bulunarak provokasyonunu sürdürdü.

Sosyal medyada yayılan videolarda Ben-Gvir'in Burak (Ağlama) Duvarı'na giderek İsrailli aşırı sağcılarla dans ettiği görüldü. 'Çardaklar Bayramı' gibi kutsal günlerde aşırı sağcıların Aksa'ya yönelik ihlallerinde artış yaşandığı biliniyor. Ben-Gvir, birçok Arap ve İslam ülkesinden gelen sert eleştirilere rağmen Aksa'nın avlularına baskınlarını sürdürdü. Ağustos'ta da Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen Ben-Gvir, avluda kalabalık bir grupla çevrili halde telefonundan 'Talmud' ayini duası okurken görülmüştü.

Haberde ayrıca, üst düzey İsrailli yetkililerin Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlarının, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden önceden onay alındıktan sonra gerçekleştiği belirtiliyor.