Catatumbo'daki Çatışmalar Yerinden Edilenlerin Sayısını 54 Bine Çıkardı
Kolombiya'nın kuzeydoğusunda yer alan Catatumbo bölgesinde, silahlı isyancı gruplar olan Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN) ve FARC 33. Cephesi arasında süregelen çatışmalar, yerinden edilenlerin sayısını 54 bini aşmasına neden oldu.
Çatışmaların Sebepleri ve Etkileri
Catatumbo, Kolombiya'nın Doğu Cordillera Sıradağları ile Maracaibo Gölü arasında küçük bir alanı kapsayan ve sınır ötesi bir bölge olarak kabul edilen bir yerleşimdir. 16 Ocak tarihinde başlayan çatışmalar, koka tarlalarının ve uyuşturucu kaçakçılığı yollarının kontrolü için yaşanan şiddet olayları ile tetiklendi.
Kolombiya'daki Kuzey Santander Valiliği'nin yayımladığı verilere göre, 54 binden fazla kişi evlerini terk ederken, 32 bin 448 kişi zor koşullar altında yaşam mücadelesi veriyor.
İnsani Yardım ve Göçmen Raporları
Kolombiya Savunma Bakanlığı, 30 Ocak itibarıyla 38 bin ton insani yardım dağıttığını ve 19 bin 65 kişinin güvenli bölgelere yerleştirildiğini açıkladı. Çatışmalar nedeniyle ölüm sayısının 56'ya ulaştığı bildirildi. Ancak yerel kaynaklara göre, 16 Ocak'tan bu yana 80 kişi hayatını kaybetti.
Birleşmiş Milletler, Catatumbo'daki insani kriz için 3,8 milyon dolar acil yardım fonu tahsis etti. Kolombiya'daki BM Mukim ve İnsani Yardım Koordinatörü Mireia Villar, yardımın 77 binden fazla kişiye ulaşacağını açıkladı.
Çocukların Eğitimi Tehdit Altında
Catatumbo'daki çatışmalar sonucunda eğitim durma noktasına geldi. Save the Children Colombia Vakfı, 46 bin 500 çocuğun eğitimine devam edemediğini, 710 okulun ise güvenlik nedeniyle kapatıldığını duyurdu.
Hükümetin Yanıtı ve Otorite Boşluğu
Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, kriz sonrası İç Kargaşa Hali ilan etti ve bölgeye asker sevk etti. Ancak, Dr. Hector Galeano David gibi uzmanlar, Catatumbo'nun en ihmal edilmiş bölgelerden biri olduğunu, burada ciddi bir otorite boşluğu yaşandığını belirtiyor.
Petro, ELN'yi itham ederek, bu grubun devrimci ideallerden uzaklaşıp uyuşturucu kaçakçılığı ile bağlantılı hale geldiğini söyledi. Galeano ise, devletin yeniden meşruiyet kazanmadığı sürece zorla yerinden edilmelerin devam edeceğini vurguladı.
