Ruhsal Yaralar: Uzun ve Hassas Bir İyileşme Süreci
6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde, Kahramanmaraş’taki yıkımların ardından özellikle psikososyal desteğin ne denli önemli olduğu bir kez daha gündeme geliyor. Uzman Psikolog Edanur Aksünger’in kaleme aldığı yazıya göre, depremin ardından yaşanan ruhsal yaraların tedavi süreci, fiziksel iyileşmelerden çok daha karmaşık bir yapı arz ediyor.
Afetlerin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkisi
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verileri, şiddetli afetlerin toplumsal ruh sağlığına etkisini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye’deki depremler sonrası, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) oranlarının giderek arttığı gözlemleniyor. Örnek vermek gerekirse, 1999 Marmara Depremi’nde yüzde 25 olarak belirlenen TSSB oranı, 2023 Kahramanmaraş depremlerinde yüzde 35’e kadar yükselmiştir.
İyileşme Sürecindeki Temel Unsurlar
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu süreçte üç temel unsur üzerinde durmaktadır: profesyonel psikoterapi, sosyal destek ve toplumsal dayanışma. Özellikle afet sonrası psikososyal destek hizmetlerinin yaygınlaştırılması, bireylerin duygusal iyileşme süreçlerini hızlandırıyor.
Türk Kızılay, afet bölgelerinde psikolojik yardım ve kriz müdahale hizmetleri sunarak bu sürece katkı sağlıyor. 6 Şubat depremlerinin ardından, Kızılay’ın psikososyal destek ekipleri, çeşitli illerde çalışmalarını sürdürdü ve toplamda 190 bin bireye destek sağladı.
Çocukların İyileşme Süreci
Çocuklar, depremin en savunmasız grubu olarak dikkat çekiyor. Yapılan araştırmalar, deprem sonrasında çocukların yüzde 60’ında TSSB belirtileri görüldüğünü ortaya koyuyor. Kızılay’ın çocuklara yönelik programları, oyun terapisi ve grup etkinlikleri ile bu durumu hafifletmeyi amaçlıyor. Erken müdahalenin etkisi, Japonya ve Haiti örnekleriyle de desteklenmektedir.
Uzun Vadeli İyileşme Stratejileri
Ruhsal yaraların iyileşmesi, genelde 3 ila 5 yıl sürebilir, ancak düzenli ve sürdürülebilir psikososyal destek ile bu süre kısaltılabilir. Afetin ilk yılı içinde sağlanan yardımlar, ruhsal travmanın kalıcı hale gelmesini önlemekte oldukça etkilidir. Araştırmalar, afetzedelerin düzenli desteğe katılım sağlaması durumunda gözle görülür iyileşmeler yaşandığını göstermektedir.
Sözün kısası; depremin getirdiği ruhsal yaraların iyileşmesi, yalnızca kurumsal destekle mümkün değildir. Bireylerin toplumsal dayanışma ile bu süreci daha sağlıklı ve hızlı atlatması, geleceğin sağlam temellere dayalı olmasını sağlayacaktır.