DOLAR
42,69 0%
EURO
50,15 0%
ALTIN
5.897,7 0,01%
BITCOIN
3.851.495,52 0,07%

Gazze Mahkemesi İstanbul Oturumu: Hukuki Boşluklar ve Küresel Eylemsizlik

Gazze Mahkemesi'nin İstanbul'daki nihai oturumunda İsrail'in Gazze'ye yönelik suçları, hukuki boşluklar ve uluslararası eylemsizlik ele alındı.

Yayın Tarihi: 23.10.2025 15:34
Güncelleme Tarihi: 23.10.2025 15:34

Gazze Mahkemesi İstanbul Oturumu: Hukuki Boşluklar ve Küresel Eylemsizlik

Gazze Mahkemesi İstanbul Nihai Oturumu: Hukuki Başarısızlıklar ve Küresel Eylemsizlik

Gazze'de işlenen uluslararası suçların araştırılması amacıyla kurulan küresel ve bağımsız girişim Gazze Mahkemesinin İstanbul'da düzenlenen nihai oturumu, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, abluka sırasındaki hukuki eksikler ve uluslararası toplumun hareketsizliği üzerine kapsamlı tartışmalara sahne oldu.

Meclislerin Genel Değerlendirmesi

Oturumda "Gazze Mahkemesi Meclislerinin Çalışmalarına Genel Bakış" sunularak, meclislerin topladığı deliller çerçevesinde Gazze'deki "soykırım" iddialarının, apartheid uygulamalarının ve sivil nüfusa yönelik hedefli teknoloji kullanımının incelendiği belirtildi.

Boston Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Susan Akram, 1. Meclisin çalışmalarına ilişkin değerlendirmesinde uluslararası hukuki çerçevelerdeki boşluklara vurgu yaptı. Akram, çeşitli uluslararası kurumlarda görülen zaaflara dikkat çekerek Gazze Mahkemesi'nin amacını şu sözlerle özetledi: "var olan yasal çerçeve ve mahkemelerde soykırım, etnik temizlik ve sivil nüfusa yönelik hedefli teknoloji kullanımı gibi konulardaki zayıflıkları tespit etmek".

Akram, Meclis'in Filistinli kuruluşlar ile bölgesel ve uluslararası sivil toplumdan alınan kapsamlı ifadelerle, Gazze'deki soykırımın ve süregelen baskının temel nedenlerini ayrıntılı olarak belgelediğini aktardı. Sunulan bulgular arasında keyfi gözaltılar ve işkenceler, Gazzelilerin su, gıda ve tıbbi yardım gibi temel ihtiyaçlardan yoksun bırakılması gibi iddialar yer aldı.

"Genel olarak karşı karşıya olduğumuz zorluk, en önemli görevi olan soykırım gibi en kötü uluslararası suçu önlemek ve durdurmakta tamamen başarısız olan uluslararası ekosistemle ilgilidir."

Uluslararası Sistem ve Eleştiriler

ABD'li insan hakları avukatı ve eski BM yetkilisi Craig Mokhiber, "Uluslararası İlişkiler ve Dünya Düzeni" başlıklı değerlendirmesinde, meclisin yıllardır süregelen "sömürgeci mülksüzleştirmeyi ve küresel siyasi yapıların devam eden etkilerini" irdelediğini belirtti. Mokhiber, uluslararası toplumun soykırım yaklaşımını eleştirerek şunları vurguladı: "İsrail'in suçlarının canlı bir şekilde yayımlanmasına rağmen uluslararası sistemin açık beyanı Filistin'deki soykırımı durdurmayı başaramadı."

Mokhiber, Gianni Pinoni'nin araştırmalarının küresel güçlerin, ABD dahil, "etkili ateşkes önlemlerinin" alınmasını engellemedeki rolünü gösterdiğini; Phyllis Bennis'in ise İsrail politikalarının apartheid dönemi Güney Afrika uygulamalarıyla benzerlik taşıdığına dikkat çektiğini aktardı. Buna rağmen Mokhiber, sivil toplumun "sistematik adaletsizlikte" oynadığı hayati rolü vurguladı.

Tarih, Etik ve Felsefe

North Carolina Üniversitesi Tarih Profesörü Cemil Aydın, konuşmasında Filistin'de uygulanan sömürge yönetiminin dışarıdan dayatılan bir süreç olduğunu belirterek Osmanlı dönemi kozmopolit yapıyla İngiliz sömürgeciliği dönemindeki şiddeti karşılaştırdı. Aydın, İsrail'in kitlesel imhayı nasıl "devlet güvenliği için bir gereklilik" olarak meşrulaştırdığını açıklarken, "Soykırımlar her zaman bir güvenlik mantığı ile gerçekleşir." ifadesini kullandı.

Aydın, mahkemenin suçları belgeleme ve adaleti savunma kararlılığını vurgulayarak konuşmasını "Kurbanlar, kim olursa olsun bir daha asla olmamalı." sözleriyle sonlandırdı.

Meclis üyeleri ayrıca Filistin'in yerli tarihinin silinmesi amacıyla arkeoloji ve eğitimin nasıl kullanıldığını ve Holokost anlatılarının "devleti hesap verebilirlikten korumak için" araçsallaştırılmasını da ele aldı. Üyeler, Filistinlilerin evlerinin, okullarının ve kültürel alanlarının silinmesine dikkat çekerek İsrail politikalarının temelinde süregelen bir soykırım mantığı bulunduğunu belirtti.

Saraybosna Toplantısı ve Deklarasyon

Mahkeme, 26-29 Mayıs tarihlerinde Bosna Hersek'in Saraybosna kentinde düzenlenen ilk oturumun özetini paylaştı. London Queen Mary Üniversitesi'nden Prof. Dr. Penny Green, sivil toplumun merkezi rolünü anlatarak şu değerlendirmeyi yaptı: "Sivil toplum, devletlerin yıkıcı şiddetini tespit etmek, toplamak, analiz etmek, adlandırmak ve meydan okumak konusunda uluslararası hukuktan çok daha etkili bir güç olduğunu kanıtladı."

Green, BM ve diğer kurumların soykırımı önleme konusundaki başarısızlığına işaret ederek, "İsrail'in devam eden soykırımı, BM sisteminin bugüne kadar savaş suçlarını, insanlığa karşı suçları ve soykırımı önleme ve cezalandırma konusunda tam bir başarısızlık yaşadığını gösteriyor." dedi. Ayrıca Filistinli sivil toplum kuruluşları ve bağımsız gazeteciler tarafından uzun yıllardır ortaya konan belgelerin önemine dikkat çekti.

Mahkemenin önceki çalışmalarının ürünü olan Saraybosna Deklarasyonu, İsrail güçlerinin Gazze'den çekilmesi, sınırsız insani yardımın yeniden başlatılması ve tüm Filistinli tutukluların serbest bırakılması dahil olmak üzere acil eylem çağrısı yapmıştı.

İstanbul'daki nihai oturum, Gazze'deki iddiaların belgelenmesi, hukuki boşlukların teşhisi ve uluslararası toplumun eylemsizliğine karşı sivil toplumun rolünün yeniden tanımlanması bakımından kritik bulgular sundu.

Gazze Mahkemesinin nihai oturumu kapsamında uzmanlar, Gazze Mahkemesi meclislerinin çalışmalarında...

Gazze Mahkemesinin nihai oturumu kapsamında uzmanlar, Gazze Mahkemesi meclislerinin çalışmalarında İsrail'in Gazze'ye saldırıları ve ablukası boyunca işlenen uluslararası suçlar, bu süreçteki hukuki başarısızlıklar ve küresel eylemsizlikler gibi konuları ele aldı. North Carolina Üniversitesinden Tarih Profesörü Cemil Aydın, konuşma yaptı.